Yaklaşık 22 yıldır hizmet sektöründe çalışan Altın Kaşık’ın işletmecisi Taner İlçi, Altın Kaşık’ın bilinmeyen lezzetleri hakkında konuştu. Değişik lezzetleri ve sıra dışı sunumuyla Başkentlilerin hizmetine açılan Altın Kaşık, açık alan bahçesi ile de müşterilerinin vazgeçilmez tercihleri arasında yer alıyor. Altın Kaşık’ın en çok tercih edilen menüsü ise ‘Mühürlü Çorba’dır. Taner İlçi, Mühürlü Çorba’nın bilinmeyen yanlarını şu sözlerle anlatıyor:  “Mühürlü demek gizliliği olan bir lezzet olmasından kaynaklanıyor. Bizim ustamızın tamamen kendine özgü üretmiş olduğu bir çorba. Hatta çorbayı yaparken kapıyı kilitleyerek yapıyor, kendi kız kardeşine dahi göstermeyerek yapıyor. Simgemiz kaşık olduğu için çorbanın hem tahta kaşıkla, hem de altın kaşıkla sunumunu yapıyoruz. Tabi kaşık değerli olduğu için olumsuzluklarla da karşılaşıyoruz. Yaklaşık olarak 25-30 kaşığımız gitti” Başkentlilerin aradığı er şey o altın kaşıkta. Sizde değişik lezzetlerden, farklı sunum ve konseptten faydalanmak istiyorsanız. Sizin de tercihiniz Altın Kaşık Saklı Bahçe olabilir. Altın Kaşık’ın lezzetlerini Taner İlçi’ye sorduk, oda cevapladı. Biraz kendinizden bahseder misiniz? Adım Taner İlçi, 22 yıllık hizmet sektöründe deneyimim var. Komilikten başladım, sektörün her alanında çalıştım. Balıkçısından, barına, restoranına, eğlence sektörüne kadar her alanında tecrübem var. Yıllardır böyle bir yer kurmak hep hayalimizdi. Buranın kuruluşunda çocukluk arkadaşımla birlikte yer alıyoruz. Oda yıllardır bizim bilgimize, tecrübemize dayanarak böyle bir yer istiyordu. Haziran ayında açtığımız bu yerde, çalıştığımız yerlerden aldığımız bilgileri, tecrübeleri uygulamaya geçirdik. Cafenin açılmasının üzerinden yaklaşık 6 aylık bir süreç geçmiş, peki işleriniz nasıl gidiyor? Şu an kötü bir döneme geldik. Ülkenin bulunduğu mali kriz ister istemez herkesi etkiledi. İnsanlar eskiden 3-4 defa dışarı çıkıyorsa şimdi neredeyse hiç çıkmıyorlar. Mesela sürekli gelen aile müşterilerimin çoğunu artık göremiyorum. İnsanlar kendilerini çekmiş durumda. Birde şu an öyle bir durum var ki; her malzeme alışımızda iki katı fiyatına alıyoruz, menü yapamıyoruz. Bu doğal olarak bizi inanılmaz derecede etkiliyor. Kar marjları düştü. Önceden kar oranı yüksekti, şimdi kar edemiyorsun. Sektör ciddi anlamda zarar görmeye başladı. Birde insanların gidebileceği alternatif yerlerin çok oluşu, pastadan düşen payı da doğal olarak azaltıyor. Özellikle büyük firmalar bizi bu konuda zorluyor. Bizim amacımız sıfırdan başlayarak kendi markamızı yaratmak. Bu sektöre girmek isteyenler markalara yüksek miktarlarda paralar ödeyerek isim hakkını satın alıyorlar. Biz ise kendi markamızı yaratmanın mücadelesini veriyoruz. Bunun için de gecemizi gündüzümüzü bu cafeye veriyoruz. Burayı diğer cafelerden ayıran özellikler neler, insanlar neden buraya gelmeli? Bizim sunumlarımız, lezzetimiz gerçekten fark ediliyor, hepsi çok özel. Burada çalışan ekibimizin hepsi çok tecrübeli. Çok iyi bir ekiple geldik. Burayı açarken her şeyi çok farklı olsun diye düşündük. Ürünlerimiz kaliteli, yöresel ürünlerimiz var. Köyde topladığımız, annemin yaptığı kuşburnu ezmemiz var. Bunun dışında çökelek, tereyağ, incir reçeli, bodrum mandalinası hepsi doğal ve yöresel ürünlerdir. Bunların hepsini köyden getirip insanlara sunuyoruz. Kaliteden ödün verilmiyor. Çalışanların tecrübelerini, ürünlerin kalitelerini bir kenara bırakırsak fiziki yapı olarak diğer cafelerden ne gibi farklarınız var? Burası ferah bir ortam sunuyor, masalar iç içe değil, sigara dumanı rahatsız etmiyor. İnsanlar buraya geldiği zaman saatlerce oturabildiklerini ifade ediyor. Nedeni ise basık olmaması, havadar olması ve rahatlatıcı bir ortam olmasından kaynaklanıyor. İnsanların diğer cafelerde oturabildiği gibi masalarımızda yer alıyor. Bizim en büyük farkımız ise cafemizde Saklıbahçe adını verdiğimiz bölümün yer alması. Adından da anlaşılabileceği gibi saklı, gizli cafenin arka kısmında bulunan yer. Atmosferi tamamen farklı, burada özellikle aile ortamı yarattık. İnsanlar aileleriyle gelip birbirinden uzak masalarda, ferah ortamda kahvaltısını yapıyor, akşam yemeğini yiyebiliyor. Burada hem gençlere hitap ediyoruz, hem de ailelere hitap ediyoruz. Öğretmenler toplantılarını, ev hanımları günlerini yapabiliyor. Zamanla daha iyi olacağımızı düşünüyoruz ancak önemli olan bu kriz dönemini atlatabilmemiz. Tek eksiğimiz insanlara ulaşmak. Bir müşterinin burayı tercih etmesi için ne söylemek istersiniz? Mutlaka bir kere bizi denemelerini istiyoruz. Menülerimize, lezzetimize bakmalarını istiyoruz. Zaten sloganımızda şu şekilde; “Aradığınız her şey bu kaşıkta” bura için farkındalığın ismi diyebilirim. Bu farkındalığı insanlara göstermek istiyoruz. Örnek verecek olursak bir Adana kebap için etin en sinirsiz yerlerini seçiyoruz, kar amacı gütmüyoruz. Zaten kar amacı gütmediğimizi menülerdeki fiyatlardan da anlayabilirsiniz. Her ürün için yüzde 20, yüzde 30 oranında daha ucuz diyebilirim. İnsanların buraya geldikleri değsin diye her şeye dikkat ediyoruz. Örneğin kahvaltı menülerinde bir yere oturduğunuz zaman belirli bir tutarı kişi başı zorunlu tutuyorlar. Biz bunu işletmeyi açtığımız tarihten bu yana hiç yapmadık. Müşteriler buraya geldiği zaman 3 kişilerse, 3 kişilik kahvaltıyı onlara dayatmıyoruz. 2 kişilik kahvaltının onlara yetebileceğini söylüyoruz, eğer isterlerse ek yapıyoruz. Kahvaltı menümüz oldukça zengin olduğu için 2 kişilik menüde 4 kişide doyabiliyor. İnsanları kazanmak ve mutlu gönderebilmek için uğraşıyoruz. Buradaki samimiyeti gören müşteriler bizi birbirlerine öneriyorlar buda bizi mutlu ediyor. Müşteri memnuniyetine çok önem veriyoruz. Herhangi bir sorun olduğunda birebir ilgileniyoruz. Emniyet mensupları da bizi çok tercih ediyor. Onlara özel indirimlerimizde oluyor, yine aynı şekilde basın mensuplarına her ürünümüzde yüzde 15 indirimimiz var. Burada organizasyonlar düzenliyor musunuz? Doğum günleri yapıyoruz ama nişan, kına gibi organizasyonları tercih etmiyoruz. Çünkü uzaktan misafirlerimiz, müşterilerimiz geliyor. Onlara organizasyondan dolayı kapalı dediğimizde, tekrar geldiklerinde de kapalı olabilir algısını yaratmak istemiyoruz. Yoksa burayı günlük 3-4 bin liralara kiralayabiliriz ancak müşterilerimizi kaybetmek istemiyoruz. Canlı müzik gibi etkinlikleriniz oluyor mu? Burada muhafazakar kesimde bulunuyor. İnsanlar bar ortamına gidip müzik dinlemek istemiyor. Zaten gelen müşterilerimizde bunu sık sık dile getiriyor. Fakat Keçiören’de şöyle bir durum var; hiçbir şekilde mekanlara canlı müzik için ruhsat verilmiyor. Sadece düğün salonlarına veriliyor. Örneğin cafenin müzik yapılan kısmının üstü açıktı ve şikayet olduğu için zabıtalar geldi. Bizde buna istinaden, canlı müzik yapabilmek için ciddi paralar ödeyerek üstünü kapattık. Gerçekten inanılmaz bir ortam oldu. Hem müzisyenimiz, hem müzik dinlemeye gelen müşterilerimiz çok keyif aldılar. Ancak kapattıktan sonra zabıtalar yine geldi ve ceza yazdılar. Cafenize özgü bir ürününüz var mı? Evet, mühürlü çorbamız var. Mühürlü demek gizliliği olan bir lezzet olmasından kaynaklanıyor. Bizim ustamızın tamamen kendine özgü üretmiş olduğu bir çorba. Hatta çorbayı yaparken kapıyı kilitleyerek yapıyor, kendi kız kardeşine dahi göstermeyerek yapıyor. Simgemiz kaşık olduğu için çorbanın hem tahta kaşıkla, hem de altın kaşıkla sunumunu yapıyoruz. Tabi kaşık değerli olduğu için olumsuzluklarla da karşılaşıyoruz. Yaklaşık olarak 25-30 kaşığımız gitti. Cafeye ismini de veren Altınkaşık’ın bir hikayesi var mı? Altınkaşık tamamen kendimizin bulmuş olduğu bir isim. Burası için isimleri konuşurken Altınkaşık fikri yatırımcımız Halil beyden çıktı, herkesin de hoşuna gidince isminin bu olmasına karar verdik. Malzemeleri alırken altın kaşık simgemiz olsun diye ürünlerimizi de ona göre seçtik. Sektörün zorlukları neler? Sektörün zorluğu kesinlikle personeller. Artık mekan sayısı da çoğaldığı için sen öğretiyorsun, anlatıyorsun hoşuna gitmeyen bir durum olduğunda ise hemen senden ayrılarak yan tarafında ki cafe ile anlaşıyor. Herkes eleman arıyor, o yüzden kimse kimseye minnet duymuyor. İnanılmaz kötü bir sektör haline dönüştü. Ben komilikten yetişmeyim, hala tuvalet yıkarım bundan hiç gocunmam. Ancak çalışanlar artık fiş sistemine dahi dikkat etmiyorlar. Masaya fiş yazmayı unutuyorlar ya da umursamıyorlar buda çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Bizde artık her şeyi kendimiz yapalım diyoruz. Bu sektörde artık her şey Özbeklerin eline geçti. Herkes Özbek çalıştırıyor. Bunun nedeni de çalışma disiplinleri ve işin hakkını vermelerinden kaynaklanıyor. Burada kazandıkları parayla kendi memleketlerinde rahatlıkla hayatlarını kurabiliyorlarmış. İşin açıkçası bende artık Özbeklerle çalışmayı istiyorum. Artık güzel pozisyonlarda çalışanları da var. Usta olarak, yönetici olarak sektörün her kademesinde kendilerine yer bulabiliyorlar. Benim adım Onur Ergülmez, 34 yaşındayım ve 15 yıldır bu sektörün içinde yer alıyorum. Taner Bey ve Halil Bey burayı açınca geldik. Buranın her yerden farklı görüntüsü ve konsepti var. Komplike bir işletme, birçok şeyi içinde barındırıyor. Tüm çalışanlarımız arasında bir beyin fırtınası var. Çünkü herkes başka yerlerde öğrendiklerini buraya taşıdı. Bu yüzden bu cafenin daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Bizde ticari kaygılardan çok kalite var. Ürünlerimiz birinci sınıf, hizmetimiz iyi. Çoğu işletme işe ticari boyutuyla bakıyor. Açıldığımız günden beri işimiz olsa da, olmasa da kalitemizi asla bozmadık. Aynı çizgide devam ediyoruz. İşi yürütemesek bile aynı çizgiyle kapatırız. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim