Başkent’in köklü takımlarından Gençlerbirliği,  tam 29 yıl sonra Süper Lig'e veda etti. Onursal Başkan Merhum İlhan Cavcav'ın "evladım" dediği Gençlerbirliği’nin Spor Toto Süper Lig İlhan CavcavSezonu’ndaküme düşmesi ise, hem camiada hem de Başkent’te derin üzüntüye neden oldu. Kendi sezonunda süper ligden düşen Gençlerbirliği, 1989 yılından beri ligden düşmüyordu. Ligin 33. Haftasında Kasımpaşa’ya yenilen Gençlerbiriği uzun bir aradan sonra lige veda etti. Takımın düşmesiyle birlikte süren tartışmalar ise devam ediyor. Gençlerbirliği’nin kendi sezonunda küme düşmesini derin üzüntü ile karşılayan taraftar ve Başkent halkı, takımın küme düşmesinden yönetimi sorumlu tutuyor. İlhan Cavcav’ın ölümünden sonra Gençlerbirliği Spor Kulübünün Başkanlığına gelen Murat Cavcav ve yönetimi ise taraftarların haklı tepkisini saygıyla karşıladıklarını ve Süper Lige güçlenerek tekrar çıkacaklarını söyledi. ‘’GÜÇLENECEĞİZ, BAŞARACAĞIZ, BOMBA GİBİ GERİ DÖNECEĞİZ’’ Taraftar ve Başkent halkı tarafından yapılan eleştirilere cevap veren Cavcav, ‘’Bu safsatalara harcayacak daha fazla vaktimiz yok, benim tüm enerjim ve emeğim sevgili Kulübümüze adanmıştır. Planlarımızı yapıyoruz, çalışmalarımıza başladık. Çok daha güçlenerek Süper Lig’e tekrar çıkacak, orada da aslanlar gibi mücadele edeceğiz, eskisinden çok daha güçlü bir şekilde… Güçleneceğiz, başaracağız, bomba gibi geri döneceğiz Süper Lig’e… Biz başımızı bu yola koyduk, bu bizim davamızdır, vazgeçmeyeceğiz. Sizlerle aramıza nifak sokmaya, taraftarı yönetime düşman etmeye bile çalıştılar. Belirli bir gruba söylenen bir sözü sanki tüm taraftarlarımıza söylenmiş gibi göstermeye çalıştılar. Bu da oyundur, bu da yalandır. Taraftarlarımız bu kulübün gerçek sahibidir, başımızın tacıdır.Biz size bir söz verdik, biz sözümüzü tutacağız.” İfadelerini kullandı. 29 YIL ARADAN SONRA DÜŞTÜ Daha önce 1987-88 sezonunda 38 maçta topladığı 30 puanla bir alt lige düşen Başkent ekibi bir sene sonra yani 1988-89 sezonunda şampiyon olarak tekrardan şu anki Süper Lig'e yükselmişti. Sizler için, Gençlerbirliği’nin tarihi sürecini ve lig mücadelesini derledik. ATATÜRK LİSESİ’NDEN GELEN BİR EFSANE 14 Mart 1923’te ‘’Ankara Sultanisi’nden (bugünkü Atatürk Lisesi) bir grup öğrenci, beden eğitimi öğretmenlerinin yaptığı takımı beğenmeyip bir futbol kulübü kurmaya kalkıştılar. Sonra öğretmenleriyle sulh oldular ve birlikte takımı kurdular ve böylece Gençlerbirliği doğdu. Bir rivayete göre Ankara gelinciğinden esinle, bir başka rivayete göre o sırada Karaoğlanoğlu hanındaki dükkânlarda başka renk kumaş olmadığından, kırmızı-siyahı seçtiler BEŞİKTAŞ’IN UNUTAMAYACAĞI HASAN POLAT 1941’de Finalde Beşiktaş’ı 4-1 yenen Gençlerbirliği Türkiye Futbol Birincisi oldu. Kulüp tarihini en büyük yıldızlarından Hasan Polat’ın parladığı bir finaldi: Bir gol attı, oyuna nizam verdi, Beşiktaş’ın agresif tavrı karşısında takımın sükunetini sağladı.Finallerde Beşiktaş ve Eskişehir Demirspor’u yenen Gençlerbirliği ikinci kez Türkiye Futbol Birincisi oldu.’’ 32 SEZONLUK LİGİN EN ÇOK ŞAMPİYON OLAN TAKIMI 1954’te Amatör Ankara Ligi’nin son sezonu oynandı. 32 sezonluk ligin en çok şampiyon olan takımı Gençlerbirliği idi. Gençler’in 10 şampiyonluğuna karşılık Ankaragücü ve Muhafızgücü beşer kere şampiyon olmuşlardı.  1959 yılında Ankara Profesyonel Ligi’nin son sezonu oynandı. Gençlerbirliği kulübü “sporun amatör ruhunu” savunarak profesyonelliğe geçişe uzun süre itiraz etmişti. Beş sezon süren bu ligde hiç şampiyonluk kazanamadılar. Ama o yıl kurulan Milli Lig’e Ankara’dan katılan dört takımdan biri olmayı başardılar’’ KÖYLÜ” SELÇUK, “BÜYÜK TEVFİK”, “PAÇOZ” OKTAY, “RÜZGARIN OĞLU” ZEYNEL 1966’da Gençlerbirliği Milli Lig üçüncüsü olarak, Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş’tan birine omuz atıp ilk üçe girmeyi başaran ilk takım oldu. 1960’lar boyunca, özellikle Ankara’daki maçlarda, Üç İstanbullu’ya kök söktürmesiyle ünlendi. “Köylü” Selçuk, “Büyük Tevfik”, “Paçoz” Oktay, “Rüzgarın Oğlu” Zeynel, 60’lar boyunca takımı taşıyan simge isimler olarak tarihe yazıldılar. 1970’te birkaç yıldır korkuyla beklenen gerçekleşti: Gençlerbirliği küme düştü. Futbolun gitgide endüstrileşmesi ve “şehir takımlarının” hem sahada hem saha dışında artan gücü karşısında, zayıf ve “naif” kalınmıştı. Gençlerbirliği efendice düşerken, Federasyon Başkanı bir büyük Gençlerli, Hasan Polat’tı. On üç yıllık bir çilenin başlangıcıydı bu. CAVCAV İKİNCİ KEZ BAŞKAN 1979’da hemen 1. Lige dönme düşleri erkenden söner, 2 Ligde vasat sezonlar birbirini kovalar, kulübe sebatla sahip çıkan bir başkan bulunamazken, işler gittikçe kötüye gitti. Deplasmanlara gidecek para zar zor denkleştirilir hale geldi. 1979’da 3. Lige düşmek, sürpriz değildi. 1981’de en kötü zamanlarda en ağır yükleri taşıyan, olmayan parasını harcayan Başkan Hasan Şengel, hayati hamlesini yaptı: 1977’deki kısa süreli başkanlığının ardından İlhan Cavcav’ın ikinci kez ve kesin olarak kulüp başkanlığına gelmesini sağladı. O yıl amatör kümeye düşmüştü Gençlerbirliği. Düşmenin kaldırılıp 2. Ligin genişletilmesi sayesinde kurtuldu. BEŞ SEZON SONRA KÜME DÜŞTÜ 1983 yılında İlhan Cavcav yönetimi, amatör kümenin eşiğinden dönen kulübü iki senede şampiyonluk rotasına soktu. Düştükten on üç yıl sonra 1. Lige döndü Gençlerbirliği. 1970’lerde emektar kaptan Cemalettin Sakallıoğlu, 2. Lig şampiyonluğu kupasını kaldırdı. Federasyon Başkanı, bir Gençlerbirliği efsanesi, 1940’ların/50’lerin forveti “Pırpır” Halim’di (Çorbalı). 1987 yılında finalde Eskişehirspor’u geçen Gençlerbirliği Türkiye Kupası şampiyonu oldu. Kupayı kaptan Avni kaldırdı. Ancak bu başarı hazmedilemedi, kulüpteki huzursuzluk giderilemedi; ertesi sezon,Gençlerbirliği geri döndükten beş sezon sonra 1. Ligden düştü’’ YETİŞTİRDİĞİ OYUNCULAR İLE FUTBOL KAMUOYUNDA ŞÖHRET KAZANDI 1989’da 2. Ligde misafirlik sadece bir sene sürdü. Gençlerbirliği en yakın rakibine 16 puan fark atarak 1. Lige geri döndü. Yönetim artık daha dikkatli idi. Altyapı ve tesisleşmeye yöneldiler. 1995 yılında ise ‘Üç Afrikalı, Kushe-Moshoeu-Kona’lı takım heyecan verici oyunuyla 5. oldu. Gençlerbirliği, “büyüklere” kafa tutması yanında yetiştirdiği oyuncularla futbol kamuoyunda şöhret kazandı bu yıllarda. Kilimli’den gencecik alınıp Galatasaray’da UEFA Kupası kaldıran Ergün Penbe, altyapıdan yetişen ve Fenerbahçe’ye transferi olay olan Tarık Daşgün, yine altyapıdan yetişen ve Fenerbahçe’deyıllarca kaptanlık yapan Ümit Özat, Kamerun’dan terütaze alınıp Real Madrid’e transfer edilen Geremi, Gençlerbirliği “yetiştiriciliğinin” en ünlü mahsulleriydi’’ İKİNCİ KEZ TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONLUĞU 2001’de finalde Fenerbahçe’yi penaltılarla yenen Gençlerbirliği, ikinci kez Türkiye Kupası şampiyonluğunu kazandı. Ertesi sezon (2002) Türkiye PAF (Profesyonel Adayı Futbolcular) Ligi şampiyonluğu kazanan PAF takımı, altyapıya verilen emeği taçlandırdı. 2003 yılında 32 yıl sonra bir bronz madalya daha takıldı: Gençlerbirliği lig üçüncüsü oldu. Ersun Yanal’ın teknik direktörlüğündeki Gençlerbirliği, ertesi sezon da (2003/2004) BlackburnRovers, Sporting Lizbon, Parma’yı eleyip, kupayı kazanacak olan Valencia’ya sezonun tek mağlubiyetini tattırarak, UEFA’nın internet sitesinde yılın sürpriz takımı olarak tanıtıldı. O iki parlak sezonun hayal kırıklığı, iki Türkiye Kupası finali oynayıp ikisindede Trabzonspor’a yenilmek oldu. “KÜME DÜŞMEKTEN ZOR KURTULDU” 2009’da İrtifa kaybeden Gençlerbirliği, üst üste iki sezon küme düşmekten zor kurtuldu. Bu kâbusun ortasında 2008’de Türkiye Kupası finaline çıkmayı başararak “ne olursa olsun yine de Gençlerbirliği’dir” dedirtti – finalde Kayserispor’a penaltılarla mağlup oldu. 2010’da kazanılan Türkiye A2 Ligi şampiyonluğu, altyapının “durmadığının” işaretiydi’’ (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim