Başkent Ankara’da parklarda yapılan düğünler vatandaşları rahatsız ediyor. Daha önce Ankara Valiliği vatandaşların şikayeti üzerine 2012 yılında bir genelge yayınlamıştı genelgede Vatandaşların gezme ve dinlenme alanı olan parklarda Mahalli Çevre Kurulu, yaz mevsimi dolayısıyla artan açık alanlardaki düğün, eğlence ve kutlamaların gürültüsü ve sokak işgallerinden rahatsız olan vatandaşların şikayetlerini değerlendirmişti. Kurul, merkez ilçeler Çankaya, Altındağ, Mamak, Keçiören, Yenimahalle, Etimesgut, Sincan, Gölbaşı ve Pursaklar’da ses yayın cihazı kullanılarak veya davul zurnayla sokak aralarında park veya meskun mahalle bitişik yerlerde resmi açılış, kutlama ve mahalli kurtuluş günleri haricinde her türlü eğlence, düğün, kutlama yapılmasını yasaklamıştı. O günden sonra Başkent Ankara’da vatandaşların gezme ve dinlenme alanı olan parklarda düğün salonlarına izin verilmesi vatandaşların tepkisine yol açtı. HER PARKTA 1 DÜĞÜN SALONU Ankara Demetevler’deki parklarda geceleri düğün yapılması vatandaşları Rahatsız ediyor. Ankara’da her parkta 2 veya 3 düğün salonu bulunuyor bunlar emniyet ve çevre müdürlükleri tarafından denetlenmiyor. Vatandaşlar Ankara valisi Ercan Topaca ve Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’ten parklardaki düğün salonlarının ruhsatlarının iptal edilmesini istiyor. Vatandaşlar akşamları ses ve düğüne gelen bazı magandalardan rahatsız olduklarını söylüyorlar. Köyden kente göçün insan yaşamını etkileyen belki de en önemli olumsuz sonuçlarından birisi, apartman aralarında ve parklarda  yapılan davullu zurnalı, sazlı sözlü sokak düğünleridir. “İNSANLARIN DİNLENME HAKKI ELİNDEN ALINIYOR” Zira hastasıyla, bebeğiyle, yaşlısıyla, geceleri çalışıp gündüzleri dinlenenleriyle birlikte yüzlerce kişinin yaşadığı bir yerleşim biriminde, müziği son sesine kadar açıp gece yarılarına kadar başkalarını umursamadan yapılan düğün, düğünden ziyade insanlara rahatsızlık vermek ve onların haklarına tecavüz etmektir. Buna rağmen, köy hayatı ile şehir yaşayışı arasında sıkışmış ve köyün serbest, elverişli ortamında gerçekleştirdikleri gelenekleri şehrin kuralcı havası içerisinde uygulamaya geçiren anlayış yoksunu insanlar, her hafta sonu, hatta bazen hafta içi günleri bile umursamaz bir şekilde insanların dinlenme haklarını ellerinden almaktadırlar. “İNSAN SABRINI ZORLAYACAK BİR SEVİYEYE ULAŞTI” Köy ya da kasaba gibi küçük yerleşim birimlerinde bu tür geleneklerin sürdürülmesi oldukça doğaldır; zira köyde yaşayan herkes birbirini tanır ve orada tertip edilen bir düğüne bütün köy halkı davetlidir. Buna rağmen şehirlerde, insanların kapı komşularını bile tanımadığını göz önüne alırsak, bu tür etkinlikler hoş karşılanmayacak ve saygısızlık boyutuna ulaşması kaçınılmaz olacaktır. Çalışma günlerinin sonuncusu olan cumadan başlayarak cumartesi ve pazar günlerini de kapsayan bu uzun ve gereksiz sokak düğünleri, insan sabrını zorlayacak bir seviyeye ulaşır. Öyle ki, düğüne katılanlar bile sadece "zorunluluk"tan orada bulunmaktadırlar. GEREKÇELER YERSİZ Olaya diğer taraftan bakmak gerekirse, salon kiralama ücretlerinin maddî imkânları kısıtlı olan aileler tarafından karşılanamadığı ve bu yüzden sokakta düğün gerçekleştirildiği söylenegelir. Hâlbuki durum hiç de öyle değildir. Hatta; verilen yemeğiyle, sazcısıyla, davulcusuyla, aydınlatmasıyla, havaî fişekleriyle ortaya çıkan düğün masrafı salon kirası ücretini de geçebilmektedir. Ufak bir hesaplama yapıldığında ne demek istediğim daha net bir şekilde anlaşılacaktır. BAŞKENTLİLER GÖKÇEK’TEN DÜĞÜN SALONLARININ KAPATILMASINI İSTİYOR Bunun haricinde takı takma merasimleri, bu merasimlerde "gövde gösterisi" yapmak, takılan takıların bir deftere not edilmesi ve bunların daha sonra tekrar "toplanması" düşüncesi de "evlenen çiftlere yardım edilmesi" geleneğinin bozulmasıyla ve tamamen maddî düşüncelerle şekillenmiş olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak, kimi zaman bir sokağın başına ve sonuna bir araba park edip o sokağı geçişe kapamak suretiyle gerçekleşen, kimi zaman gece yarısına kadar havaî fişeklerle, silah sesleriyle sonlanan sokak düğünleri çağdaş şehir yaşamında yeri olmayan bir etkinliktir. Görgüsüzlük seviyesine ulaşan bu etkinliklerden, insanımız bir an önce vazgeçmelidir. Gelenekler ve inançlar asla bu şekilde yaşatılamaz; yaşatılsa bile şehir hayatını benimsemiş ya da en basitinden, hafta içi günlerde işinde çalışıp işinden geldiğinde, hafta sonlarında dinlenmek isteyen insanlar bu geleneklere içten içe söylenmeye ve onlardan yılmaya başlarlar. Ayrıca, "Başkaları yapıyor, biz neden yapmayalım?" düşüncesinden de vazgeçilmelidir. Ankara’da park kenarlarında oturan binlerce aile  Melih Başkan’dan düğün salonlarının kapatılmasını istiyor. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim