Türkiye’nin görme engelli ilk bürokratı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşaviri Kenan Önalan, ülkemizde ilk ve tek olarak sadece disleksi (öğrenme güçlüğü) olan çocuklara hizmet vermek üzere Ankara Ümitköy’de kurulan Albatros Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne ziyarette bulundu. Disleksi konusunda yoğunlaşan özel eğitim merkezinde verilen eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri konusunda bilgi alan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşaviri Önalan, burada bir açıklamada bulundu. Disleksinin bir hastalık değil, bir “öğrenim güçlüğü” olduğunu vurgulayan Önalan, “Dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren disleksi, çocukların akademik ve sosyal hayatlarında büyük sıkıntı ve öz güven eksikliğine neden olabilmekte. Ülkemizde maalesef aileler, çoğunlukla çocuklarının durumunu bilmiyor. Diğer taraftan yasal süreçler ve hizmet açısından, ülkemiz dünyaya model olacak bir ülke. Ayrıca Türkiye’de çocuklar disleksi eğitimi alma açısından ciddi anlamda destekleniyor. Bu sebeple Bakanlık olarak bu konuda ailelerin bilgilendirilmesi için çalışıyoruz” dedi. Bakanlık tarafından bütün engel grupları için özel olarak ayrı ayrı çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Önalan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın öncülüğünde “ihtiyaç duyan her bireyin hayatına dokunmak” ilkesi ile gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde Türkiye’nin bugün birçok açıdan dünyanın ilerisinde bir durumda olduğunu belirtti. Ankara Ümitköy’de sadece disleksili çocuklar için çalışan Türkiye’nin ilk ve tek merkezi olan Albatros Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde incelemelerde bulunan Önalan, “Disleksi konusunda da 2016’dan itibaren bilinçlendirme çalışmalarına ayrıca hız verdik. Geçtiğimiz Kasım ayında Antalya’da sivil toplumun da aktif olarak katıldığı ve disleksi-öğrenme güçlüğüne yönelik yeni yaklaşımların ele alındığı bir çalıştay da düzenledik. Beş konu başlığında ele aldığımız disleksi konusundaki çalıştay sonucunda Bakanlık olarak çocuk ve ailenin odak noktasına alındığı güncel bir yaklaşımı benimsedik. Bu anlamda disleksi öğrenme güçlüğü problemi olan bireyler ve ailelerinin yaşadıkları sorunlarla baş edebilmeleri ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi noktasında çalışmalarımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Albatros Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin idarecisi ve aynı zamanda Disleksi Öğrenim Güçlüğü Derneği Başkanı olan Atıf Tokar, merkezde verilen hizmetler hakkında bilgiler verdi. Merkezin Türkiye’de ilk ve tek olduğunu vurgulayan Tokar, “26 Nisan 2016 yılında resmi olarak açılan merkeze bu yıl itibariyle 756 aile başvurdu, ancak biz yalnızca 138 aileye hizmet sunabildik. Bu toplumumuzda bu konudaki desteğe duyulan büyük ihtiyacın da bir göstergesidir. Şu anda 13 farklı şehirden çocuklar merkezimize gelip destek eğitimini alıyor. Hacettepe Üniversitesi Ergoterapi Bölümü’nün desteklediği merkezimiz, üst düzey eğitimciler eşliğinde sürekli ve güncel değerlendirmeler ile disleksili çocuklara hizmet veren merkezde ailelere de eğitim verilmektedir” diye konuştu. Tokar, pek bilinmeyen disleksi konusunda verdikleri hizmetler ve disleksili çocuklar konusunda en büyük desteği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından aldıklarını kaydetti. Disleksi Öğrenim Güçlüğü Derneği’nin farkındalık ortaya çıkartmak için kurulduğunu kaydeden Tokar, disleksinin çocuklarda ilkokul dönemine kadar yeterince tanınmadığını ifade ederek “Çocuklar harfleri ters yazıyorsa, paragraf atlıyorsa, din, Tanrı, takvim, zaman ve para gibi soyut bilgileri zor öğreniyorsa, ailelerin bir psikiyatriste başvurmaları ya da tanılama süreçlerinden geçmeleri gerekiyor” dedi. Disleksi Nedir? Disleksi, zihinsel ya da görme ve işitme yetersizliği bulunmamasına rağmen okuma, yazma, dinleme ve matematiksel işlemleri öğrenmede ve kullanımında güçlük olarak kendini gösteren ve nüfusun yüzde 3-10’ununu etkileyen nörolojik temelli bir bozukluktur. Disleksili çocuklar okul öncesi dönemde çeşitli belirtiler gösterseler de asıl tanıları genelde ilkokula başladıktan sonra konmaktadır. Disleksinin zeka ve sosyokültürel yoksunlukla ilişkisi bulunmamaktadır. Disleksili çocukların yaşadığı güçlük, geleneksel eğitim ortamlarındaki yöntemlerle akıcı okuma, okuduğunu anlama ve yazmayı yaşıtları kadar çabuk öğrenememeleridir. Disleksili çocukların öğrenme ve öğrendiklerini ifade edebilmelerine olanak sağlayan çeşitli eğitsel ve sanatsal yöntemler onların güçlü yönlerini ve özel yeteneklerini ortaya çıkartmalarına yardımcı olmaktadır. Disleksi alanındaki sorunların tartışılması, çözüm önerilerinin üretilmesi ve geleceğe yönelik yol haritasının belirlenmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Disleksi Öğrenim Güçlüğü Derneği iş birliğiyle düzenlenen “Disleksi Öğrenme Güçlüğünde Güncel Yaklaşımlar ve Gelecek Hedeflerinin Belirlenmesi Çalıştayı” 26-27 Kasım 2015 tarihleri arasında Antalya Kemer’de gerçekleştirilmişti. Bakanlık geçtiğimiz yıl ayrıca disleksili çocukların uygun ve doğru eğitim aldıklarında senaryo yazmak gibi öğrenilmesi çok zor görünen bir alanda başarılı olabileceklerine dair kanıt geliştirmek ve farkındalık ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen “Disleksili Senaryom” projesi ile disleksili çocuklar tarafından yazılmış senaryoların yer aldığı kitapların tanıtıldığı bir organizasyon düzenledi. İHA

Editör: TE Bilisim