Partisinin grup toplantısında konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin başkent Ankara’ya gelmesiyle birlikte göklere çekilen Kürdistan bayrağını eleştirerek, Peşmerge ne zaman bayrağa sahip oldu ifadelerini kullandı. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle: "Bin yıldır üzerinde yaşadığımız, kıyamete kadar da yaşamaktan başka seçeneğimiz olmadığı kutlu vatan coğrafyası zor şartlara sahiptir. Bedeli şehit kanlarıyla ödenmiştir. Vatan toprakları namusumuza emanettir. Nasıl namusun tartışması olmayacaksa, vatanın da olmayacaktır. Şunu bilmek lazımdır ki; dünyanın gözü üstümüzdedir. Milli varlığımızı kıskananlar yine hesap yapmakta, yeni senaryolar yazmaktadır. Türkiye beka mücadelesi vermektedir. Bu oluyorken siyasi kavga ve kutuplaşmalarla bölünmek hiçbirimizin tasvip edemeyeceği bir garabet, hatta gafillik olacaktır. Demokrasi birçok defa kesintiye uğramıştır, askeri darbeler Türkiye'ye on yılları kaybettirmekle kalmamış, tarihin gerisine de düşünmüştür. Abdülaziz'den bu tarafa birçok silahlı mücadele ve mU-muhtıra gerçekleşmiştir. Dün böyleydi diye, bugün böyle olacağını beklemek bize vatana ihanetle eşdeğer bir sapma halidir. Dönem dönem yükselen sivil-asker geriliminden Türkiye yeterince zarar görmüştür. 28 Şubat'tan 15 Temmuz FETÖ ihanetine kadar bu vatanda fazlasıyla kanun dışı hareketler görülmüştür. Artık buna son nokta koyulmalı, demokrasinin tesisi sivil-asker dayanışmasıyla sağlanmalıdır. "2007'DEN BU TARAFA TSK ÇOK HIRPALANMIŞTIR" "Darbe varsa demokrasi yoktur. İktidarların seçimle gelip yine bu yolla gitmesi, millet dışında hiçbir iradenin belirleyici olmaması, demokratik kültür ve mirasın geleneğidir. Askeri cunta, şiddet curcunasıdır. Antidemokratik alışkanlığın Türkiye'yi karanlığa itmesine kesin olarak son verilmelidir. Devlet ve toplum alanlarında, sınırları anayasa ile çizilmiş, demokrasiye kast eden fikri oluşumların önüne geçilmelidir. 28 Şubat 1997 post modern müdahalesinin üzerinden geçen 20 yılda neler olduğu gizlenemeyecek kadar ortadadır. Milletimizin tercihlerine saygı duymak, demokrasi ve hukukun temel ilkelerine uymak herkesin asli görevidir. Ama, fakat, ancak demeden, darbelere kılıf aramamak hepimiz için kaçınılmaz bir sorumluluktur. 15 Temmuz'da darbenin ne demek olduğunu acı duyarak, ama asla geri adım atmadan yaşayarak şahit olduk. 15 Temmuz, darbeler tarihimizin en karanlık dalgasıdır. Asker üniforması içine gizlenmiş caniler, 15 Temmuz gecesini kana ve hıyanete bulamıştır. FETÖ artıkları, devleti parçalamak için silaha sarılmıştır. 15 Temmuz'un faili askerimiz değildir. Çok şükür, yanlış hesap Türk milletinden dönmüştür. Ne büyük bir travmadır ki komuta heyeti ele alınmıştır, Genelkurmay Başkanlığı ele geçirilmiş, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları elleri bağlı, derdest edilmiştir. Az evvel söylediğim gibi, zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Gücünü milletten alan askeri kuvvet, paha biçilmez önemdedir. Türk askeri huzursuz, heyecansız, gergin olduğu müddetçe, karşılaştığımız beka meselelerini, hain terör saldırılarını göğüslememiz akla ve mantığa aykırıdır. El Bab'da Türk milletinin onur mücadelesini veren Türk askeridir, birliğimiz, güvenliğimiz için gece gündüz devriye gezen kahraman Mehmetçiklerdir. Türk askeri aynı zamanda şehitlik anıtıdır. Bölücü teröre karşı amansız bir şekilde mücadele eden, peygamber ocağı gördüğümüz TSK'dır. Bu kadar sorunumuz varken, TSK'nin anlamsız ve sığ tartışmaların içine girmesi ya da çekilmesi so derece yanlıştır. 2007'den bu tarafa TSK çok hırpalanmıştır. "HANDE FIRAT''IN 'DARBECİ'LİKLE SUÇLANMASI TUHAF BİR ÇELİŞKİ VE ÇARPIKLIKTIR" "Bugünlerde TSK üzerinden yürüyen tartışmalar vardır. Hürriyet Gazetesi 25 Şubat'ta 7 eleştiriye 7 yanıt manşetiyle tartışmaların seyrini değiştirdi. Darbe teşebbüsünün püskürtülmesinde büyük bir rolü olan bayan gazetecinin 'darbeci'likle suçlanması da bize göre tuhaf bir çelişki ve çarpıklıktır. Genelkurmay Başkanı ile ilgili bazı eleştirilere karargahın nasıl baktığı ve cevap verdiği ortaya çıkmıştır. "El Bab'da şehit sayımız 71'e çıkmıştır" "Türkiye'de manşet izi sürüp, niyet okurken komşu ülkelerle ilişkilerimiz gerilmektedir. Irak, İran, Suriye, Yunanistan, Rusya, ABD ve AB üyesi bazı ülkelerle yoğunlaşan problemler dikkat çekicidir. El Bab'da kontrol ele geçirilmiştir. El Bab'da şehit sayımız 71'e çıkmıştır. Bu vesileyle şehitlerimize Rabbimden rahmet diliyorum. El Bab'da Türk askeri canı pahasına destan yazmış, tarihi bir başarı kazanmıştır. Suriye'nin kuzeyinde 230 meskun mahalle ve 1925 karelik alanda terörist temizliği yapılmıştır. "ÜLKEMİZ MUTLAKA FIRAT KALKANI HAREKATINI TAÇLANDIRMALIDIR" "IŞİD burada paratoner işlevi görmektedir. PKK ise IŞİD'in inşa ettiği köprüden geçerek kendisine koridor oluşturmaktadır. ABD'nin yeni başkanının, IŞİD'i Obama'nın kurdurduğunu itiraf etmesi net bir karinedir. 'Ne işimiz var Rakka'da' diyenler, öncelikle Türkiye'nin önünü kesip, dört ayaklı büyük Kürdistan projesi yapan mihraklarla ilgili bir eleştiri getirmeyi denemelidir. Ülkemiz mutlaka Fırat Kalkanı harekatını taçlandırmalıdır. Yönetilemeyen, nüfuz edilemeyen alanlar vardır. Türkiye etki alanını genişleterek amaçladığı güvenli bölgenin kurulmasına öncülük ederek, muhtemel saldırı hazırlıklarını odağında imha etmelidir. MHP, devletin ve askerinin arkasında kaya gibi duracak, desteğini asla esirgemeyecektir. "Türkiye her cephede mevzi kaybetmektedir. Hollanda'da iktidara gelmesi beklenen ırkçı parti liderinin camileri kapatma hedefi ise kabul edilemez bir ilkellik örneğidir. Ezan susmaz, susturulamaz. Susturmaya da kimsenin gücü yetmez. Aksini yapmaya kalkanları Allah affetmez. Müslüman Türk milleti, dünya dursa da bağışlamaz. "RUM YÖNETİMİ İLLE DE YUNANİSTAN'A BAĞLANMAK İSTİYORSA ADAYI TERK ETMESİ DİLEĞİMİZDİR" "Tüm bunlar olurken Kıbrıs konusu yine çıkmaza girmiştir. Rum Meclisi, 13 Şubat'ta Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması demek olan Enosis referandumunun kutlanması kararını almıştır. Rum lideri masadan kalkıp kapıyı sert bir şekilde vurarak gitmiştir. Gerçeklerle yüzleşmekten kaçan, adadaki Türk varlığına tahammül edemeyenler şunu anlasın ki; Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün yurdudur. Enosis kuyruklu yalandır, uyduruk masaldır ve ayaklarımızın altındadır. Enosis inkardır, kindir, nefrettir, nefesimizle gömülmeyi hak etmektedir. Rum yönetimi ille de Yunanistan'a bağlanmak istiyorsa adayı terk edip Atina'ya gitmesi, Yunanistan'a yerleşmesi samimi dileğimizdir. Kimin yurdundan kimi çıkaracaklarmış. ABDULKADİR SELVİ'YE: BU KALEM VE KILIÇ ARTIĞI AKP'YE DOST MU, YOKSA HASIM MIDIR! "Muhterem arkadaşlarım, bütün kötü niyetlere, bütün ücretli ajanlara, Türkiye'nin kuyusunu kazmakla meşgul odaklara 16 Nisan'da iyi bir ders vereceğimize inanıyorum. "Evet"ler sandıktan taşacaktır, "Evet" Ankara'dır, milli ahlakın özetidir. "Evet" diyeceğiz, öz ile kabuğu birbirinden ayıracağız. "Evet" diyeceğiz, hainlerin uykularını kaçıracağız. Hızlanan algı operasyonları "Evet" ile kırılacaktır ve bunu Türk milleti yapacaktır. 16 Nisan'da "Evet" çıkarsa ekonomi batar, rejim elden gidermiş. Kim diyor? CHP. Biz CHP'nin Kuvayi Milliye’den çıktığını sanarken, Kuvayı İnzibatiye'den çıkmış, görememişiz. "BARZANİ BAYRAĞININ DALGALANMASI BİR KOMPLONUN PARÇASI MIDIR?" "Değerli milletvekilleri, 26-27 Şubat'ta Barzani önce Cumhurbaşkanı, ardından Başbakan ile görüşmüştür. Bu görüşmelerin sonucu henüz değerlendirmelerimiz arasında değildir. Pazar günü Barzani'nin ziyareti üzerine bayrak direklerinden birisine sözde Kürdistan bayrağı asılmıştır. Bu Irak'ın kendi meselesidir, bu bayrağın Türk bayrağına eş tutularak asılması skandaldır, aymazlıktır, rezalettir. İstanbul'da bu sözde bayrağın dalgalanmasına kim izin vermiştir? Barzani bayrağının dalgalanması bürokratik bir aymazlık mı, yoksa önü arkası düşünülmüş bir komplonun parçası mıdır? Cumhurbaşkanı haberdar mıdır, Başbakan arkasını dönüp "Nedir bu, kim bunu buraya koydu" diyebilmiş midir. Peşmerge ne zaman bayrağa sahip olmuştur? (Serkan DEMİRTAŞ)

Editör: TE Bilisim