Doğal güzellikleri ve sahilleriyle tanınan Bartın'ın Amasra ilçesinde bayram yoğunluğu yaşandı. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere birçok ilden ziyaretçi ağırladıklarını anlatan Lütfiye Teyze Pansiyonu sahibi Nurten Özgören, ‘’Bu bayramda duyumlarıma göre, 60 bin kişinin geldiği konuşuluyor. Geçen sene bayramda da aynı yoğunluk yaşandı bu sene de gördüğünüz gibi dolu dolu geçti’’ şeklinde konuştu. Bartın'ın tarihi ve turistik ilçesi Amasra, bayram tatilinde adeta ziyaretçi akınına uğradı. Ankara ve İstanbul’a yakın olmasıyla bilinen Amasra, çevre illerden gelen ziyaretçilerle bayramı dolu dolu geçirdi. Biz de Güçlü Anadolu Gazetesi olarak Amasra’da yılların işletmecisi olan Lütfiye Teyze Pansiyonun sahibi Nurten Özgören’le bayramda Amasra’yı konuştuk. Annesinden devraldığı pansiyonu yıllardır işleten ve çocukluk anılarıyla misavirperverliğini harmanlayan Nurten Özgören gazetemize şu açıklamalarda bulundu: ‘’Pansiyonumuzun adı Lütfiye Teyze’nin Pansiyonu. Lütfiye annemin adı, bu pansiyon bana annemden kaldı.  Annem Lütfiye Hanım, Amasra’da ilk pansiyonculuğu başlatanlardan ilkiydi. Çocukluğum bu evde geçti 10 yaşımdan beri annemle bu işi yürütürdük annemin yanında adeta bir yardımcı bir gözlemci gibi onu ve yaptığı işleri izlerdim. Kendisi vefat edince de aile yadigârı olan bu evi ben devralarak aynı şekilde işletmeye başladım. ‘’Aslen Amasralıyım. Buraya her gelen buranın büyülü atmosferine kapılıveriliyor. Deniz ve ormanın buluştuğu nadir yerlerden biri. Özellikle sabahları pansiyonum ayrı bir güzel oluyor gelen ziyaretçilerim özellikle benim hazırladığım kahvaltıyı kolay kolay akıllarından silemiyor.‘’ ‘’MÜŞTERİ KİTLEMİ ÖNCEDEN ANKARALILAR OLUŞTURURDU’’ Yıllardır değişmeyen müşteri kitlesine yenilerinin de eklendiğini ifade eden Özgören, ‘’Müşterilerim konusunda son derece seçiciyim. 15- 20 sene gelen müşterilerim var. Müşteri kitlemi önceden Ankaralılar oluştururdu şimdi değişti daha çok İstanbul’dan gelmeye başladılar’’ dedi ‘’TEMMUZ’UN 20’SİNDEN SONRA YOĞUNLUĞUMUZ BAŞLIYOR’’ ‘’Buraya gelen ziyaretçi sayısı her dönem aynı olmuyor. Temmuz’un 20’sinden sonra yoğunluğumuz başlıyor Ağustos’un sonuna kadar devam ediyor ama her dönem muhakkak gelen oluyor. Misal, Eylül ayında Amasra’da adeta balık bolluğu yaşanır ziyaretçiler sırf balık yemeye bile Amasra’ya gelir.  Önceden 12 ay boyunca pansiyon açık bulunurdu şimdi genellikle 29 Ekim’den sonra pansiyonu kapatıyorum. ‘’ ‘’ESKİDEN FRANSIZLAR BURAYA ADETA AKIN EDERDİ’’ Bu bayramda Amasra’ya  duyumlarıma göre 60 bin kişinin geldiği söyleniyor. Geçen sene bayramda da aynı yoğunluk yaşandı bu sene de gördüğünüz gibi dolu dolu geçti. Önceden buraya Fransızlar çok gelirdi şimdi  eskisi kadar  gelmediklerini görüyorum. Gelen yabancı turist sayısında azalma var. Amerika’dan bile müşterim vardı. Bu pansiyon anılarımla dolu’’ ‘’ÇEVREDEKİ KOYLAR VE ÇEKİCİ ÇARŞIMIZDA GÖRÜLMEYE DEĞER’’ Son olarak okurlarımıza mesajını ileten Lütfiye Teyze Pansiyonu’nun sahibi Nurten Özgören, ‘’Amasra’ya geldiğinizde muhakkak Amasra Kalesi’ne, Kuş kayasına  ve Ağlayan Ağacın olduğu yerlere muhakkak gidin. Çevredeki koylar ve çekici çarşımızda görülmeye değer. Amasra’ya hiç yolu düşmemiş olanlarsa muhakkak gelsinler doğamızı, denizimi, misafirperverliğimizi kendi gözleriyle görsünler’’ dedi. Amasra’da görülmeye değer yerlerden birkaçını  siz okurlarımız için haberimizde derledik AMASRA KALESİ ‘’Bizans dönemine ait olan Amasra Kalesi, özelikle Ceneviz döneminde değişikliklere uğramış ve 14–15 yüzyıllarda Ceneviz ve Osmanlı dönemlerinde de ciddi onarımlar görmüştür. Kale, iki ana kütleden oluşmaktadır. Birisi, o zaman ada olan ve “Kemere” denilen bir köprüyle Amasra’ya bağlanan Boztepe’deki Sormagir Kalesi, diğeri Amasra’daki Zindan Kalesi’dir. Kuzeydoğu ucunda Büyükliman Kapısı, batısında Küçükliman (Antik) Kapısı ve güneyinde Zindan Kapısı bulunmaktadır. Sormagir Kalesine, Kemere Köprü’ye bitişik “Karanlık yer” denilen tonozlu ana kapıdan girildikten sonra Antikliman ve Hacıdenizi yönlerinde iki tali kapıdan çıkılır. Amasra Kalesi’nin kuzeydoğu-güneydoğu arasındaki doğu surlarının uzunluğu 65 m, üzerinde 8 adet burç bulunan güney surlarının uzunluğu 300 m ve Kemere Köprü’den itibaren de büyük bölümü yıkılan kuzey surlarının uzunluğu 200 m kadardır. Sormagir Kalesi’nin Kuzey ve kuzeybatısı denize çok dik bir yar halinde indiğinden buraya sur yapılmamıştır. Doğu, kuzeydoğu ve batısını çevreleyen surlardan çoğu yıkılmış, kapıya bitişik batı surlarının 50 m’lik bir kısmı ayaktadır. Amasra Kaleleri, yer yer kule boşlukları, iç taksimatlar, belirli yerlere yerleştirilen Cenova armaları, eros, medusa, kartal, öküzbaşı gibi figürlerin yer aldığı taşlarla günümüzde bile bir orta çağ havası vermektedir.’’ AMASRA-AĞLAYAN AĞAÇ ‘’Amasra Boztepe'de bulunan ve içerisinde yer aldığı çay bahçesine de ismini veren Amasra Ağlayan Ağaç, bölgede hem yerli hem de yabancı turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerin başında gelmektedir. Ağaç denizden ve havadan aldığı nemi bünyesinde tutan bir selvi ağacı olup, ilkbahar ve sonbahar aylarında yağmur damlası olarak geri vermektedir. Bu nedenle baharda bambaşka bir güzelliğe bürünen Amasra Ağlayan Ağaç, her yönüyle seyahat planına dahil edilmeyi fazlasıyla hak etmektedir. Bu selvi ağacının yaşının ise 300 ile 350 olduğu tahmin edilmektedir.  Amasra Ağlayan Ağaç'ın bulunduğu tepe ve dolayısıyla çay bahçesi ise muhteşem bir manzaraya ev sahipliği yapmaktadır. Burada çayınızı yudumlarken Tavşan Adası, Atatürk Tepesi ve Büyük Limanı seyre dalabilir, deniz manzarası sayesinde bütün stresinizden bir anda uzaklaşabilirsiniz. Tam karşınızda yer alan ve tavşanlara ev sahipliği yapan Tavşan Adası'nı izlemek için çay bahçesinden dürbün kiralamak da mümkündür. Dönüş yolunda kurdukları standlarda el emeği ürünler ve birbirinden lezzetli yiyecekler satan yerli teyzelerin hazırladığı reçel ve bal gibi ürünlerden satın alabilirsiniz.’’  ÇEKİCİLER ÇARŞISI ‘’Çekiciler Çarşısı, Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Amasra ilçesinin merkezinde bulunmaktadır. Burası Amasra bölgesi ve bu yöreye özgü el emeği, göz nuru hediyelik ürünlerin satıldığı küçük bir çarşıdır. Bu çarşıda ahşap işçiliğinin nadide ürünleri görülmeye değerdir.   Çarşıya adını veren Çekicilik, bir ahşap oymacılığı süsleme sanatıdır. 17.yy'a dayanan ağaç oymacılığı, bugün Amasra ve köylerinde sürdürülmektedir. Özellikle Amasra'da, bulunduğu bölgenin doğal yapısının da etkisi ile bu el sanatı oldukça gelişmiştir. Bölgede yetişen ağaçlardan elverişli olanların el tezgâhlarında işlenmesi ve oyulmasıyla bu küçük eşyalar yapılmıştır. Zanaatkârların toplandığı Çekiciler çarşısı Amasra'nın en çok ziyaret edilen tarihi çarşılarından sadece biridir.   Tarihi Amasra Çekiciler Sokağı'nda, Amasra'nın kendi üretimi olan ıhlamur, şimşir, dişbudak, ceviz, kiraz ve kızılağaç gibi ağaçlar kullanılarak yapılan ayetler ve güzel sözler yazılı levhalar, resim ve resimlikler, çerez takımları, isimlik, anahtarlık, kuş ve hayvan figürleri, baharatlık, tuzluk, nihale, tepsi, peçetelik, kalem, şimşir kaşık, masaj aletleri, şimşir bal kaşığı, salata kasesi vb. hediyelik eşyalar üretilerek satılmaktadır. El emeği bu ürünler hem yerel ekonomiyi güçlendirmekte, hem de bölgenin kültürel el işi mirasının korumasına yardımcı olmaktadır.’’ (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim