2012 yılında “Beyin Göçü Değil Beyin Gücü” sloganıyla yola çıkan ve yurt dışında başarılı olan bilim insanlarımızı beyin kaybı olarak görmediklerini, zaten yapılan çalışmalarla onların birikimlerini ülkemizdeki öğrencilere aktardıklarını ifade eden Bilim Elçileri Derneği, gazetemiz Güçlü Anadolu’nun sorularını yanıtladı. Projenin kurucusu ve derneğin yönetim kurulu başkanı olan Cemal Alçık, “21. yüzyılda sorunların değil çözümlerin konuşulması gerektiğine inanıyoruz. Bu inançla tüm cümleleri yeniden yazıyor ve dünyayı bulduğumuzdan daha güzel bırakmak hayaline koşuyoruz” dedi. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Bilim Elçileri Derneği’nin neresinde yer alıyorsunuz? Sorunuza geçmeden önce böyle bir röportaj yaptığınız için Bilim Elçileri olarak çok teşekkür ederiz. İsmim Cemal, bu projenin kurucusu ve şu anki derneğin yönetim kurulu başkanıyım. Bilim Elçileri Derneği’ne gelecek olursak dernekten bahsedebilir misiniz? Nasıl kuruldunuz, amaçlarınız neler? 2012 yılında “Beyin Göçü Değil Beyin Gücü” sloganıyla ve TAF Network adıyla İstanbul’da başlattığımız bir projedir. Neden bu sloganı seçtik? Çünkü bilimin evrensel olduğuna, bilim insanlarımızın evrensel olduğuna inandık ve bu düşünceyle dünyanın herhangi bir yerinde bulunan bilim insanımızı kayıp olarak ya da beyin göçü olarak değil beyin gücü olarak niteledik. Burada hemen bahsetmek isterim ki, amacımız herkesi yurt dışına gönderelim beyin gücümüzü hep başka ülkeler kullansın değil. Ama bedenen burada olmasa da bu ülkeye çok büyük katkılar sağlanabileceğini aktarmak istedik. Örneğin Aziz Sancar 2015’de Nobel Ödülü aldı. Bu ülkemiz adına gurur verici bir durum. Biz Aziz Sancar gibi bilim insanlarımızı ne olursa olsun ülkesine gelsin hizmet etsin diye geri getiremeyiz, getirmemiz doğru da olmaz. Özet olarak yurt dışında başarılı olan bilim insanlarımızı biz beyin kaybı olarak görmüyoruz. Biz de zaten yaptığımız çalışmalarla onların birikimlerini ülkemizdeki öğrencilere aktarıyoruz. Kurumlara, kuruluşlara aktarmada köprü görevi görüyoruz. TAF Network olarak bir öğrenci projesi olarak başlayan bu çalışma 2017 yılında dernekleşti ve bir sivil toplum kuruluşu oldu. Şimdilerde sadece bilim insanlarıyla alakalı çalışmalar yapmıyoruz. Bütün Cümleler Yeniden Yazılmalı! mottosuyla 21. yüzyılda sorunların değil çözümlerin konuşulması gerektiğine inanıyoruz. Bu inançla tüm cümleleri yeniden yazıyor ve dünyayı bulduğumuzdan daha güzel bırakmak hayaline koşuyoruz. İsviçreli ressam Paul Klee’nin “Çizgi yürüyüşe çıkmış bir noktadır” cümlesinden ilham alarak değer verdiğimiz noktalarla çizgimizi oluşturuyoruz. İlk noktası Bilim olan çizgimizin yürüyüşe çıkan diğer 6 noktası ise: Evrensellik İlham Gönüllülük Paylaşım Samimiyet Sürdürülebilirlik‘tir. Dernek olarak faaliyetleriniz neler? Faaliyetlerimizin hepsini üniversite öğrencileriyle yaptığımızın altını çizerek başlayayım. Tüm çalışmalarımızın mutfağında ve sahasında üniversiteli öğrenciler var ve çok büyük emek harcıyorlar. Buradan tüm Bilim Elçilerine teşekkür ederek faaliyetlerimize değineyim: TAF Network adlı projemizle dünyaca ünlü bilim insanlarımızı araştırıp onların birikimlerini ülkemize aktarmaya çalışıyoruz. Bilim Nöbetçiliği adlı projemizle, ortaokul öğrencilerine deneylerle bilimi sevdirmeye, onlara ilham olmaya çalışıyoruz. İlham Koçluğu adlı projemizle liselilere koçluk, mentörlük yapıyoruz. Yarının Eğitimi adlı projemizle eğitimin yarınlarını ele almaya ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. İyilik Nöbetçiliği adlı projemizle iyiliği yaymaya yönelik iyilik kartlarını dağıtıyoruz. Bilim Gezileri çalışmamızla yurt dışındaki ülkelere geziler organize ediyoruz. RöporTAF adlı çalışmamızla youtube üzerinden yurt dışındaki hocalarımızla röportajlar gerçekleştiriyoruz. Youtube’dan TAF Network adlı kanalımızdan tüm röportajlara ulaşabilirsiniz. Eski adıyla Yurt Dışı Farkındalık Zirvesi, yeni adıyla Bilim Elçileri Zirvesi düzenleyerek dünyaca ünlü bilim insanlarımızı Türkiye’ye getirerek öğrencilerle buluşturuyoruz. Buna benzer birçok faaliyet daha yaparak bir bilim ikliminin oluşmasına, öğrencilere ilham kaynağı bularak bilime teşvik etmeye çalışıyoruz. Projelerinizden bahseder misiniz? Örneğin ‘Bilim Nöbetçiliği’ projenizi anlatabilir misiniz? İlk ve ortaokul öğrencilerine bilimi sevdirmeyi hedefleyen bir projemiz Bilim Nöbetçiliği. Çocukları ve gençleri bir araya getirerek toplum bağlarını kuvvetlendiren bir projedir. Ne Yapıyoruz? 1. Çocuklar için bilimi eğlenceli ve ulaşılabilir kılıyoruz. 2. Düzenli ve uzun soluklu olarak uyguladığımız modüllerle çocuklarda kalıcı etki bırakıyoruz 3. Başarılı Türk bilim insanlarını tanıtarak çocuklara “Ben de yapabilirim” inancını aşılıyoruz. 4. Lisans öğrencileri için çocuklarla edindiklerini deneyimler üzerinden kendilerini tanıma fırsatı oluşturuyoruz. 5. Profesyonel hayata atılmadan önce her gencin deneyimlemesi gerektiğine inandığımız gönüllülük bilincini aşılıyoruz. Bilim Elçileri Derneği Gönüllüsü olmak için ne yapmak gerekiyor? Kriterleriniz neler? Gönüllüleriniz ne gibi çalışmalar yürütüyorlar?  Her yıl bir Ocak ayında bir de Ağustos ayında gönüllü alımı yapıyoruz. Yukarıda saydığım tüm projeler bu gönüllüler tarafından yürütülüyor. Gönüllüleri seçerken ilk kriterimiz hakikaten de gönüllü olarak gelmesi. İnanıyoruz ki gönül verilerek zaman ayırılan ve emek sarf edilen her iş başarıya ulaşır. Bizler de birer gönüllü olarak bu şekilde çalışıyoruz. Tabii bu kriter haricinde takım çalışmasına yatkınlığına ve daha önceden yaptığı gönüllü çalışmalara bakıyoruz. Ancak bizim için en önemli unsur evrensel değerlere sahip olması ve bilimi, eğitimi her şeyin önüne koymasıdır. Bu şekilde sorunlarımı çözebileceğimizi düşünüyoruz. Biraz da güncele dönecek olursak Türkiye’nin bilime verdiği önemde eskiye nazaran değişim var mı? Siz dernek olarak çocukları, gençleri bilimle tanıştırmak, kaynaştırmak adına neler yapıyorsunuz? Sivil toplum kuruluşları bu noktada ne kadar önemli? Eskiye nazaran değişimin olduğuna inanıyorum. Ancak bu yetmez, yetmiyor. Üniversitelerimiz, okullarımız, bilim insanlarımız var, yani imkanlarımız var ama bilimde istediğimiz yerde değiliz halen. Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında daha çok yer almalıyız. Bir tane Nobelimiz var. Sayısını artırmak için daha çok teşvik, destek olmalıyız. Gerek ülkemizdeki uzman kişilerle gerekse de yurt dışındaki bilim insanlarımızla güzel bir bilim iklimi nasıl oluşturulur diye çok çalışmalıyız. Ama şunu ifade etmem gerekiyor: Bugün dünyanın en iyi üniversiteleri arasında gösterilen Harvard’ı, Oxford’u ya da Stanford’u her şeyiyle alıp ülkemizin ortasına koysak yine bu maya tutmaz. Çünkü bu bir bilinç işi ve bu bir topyekun kalkınma kültürü. Toplumumuz 7 den 70 e bir değişim dönüşüm yaşarsa, yaşamayı kabul ederse bu iş başarılı olur ve çok kısa sürede bilimde, sanatta, eğitimde, ekonomide ilk sıralara ulaşabiliriz. Bunun için de herkes bulunduğu noktanın hakkını verecek ve yaptığı işi en iyi yapacak. Martin Luther King’in çok sevdiğim ve sürekli tekrar ettiğim bir sözü var. King diyor ki: “Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michalengelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki, gökteki ve yerdeki herkes durup, burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.” Ben buna şöyle bir de ek yapıyorum: Ya da Mimar Sinan’ın eser yaptığı, Dede Efendi’nin beste yaptığı veya Yunus Emre’nin şiir yazdığı gibi süpürün. Getirmek istediğim nokta, herkes işini en iyi yaparsa bu bilim iklimi, sanat ve kültür iklimi çok hızlıca gelecektir. Bu yüzyıla damga vurmak istiyorsak kavgayı gürültüyü kenara bırakıp değişimi yönetmemiz gerekmektedir. Biraz uzattım kusura bakmayın. Sorunuzun son kısmına da kısaca cevap vereyim. Biz bir STK olarak bu iklimi getirmek için uğraş veriyoruz. Ve STK’ların burada çok büyük bir rolünün olduğuna da inanıyoruz. Bilim ve eğitime ülkece gerektiği kadar önemi verelim sonra elimize çayımızı alalım ve ortaya çıkan güzellikleri keyifle seyredelim. Son olarak eklemek istedikleriniz ya da bilim adına vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Bizler dünyayı bulduğumuzdan daha güzel bırakmak hayaline doğru koşuyoruz. Bunun bilimle, eğitimle, sanatla, kültürle ve en önemlisi bilinçli bir toplumla olacağını biliyor buna dair projeler geliştiriyoruz. Dernek olarak daha yolun başındayız, belki emekleme çağındayız ama ümitle, aşkla, inançla ve sivil toplum kuruluşunun getirdiği sivillikle koşturmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Bizimle röportaj yaptığınız ve gazetenizde yer verdiğiniz için çokça teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum. (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim