Ulus Halinde yıllardır balıkçılıkla geçimini sağlayan Mahpus Öztürk ile balıkçılık sektörü üzerine konuştuk. Balıkların yumurtlama dönemi başladığından dolayı av yasağının da başlaması ile işlerinin azaldığını ifade eden Öztürk, kaçak avlanma yapanlara eleştirilerde bulundu. Bunun esasında kişinin vicdanıyla alakası olduğunu belirten Öztürk, zabıtalar tezgahlarımızdaki balıklara ceza keseceklerine kaçak avcıları durdurmanın yollarını arasınlar dedi. Kaçak avlanmadan dolayı tezgahlarda balık sayısının az olduğu ve bunun da balık fiyatlarına yansıdığını belirten Öztürk, Başkentte balık tüketiminin az olduğuna değindi. Öztürk, şuan en çok Köyceğiz ala balığının satıldığına değinerek kilosunun tezgahlarda 15 ile 20 lira arasında değiştiğini belirtti. BİLİNÇSİZ AVLANMADAN DOLAYI İNSANLAR BALIK YİYEMİYOR Tezgahlarında şuan somon, alabalık, çupra ve levrek gibi balıkları sattıklarını, ufak balık türlerini avlanma yasağından dolayı satamadıklarını ifade eden Mahpus Öztürk balıkçılık sektörü ile ilgili gazetemize şöyle konuştu: “Yasak olmasının nedeni de kışın biten avlanma yasağından sonra insanlar daha çok balığı daha ucuza yesinler diye yapılan bir şey. Geçen sezon buna uyulmadığından dolayı iyi geçmedi. Denizden gelen balık çok azdı, bundan dolayı da balık fiyatları çok yüksekti. Bunun en önemli nedeni ise bilinçsiz avlanma.” GEÇEN KIŞ HAMSİ 20 LİRADAN SATILDI Geçen sezon en çok balığı sattıklarını soruduğumuz Öztürk şunları söyledi: “Geçen sezon tezgahlarımızda neredeyse hiç balık olmadığından dolayı şu balığı çok sattık da diyemiyorum. Öncelerden en çok tüketilen balık hamsiyken geçtiğimiz kış hamsi bile neredeyse yok denecek kadar azdı. Olanın da sayısı az olduğundan dolayı fiyatı çok yüksekti. Hamsinin kilosu kışın 20 liralardaydı. Geçen kış balık az olduğundan dolayı da bu sene av yasağını daha erken bir tarihe koydular. Bu sezondan umudumuz geçen kış gibi olmaması, balığın çok olması, böylelikle de fiyatının da uygun olması.” “DENİZLERDE GEREKLİ KONTROLLER YAPILMIYOR” Öztürk bilinçsiz avlanmanın balık sektörünü çok kötü etkilediğini ifade ederek bu konuyla ilgili yapılması gerekenler hakkında şunlara değindi: “Öncelikle yapılması gereken insanların avlanma yasağına uymalarıdır. Sonrasında ise iş güvenlik güçlerine düşmekte. Güvenlik güçleri deniz kenarından kaçak avcıları yakalayamazken sezon dışı balıkları sattığımızdan dolayı gelip tezgahlarımızda balıkları topluyorlar. Örneğin çinakop tezgahlarda yasak olduğu zaman gelip bizim tezgahlarımıza ceza kesiyorlar ama o çinakopu tezgahımıza getirene hiçbir şey yapmıyorlar. Tezgahımızda 3-5 kiloyu yakalamanın hik kimse faydası olmaz. Çünkü kaçak avcılar diğer taraflarda kaçak yoldan tonlarca balık avlıyorlar. Yani bütün suç bir anda esnafın üzerine yıkılabiliyor. Olan esnafa oluyor ve böyle bir durumda bize en az 2 bin lira ceza yazılıyor. Deniz kenarında gerekli kontroller yapılsa biz de burada ceza yemeyiz. Önemli olan balıkların denizden tezgahlarımıza gelmemesi.” “BU KIŞ UMUDUMUZ BOLCA BALIK YEMEK” Yeni sezonda bolca hamsi, palamut, çinakop, lüfer gibi balıkların olmasını istediklerini ifade eden Öztürk, “Çünkü balık çok oldukça fiyat düşük olur. Böylelikle esnafın da yüzü güler, vatandaşın da yüzü güler. Esnaf normalde 5 liralık hamsiyi 20 liraya satarsan vatandaş bize gelir hem tepkisini gösterir hem de bütün kışı balık yiyemeden geçirir. Çünkü 4 kişilik bir ailenin 2 kilo hamsi yiyeceğini düşünürsek bunun yanında içeceği, salatası, ekmeği de olacak. Hepsi neredeyse 55-60 lira civarında tutuyor. Asgari ücretle geçinen ve evinin kira olan ya da evi için ev kredisi ödeyen bir ailenin akşam yemeğinde balık yemesi neredeyse hayal gibi duruyor. Geçen kış bu şekilde geçti. Bu kıştan umudumuz ise kış mevsimlerinin bahsettiğim şekilde geçmemesi ve her eve haftada bir kez de olsa balığın girmesi yönünde” diye konuştu. “PROJELER ARTIRILMALI” Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından su ürünlerinin sürdürülebilir kullanılması ve gelecek nesillere miras bırakılmasının sağlanabilmesi için başlatılan 'Su Kaynaklarının Balıklandırılması Projesi' kapsamında düzenlenen programla Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Mogan Gölü'ne 15 bin yavru sazan balığı bırakılması hakkında ne düşündüğünü sorduğumuz Öztürk, “Eminim ki bu tür projelerin fazlasıyla faydası olacaktır. Bu anlamda ilgili kurumlar da ellerinden geleni yapıp insanlara suyun ve su canlılarının önemi anlatılmalıdır. Bu konuda yapılması gereken en önemli şey insanların bilinçlendirilmesi olacaktır. Tabi yine dediğim gibi en önemli şey bilinçsiz avlanmanın durdurulması yönünde olacaktır” ifadelerini kullandı. “TROL BALIKLARA ZARAR VERİYOR” Balığı avlarken kullanılan trol isimli aygıtın balıklara zarar verdiğini vurgulayan Öztürk şunları anlattı: “Dip trolü ağları deniz dibini sürütme yöntemi ile yapılır ve trol ağının kurşun yakası deniz dibini tarayarak ilerlediğinden, dipteki kayalıklara, oyuklara yumurta bırakan canlıların yuvalarını bozmaktadır. Ayrıca, trol ağlarının göz genişliği çok küçük olduğundan ağa giren küçük boyda su ürünleri ağ torbanın içinde ezilerek telef olmaktadır. Trol ağlarının deniz dibine ve deniz canlılarına verdiği zarardan dolayı trol avcılığı Marmara Denizi’nde tamamen yasaklanmış, Türkiye’nin kıyı şeritlerinde ise bölgelere göre sahilden denize doğru 1,5 mil ile 3 milden sonraki deniz sahasında serbest bırakılmıştır. Orta su trolü ise sadece Orta ve Batı Karadeniz kıyılarında serbesttir. Burada ise 24 metreden daha sığ sularda çekilmesi ve 15 Nisan - 15 Eylül tarihleri arasında kullanılması yasaktır. Trol kullanımına ilişkin bu kadar yasak çıkarılmışsa bunun uygulanması için de görevliler ellerinden geleni yapmalıdırlar.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim