Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Mart ayı üretici-market fiyatları, fiyatı artan ve düşen ürünler ile patateste yaşanan sıkıntı ve 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin şeker fabrikalarını özelleştirmesinden vazgeçmesi gerektiğini belirten Bayraktar, glikozun serbest olmasından kaynaklı şeker de kotanın yüzde 5’e indirilmesinin bir anlam ifade etmediğine dikkat çekti. Merdiven altı ve kayıt dışı üretim olduğunun altını çizen Bayraktar, “Devlet bu kayıt dışı üretimi önleyemiyor. Denetim mekanizmaları devre dışı kalmış durumda. Cezai işlemler arttırılmadığı takdirde ve denetim mekanizması sağlanmadığı sürece kotanın düşürülmesi bir anlam ifade etmiyor” dedi. “ İSTİHDAM VE ÜRETİM KAYGISI VAR” İşçi örgütleri, sosyal örgütler, çiftçi örgütleri ve sendikaların fabrikaların özelleştirilmesine karşı olduğunu belirten Bayraktar, “Hükümet, ‘bu fabrikaların özelleştirilmesi üretimi etkilemeyecek’ diyor. Biz ise buna karşı tütün ve et süt kurumunu örnek göstererek hem üretimin ve hem de istihdamın bu durumdan etkilendiğini söyledik. Çünkü fabrikayı satın alan kişi fabrikanın poları düşük olduğu için ve karı az olursa ben bu işten çekiliyorum derse ne olacak. Yada kar etmiyorum diyerek işçiyi işten çıkarmaya çalışsa ne olacak. İstihdam ve üretim kaygısı var bu kaygıyı dile getiriyoruz” şeklinde konuştu. “PATATESTE CİDDİ BİR STOK VAR” Patates üretimin de stokların arttığını ve hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte stokların bozulmaya başlayacağını vurgulayan Bayraktar, “Ciddi bir stok var. Bu stokları onca çalışmaya rağmen ancak 350 tona indirebildik. Üreticimize yardım eli uzatılması gerekir. Üreticinin banka borçları yapılandırılmalıdır. Bunlar yapılmasa gelecek yıl büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmış olacağız. Üretici patatesi 20 kuruştan satıyor, tüketici ise 2 liradan bu patatesi alıyor” ifadelerini kullandı. “YEM FİYATLARI AŞAĞIYA ÇEKİLMESE ET FİYATLARI DÜŞMEZ” “Yem fiyatlarını aşağıya çekmediğiniz sürece et fiyatlarını aşağıya çekmeniz mümkün değildir” diyen bayraktar konuşmasına şu şekilde devam etti: “ihracat ile et sorununa çözüm bulunması imkansızdır. Üreticinin desteklenmesi kırmızı etin desteklenmesi demektir. Üretici para kazanmadığı zaman hayvanını kesmek zorunda kalıyor. Üstelik bu hayvan ideal kiloya bile erişilmeden kesiliyor” diye konuştu. “MARKETTE SİVRİBİBER, ÜRETİCİDE ISPANAK ” Mart ayında, market fiyatlarındaki artıştan üreticinin yararlanmadığını kaydeden Bayraktar, şu şekilde konuştu: “Fiyatı alınan ürünler içinde Mart’ta üreticide sadece 9üründe fiyatlar artarken, markette bu sayı 20’yi buldu. Üreticide 12, markette 18 üründe fiyatlar geriledi. Markette 3, üretici de 12 üründe ise fiyatlar değişmedi. Yaptığımız tespitlere göre mart ayında fiyatı en fazla artan ürün, marketlerde sivribiber, üreticide ıspanak olurken, patlıcan markette de üreticide de fiyatı en fazla düşen ürünler arasında ilk sırayı aldı. Mart ayında market fiyatlarında portakal, kuru incir, ve toz şeker fiyatında değişim görülmedi.” “4 BİNİN ÜZERİNDE İSTİHDAM..” “Özelleştirilecek 14 fabrikaya 1575 köyümüzden 47 bin 578 çiftçimiz pancar vermektedir. Bu çiftçilerimiz, 1,25 milyon dekar alanda üretim yapmaktadır. Bu fabrikalar, 4 binin üzerinde çalışanla, 7 milyon ton şeker pancarı işlemekte ve 947 bin ton şeker, 322 bin melas, 2 milyon 74 bin ton yaş küspe üretmektedir. Bizim için şeker pancarı üretimi vazgeçilmeyecek bir bir konudur. Biz, çiftçimiz, tüketicilerimizin sağlığı açısından endişeliyiz. Pancar şekerinin, diğer şeker kaynaklarına göre çok daha sağlıklı olduğunu bütün uzmanlar dile getirmektedir. Şeker üretiminde şeker pancarının alternatifi olmadığı açıktır. Şeker pancarının alternatifi yoktur. Bu konudaki görüşlerimizi de hükümetimize ilettik. Hükümetimizden 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının iptalini bekliyoruz. Bu özelleştirilmeden vazgeçilmelidir.” “ÜRETİME BAĞLI OLARAK FİYAT DEĞİŞİMİ GERÇEKLEŞTİ” “Ispanakta ve karnabaharda sezon sonuna yaklaşılması ile birlikte hasat eden ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı. Portakalda hasadın sonuna gelinmesi nedeniyle fiyatlarda artış görüldü. Limonda ve Çukurova bölgesinde hasadın bitmesi fiyatları arttırdı. Kabak ve sivribiber gibi ürünlerde talepteki artış fiyatları yükseltti. Patlıcan, salatalık, yeşil soğan ve maydanoz gibi ürünlerde artan hava sıcaklıklarının hasat edilen ürün miktarını arttırması fiyatların düşmesine yol açtı. Zeytinyağında da alımların yavaşlamasıyla birlikte fiyatlar düştü. Kuzu ve dana etindeki fiyat yükselişi, kuzuda dönemsel olarak arzdaki sıkıntı, dana etinde ise esas olarak yem fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı.” “KREDİ BORÇLARI, VERGİ, SGK PRİM BORÇLARI ERTELENMELİDİR” Üretim alanları Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Üretim planlanması yapılamıyorsa bunun sorumlusu çiftçimiz değildir. Devletin sorunudur. Bundan dolayı zarar gören üreticimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan kredi borçları, vergi, SGK prim borçları ertelenmelidir. Başbakanlık Afet Fonu’ndan bu üreticilerimize mali destek sağlanmalıdır. Bu üreticilerimizin, üretime devam edebilmeleri için patates tohumluğu yardımı yapılmalıdır. “AFETLER ÜLKEMİZE SIKINTI VERMEKTEDİR” Patatesin sanayiye entegrasyonunu sağlamak suretiyle, patates üretim ve işleme çeşitliliği sağlanmalıdır. Son yıllar da yaşanan afetler de çiftçimize büyük sıkıntılar vermektedir. En son Antalya’da Çarşamba gecesi gerçekleşen hortum nedeniyle Aksu ve Muratpaşa ilçelerimizde seralarda ve buğday tarlalarında hasar meydana geldi. Bu alanlarda hasar tespiti bir an önce yapılmalı ve çiftçimizin mağduriyeti giderilmelidir. Zarar gören alanlarda çiftçilerimizin primlerin yüksekliği veya tarım alanlarının Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kapsamı dışında kalması nedeniyle sigorta yaptıramadıkları görülüyor. Başbakanlık Afet Fonu’ndan zarar gören çiftçilerimize yardım yapılmalıdır. (Kadir GÜRHAN)    

Editör: TE Bilisim