Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, düzenlediği basın toplantısında, Eylül ayında üretici ve market fiyatlarındaki değişimi açıkladı. Fiyatı artan ve düşen ürünler konusunda bilgi verdi. Üretici-market fiyat farkına değinen Bayraktar, halkın beslenme alışkanlıkları ve en fazla tükettiği ürünler, ette üretim ve tüketim rakamları, kırsalda nüfus kaybı ve bu kaybın durdurulması nüfusun kırsalda tutulması için yapılması gerekenleri anlattı. Sözlerine Hakkari’de şehit düşen askerlere başsağlığı dileklerinde bulunarak başlayan Bayraktar,”Ülkemiz son 10 yılda 218 ülke içinde toplam kırsal nüfus kaybında 1,5 milyonla dünyada 9’uncu, kırsal nüfus oranı azalmasında 27’inci sırada bulunuyor. Bu önemli bir sorun. Kırsalda nüfus tutamıyoruz. Kırsal boşalıyor. Sadece tarımın geleceği açısından değil, ülke nüfus dengesi açısından da bu çözülmesi gereken bir sorundur. Tarımdan kopacak nüfusun kırsalda tutulması, kırsalın kaderine terk edilmemesi gerekir. Tüm nüfusun üç-beş büyük şehre, batı ve güney illerimize toplanması son derece yanlıştır. Bugün Ankara ve Kars arasındaki kırsal nüfusta büyük bir azalma vardır. Bunun tersine çevrilmesi, bu bölgede büyük merkezler oluşturulması gerekir” şeklinde konuştu. DAHA FAZLA ÜRETMENİN YOLLARINI BULMALIYIZ “Hem dünyada yaşanan gıda açığını kapatmak hem ülke içinde yetersiz kaldığımız bazı alanlarda üretimi arttırmak zorundayız” diyen Bayraktar, et, yağlı tohumlar, mısır, çentik, pamuk gibi bazı ürünlerde üretimimiz ihtiyacın altında kalıyor. Tarımda bir üretim patlaması yapmamız, açık verdiğimiz ürünlerde daha fazla üretmenin yollarını bulmamız gerekir ifadelerini kullandı. Bayraktar, “Ülkemizde tarımımızın yapısal sorunları çözülür ve çiftçimizin önü açılırsa sadece ülkemizi doyurmaya etmekle kalmayız. Rahatlıkla içinde bulunduğumuz bölgenin gıda açığını da kapatırız. Parçalanmış arazı yapısı, sulama alt yapısının bitirilememiş, ekonomik örgütlenmenin tam anlamıyla sağlanamamış olması belli başlı yapısal sorunlarımızdır. Bunlar çözüm bekliyor” dedi. “NÜFUSU BESLEMEK İÇİN ÜRETİM YÜZDE 60-70 ARTMASI GEREKİR” Dünya nüfusunun önümüzde ki 33 yılda 2 milyar daha artarak 2050’de 9,6 milyara çıkacağını söyleyen Bayraktar, “Şu artık görünür bir gerçektir. Gıdaya erişim gittikçe zorlaşacak. Dünyadaki nüfusu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70 artması gerekiyor. Uzmanlara göre son 8 bin yılda tüketilen kadar gıda önümüzde ki 40 yılda tüketilecek. Müthiş bir gıda talebi baskısıyla karşı karşıyayız. Fakat tarımsal üretimi aynı hızla arttıramıyoruz. Dünyamızda son 40 yılda tarıma elverişli arazilerin yüzde 30’u verimsizleşti. Küresel düzeyde her yıl, İtalya kadar tarım alanı kaybediyoruz. Dünya da ciddi hasra görmüş tarım arazilerinin oranı dörtte bire ulaşıyor. Her yıl 1,3 ton gıdayı çöpe atıyoruz. Türkiye Nüfusunun 10 katı kadar insanın açlık çektiği dünyamız da 9 katı insan da obeziteden muzdarip durumdadır. Bu insanlığın en büyük sorunudur” diye konuştu. “SANAYİCİLER ÜRETİCİLERİ KORUMALI” Kırmızı et açığımız olduğundan dolayı fazlasıyla kırımızı et ithalatı yapıyoruz diyen Bayraktar kırmızı et ile ilgili sözlerine şöyle devam etti: “Kırmızı et de ithalatın fazla olması haliyle et fiyatlarına da yansıyor. Özellikle kurban bayramından sonra arz-talep de yaşanan bozulmalardan dolayı fiyatlar az da olsa arttı. Asıl mesele şu ki dünyadaki et üreticilerinden ithalat yaparak et ihtiyacı karşılanamaz, burada önemli olan üretimini artırmaktır. Girdilerimiz pahalı, bu konuda iyileştirme yapılmalı; bununla birlikte hayvan hastalıklarıyla mücadele edilmeli ki et açığımız kapansın. Et açığımız kapanırsa, kendi etimizi kendimiz üretirsek böylelikle ülkemiz de doyar. Sadece 81 milyonu değil, mülteci olan 5 milyonu da doyurmuş oluruz. Üretimi artırmak için bu anlamda besi hayvancılığına da destek verilmelidir. Besi hayvancılığına destek verilirse süt üretimi de artar haliyle. Eğer ki süt üretiminde gelişme durursa bunu ithalatla karşılamak da mümkün değildir. Süt fiyatlarının seviyesi üreticiyi de kurtaramaz. Burada sanayiye de önemli görevler düşüyor. Sanayiciler üreticileri korumalı, kollamalıdır.” GENÇ ÇİFTÇİ KREDİSİ Faaliyete giren “genç çiftçi kredisi” ile ilgili sorulan soruya Bayraktar: “Genç çiftçi kredisi doğru proje, birçok genç faydalandı. Ama bence proje amacına ulaşamadı. Gençler sosyal medya aracılığıyla bize ulaşarak projeyle ilgili fikirlerini iletiyorlar. Mesele şu ki biz üretimde piyasa istikrarını sağlayamadığımız sürece hedefe ulaşması mümkün değil. Gençlerimiz kadar tarımda kadınlarımıza da ihtiyaç var. Tarımsal üretimde kadınlarımız varlar; ama sosyal güvenden ne yazık ki yoksunlar. Devlet yaklaşık 2 milyon 400 bin olan kadın çiftçilerimize sosyal güvence sağlamalıdır ki üretimdeki faaliyetleri de artsın.” cevabını verdi. FİYATI EN FAZLA ARTAN ÜRÜN SİVRİ BİBER Eylül ayında markette 33 ürünün 16’sında fiyat artışı, 13’ünde fiyat azalışı; üreticilerde ise 29 ürünün 14’ünde fiyat artışı, 9’unda ise fiyat azalışının meydana geldiğini belirten Bayraktar market fiyatlarıyla ilgili ise, şunları söyledi: “Markette 4 üründe, üreticide 6 üründe fiyatlar değişmedi. Yaptığımız tespitlere göre, eylül ayında fiyatı en fazla artan ürün marketlerde sivri biber, üreticilerde ise elma olurken; fiyatı en fazla düşen ürün marketlerde limon ve üreticilerde yeşil soğan oldu. Eylül ayında market fiyatlarında yumurta, maydanoz, elma, mısırözü yağı fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşü yüzde 16,14 ile en fazla limonda meydana gelmiştir. Görüldüğü gibi üretici ile market fiyatları arasındaki tutarsızlık sürüyor. Bazı ürünlerde üretici fiyatı artmazken veya azalırken market fiyatları artmaya devam ediyor. Üreticide çiğ süt fiyatı yerinde sayarken, markette süt fiyatına 13 kuruş zam gelmesi kabul edilemez. Yine eylül ayında kuzu eti fiyatı, yüzde 3,75 azalmayla 34 lira 93 kuruştan 33 lira 62 kuruşa inerken, markette yüzde 2,98 artışla 52 lira 10 kuruştan 53 lira 65 kuruşa çıkmasının bir açıklaması olamaz. ” (Kadir GÜRHAN-Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim