MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, Türkiye ile ABD'nin müttefik olduğuna değinerek, “Bunun yanında müttefik olmanın karşılıklı ahlaki ve hukuki sorumlulukları var ve ABD müttefiklik hukukuna duyarsız. Çünkü ABD, terör örgütleriyle sürekli olarak yan yana, yanak yanağadır” dedi. ENGELLİLER İÇİN 3 KANUN TEKLİFİ Bahçeli, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle tüm engelli bireyleri farkındalık ile andıklarını ifade etti. TBMM'ye engelliler için sundukları 3 Kanun Teklifinden bahseden Bahçeli şunları söyledi: “Engellilerin yaşadığı bazı önemli sorunlara çözüm getirilmesi amacıyla hazırlanan 3 Kanun Tekliflinde, engelli vatandaşlara bağlanan aylıklarda muhtaçlık durumunun, aile geliri yerine kendi gelirlerine göre belirlenmesini, başkasının yardımına muhtaç engelli aylığının ayda 985 liraya üç ayda 2 bin 954 liraya, engelli ve engelli yakını aylığının ayda 656 liraya üç ayda 1969 liraya yükseltilmesini, doğuştan ya da işe girmeden önce engelli olup, çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenlerin de malul sayılmasını, kamuda engelli kotalarının yüzde 5’e çıkartılmasını ve 2019 yılında en az 10 bin engelli atamasının yapılmasını önerdik. Kanun tekliflerinin yasalaşması hususunda partimiz bütün gücüyle çalışacak.” “UTANÇ DUYULMASI GEREKEN BİR İLKELLİK” Bahçeli, kadına şiddete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kadınlık onurunun aynı zamanda insanlık onuru olduğunu belirten Bahçeli şunları söyledi: “Kadın haklarını insan haklarından ayırmak imkânsız. Buna rağmen, bir tarafta kadınların seçme ve seçilme haklarıyla ilgili 84 yıllık kazanımı överken, diğer yanda bitmeyen, dinmeyen, bir türlü eksilmeyen kadına yönelik şiddeti konuşuyor olmak hüsran verici bir çelişki. Kadınların demokratik haklarını elde etmeleri önemli bir gelişmeyken, kadın cinayetlerinin, kadın ve çocuk istismarlarının azap verici ölçüde yükselişi de utanç duyulması gereken bir ilkellik. Kadınlarımız hayatın her alanında başarılarıyla göz doldurup isimlerinden bahsettiriyorlar. Aday oluyorlar, seçim yapıyorlar, seçiliyorlar, yönetiyorlar, hizmet ediyorlar, çocuklarına bakıyorlar, hanelerine bereket katıyorlar, gelin görün ki, şiddetin de hedefi haline geliyorlar. Meşhur bir kadına yönelik şiddet günlerce medyada yer buluyorken, nice talihsiz ve tanınmayan kadınımızın yaşadığı ızdırap maalesef gün yüzüne çıkmıyor, çıkamıyor. Her zaman söyledim, yine söylüyorum; kadınlar kadar medeniyiz, kadınlar kadar insanız, kadınlar kadar güçlüyüz, kadınlar kadar haysiyetliyiz. Şiddet seli bitmeden, akan kan durmadan, cinayetler, istismarlar, tacizler, tecavüzler son bulmadan kadınlarımızın seçme ve seçilme haklarını konuşuyor olmamız gerçekten de bir avunmadır.” G-20 ZİRVESİ Arjantin'in başkentinde gerçekleştirilen 13’üncü G-20 Zirvesi hakkında konuşan Bahçeli zirveye ilişkin şunları söyledi: "Adil ve Sürdürülebilir Gelecek" temasıyla toplanan G-20 Zirvesi’ne Türkiye'nin haklı ve meşru duruşuyla damga vurdu. Türkiye', G-20 Zirvesi’nde hakkın ve haklının sözcüsü mertebesine çıkarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hak ve adaleti gözetmeyen bir sistemin ilanihaye devam etmeyeceğine vurgu yapması, terör örgütlerinin arkasında duran müttefiklerimizin gözlerinin içine baka baka eleştirilerini dile getirmesi çok değerli, çok önemlidir. Biz bu düşüncelere aynen ve eksiksiz iştirak ediyoruz. Fırat’ın doğusunu bölücü terör örgütünün zulmünden kurtarma iradesinin G-20 Zirvesi’nde gündeme taşınması, Kaşıkçı cinayetinde parmak izi bulunan faillerin maskelerinin indirilmesi takdir edilecek bir duruştur. 31 maddeden oluşan G-20 Sonuç Bildirgesi’nde özetle; uluslararası düzenin kurallara bağlı olarak sürdürülmesi, ABD’nin itirazlarına rağmen Paris İklim Antlaşması’nın aynen uygulanması, Dünya Ticaret Örgütü’nün reforme edilmesi yer almış, daha da mühimi terörün her türlüsü güçlü şekilde kınanarak 7-8 Temmuz 2017’de yapılan Hamburg G-20 Zirvesi’ne hakim olan terörle mücadele kararlılığının arkasında durulmuştur. Peki, G-20 Zirvesi’ne katılan ülkelerden bazılarının teröre verdiği destek nasıl izah edilecektir? Malum ve sabıkalı ülkeler hem teröre karşı çıkıp hem de terörle iç içe olmayı nasıl açıklayacaklar, bunu kendi halklarına, insanlık vicdanına nasıl anlatacaklardır?" “ŞU YALANA BAKAR MISINIZ?” Bahçeli Türkiye ile ABD'nin müttefik olduğuna değinerek şöyle konuştu: “Bunun yanında müttefik olmanın karşılıklı ahlaki ve hukuki sorumlulukları da var. ABD müttefiklik hukukuna duyarsız. Çünkü ABD, terör örgütleriyle sürekli olarak yan yana, yanak yanağadır. Türkiye sınırının hemen dibinde, Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD’nin gözlem noktaları kurmak için harekete geçmesi tam bir rezalettir. ABD kimi kimden korumakta, neyi gözlemlemek için hazırlık yapmaktadır? Müttefik olduğumuz ülkenin PYD-YPG lehine gözcülük yapması, PKK/YPG’yi alenen muhafaza altına alması ne hukukla, ne adaletle, ne de ittifak onuruyla bağdaşmaktadır. ABD Savunma Bakanı, gözlem noktalarını ülkemizin terör tehdidinden kaynaklanan meşru kaygılarına cevap vermek maksadıyla kurduklarını açıklamıştır. Şu yalana bakar mısınız, ülkemize doğru uzanan herhangi bir tehdit gördükleri takdirde uyarmak istiyorlarmış. IŞİD karşıtı koalisyonun ABD’li sözcüsü de, gözlem noktalarının Suriye’den kaçıp Türkiye’ye girmeye çalışacak IŞİD militanlarını durdurmak amacına hizmet olduğunu ifade etmiştir. Bu açıklamalara yüzeysel ve üstünkörü baktığımızda ABD’nin Türkiye’yi korumaya çalıştığı izlenimi karşımıza çıkacaktır. Kimden, PKK/YPG’den, başka, DEAŞ'tan. Büyük Türk milletini korumaya alacak, bilinsin ki henüz doğmamıştır.” “EMPERYALİZMİN TUTSAĞI OLMUŞ BU ÜLKELERİN NERESİ İSLAM, NERELERİ DOĞRUDUR?” Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin açıklama yapan Bahçeli şunları söyledi: “ABD'nin Suriye'deki gözlem noktaları Suudi Arabistan tarafından finanse edilecek. "bu kadarı da fazla" dedirten bir iddia. Suriye’nin kuzey ve doğu sınırlarında teröristlerden oluşturulacak sözde sınır muhafızlarının parasal, eğitim, silah ve lojistik ihtiyaçlarının karşılanması konusunda da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve bazı körfez ülkelerinin ABD’yle ortak hareket edeceği söylenmektedir. İddialar doğru ise, Kaşıkçı cinayetinin altından kalkamayan Suudi Arabistan yönetimi, Türkiye husumetini gizleyemeyen Birleşik Arap Emirlikleri ABD’ye olan diyet borçlarını anlaşılan bu şekilde ödeyeceklerdir. Emperyalizmin tutsağı olmuş bu ülkelerin neresi İslam, nereleri doğrudur? Türk milletine tuzak kuran, günahla kol kola giren, batıla mihmandarlık yapan iradesiz ve icazetli yönetimler, biliniz ki, İslam’ın sırtına saplanmış zehirli hançerden başka bir şey değildir. Suudi Arabistan Allah’tan korkuyor, kuldan utanıyorsa önce işlediği vahşi cinayetin hesabını versin, bedelini ödesin. Türk ve Türkiye düşmanlarına omuz vermek, teröristlere destek sağlamak imanın, İslam’ın neresine sığacaktır?” FRANSA VE SARI YELEKLİLER  Bahçeli Karadeniz’de yaşananlar ve Fransa’daki Sarı Yelekliler hakkında da konuşarak şunlardan bahsetti: “Sarı Azak Denizi Kerç Boğazı’nda Rusya ile Ukrayna arasında ciddi bir kriz yaşanıyor. Ukrayna ile Rusya arasındaki kutuplaşmaların yumuşaması, aklıselimin galip gelmesi, uluslararası hukuka uygun hareket edilmesini temenni ediyoruz. Karadeniz’deki bir kıvılcımın nelere mal olacağını öngörmek gerekiyor. Doğu Akdeniz’de sular ısınmışken, hidrokarbon kaynakları üzerinde güç mücadeleleri sürdürülüp Kıbrıs Türklüğünün hakları yok sayılırken, bu defa da Karadeniz’in yeni bir çatışma girdabına sürüklenmesi bölgesel huzur ve barış çabalarını temelden dinamitleyecektir. Bunun da ülkemize yansımaları elbette olacaktır. Son zamanlarda her yer karışık, her taraf kaos içindedir. Şu feleğin işine bakınız ki, 17 Kasım’dan bu tarafa Fransa sarsılmaktadır. Hatta ikinci Fransız devriminden bile bahsedilmektedir. Akaryakıt zammı bahanesinin yanı sıra Macron’un politikalarına tepki göstermek amacıyla sokaklara çıkan sarı yelekliler her yeri yakıp yıkmaktadır. Bugüne kadar iki kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış, bir o kadarı da gözaltına alınmıştır. Hasta çocuğuna ekmek ve süt almaya giderken polis saldırısıyla ağır yaralanan kadının dramı bütün Fransa’yı ayağa kaldırmıştır. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların foyası meydana çıkmıştır.” (Serkan DEMİRTAŞ)

Editör: TE Bilisim