Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelen Eğitim-Sen üyeleri, görevden uzaklaştırılan ve atanamayan öğretmenler hakkında basın açıklaması yaptı. 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle MEB önünde toplanan grup KHK ve OHAL süreci ile öğretmenlere yönelik yaşanan hukuksuzlukları protesto etti. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, OHAL ve KHK’ların tüm öğretmenler üzerine karabasan gibi çöktüğüne dikkat çekerek, “Öğretmenler, ‘acaba yarın başıma ne gelecek?’ sorusuna mahkum edildi. İşten ayrılma korkusu ile çalışmaya ve yaşamaya mecbur bırakıldı. Atamasa yağılmadığı için bugüne kadar 45 öğretmen intihara sürüklenmiştir” diye konuştu. Aydoğan, yetkililere; bu güvensizlik ve belirsizlik ikliminde, mesleğimizi hakkıyla yerine getirmemiz ne kadar mümkündür? Sorusunu yöneltti. “KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETMEK İSTİYORUZ” haksız ve hukuksuz olarak ihraç edilen 113 bin 440 kamu görevlisinden 40 bin 260’ı yani %36’sı MEB ve yükseköğretim kurumlarından olduğunun altını çizen Aydoğan, “Hükümet çıkardığı bir KHK maddesiyle, yıllardır arzuladığı ama bir türlü yaşama geçiremediği sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını da yaşama geçirdi. Darbeden bu yana atanan 38 bin sözleşmeli öğretmene, ‘hükümet memuru’ gibi hareket etmezlerse işten atılma yolu açıldı. Ayrıca hiçbir güvencesi olmadan çalışmak zorunda bırakılan; işten atılması müdürün iki dudağı arasına sıkışmış olan yaklaşık 100 bine yakın ücretli öğretmene görev verildi” dedi. “KENDİMİZİ DEĞERLİ HİSSETMEK İSTİYORUZ” ‘Öğretmenler çalışmıyor’, ‘öğretmenler çok tatil yapıyor’, ‘öğretmenler dersleri anlatmıyor’ denilerek sadece mesleklerine değil,kişilik haklarına da saldırıldığını vurgulayan Aydoğan, “Bunun sonucunda kimi zaman şiddete varan eylemlere, kimiz zaman angaryalara maruz kalıyoruz. Gecemizi gündüzümüze kattığımız; hastalık, yorgunluk, tükenmişlik bilmeden binbir fedakarlıkla derslerimize gittiğimiz; kimi zman okullarımızı, sınıflarımızı kendimiz boyadığımız bilinmiyormuş gibi, ‘performans denetimine’ maruz bırakılıyoruz. Siyasi hesaplarla atanan müdürlerin verdiği notlarla sürgün edilmemizin, işten çıkarılmamızın yolları döşeniyor. İşimizi basit bir işe indirgeyen, meslektaşlarımızla dayanışma yerine rekabet halinde olmamız istenen bir çalışma biçimine zorlanıyoruz” şeklinde konuştu. “ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERİN ÖĞRENCİLERİNE KAVUŞMASINI İSTİYORUZ” ‘MEB’in resmi verilerine göre ataması yapılmayan öğretmen sayısı Türkiye’deki 37 ilin nüfusundan daha büyük bir sayıya 438 bine ulaşmıştır’ diyen Aydoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Son 10 yılda açılan üniversitelerle birlikte her yıl yaklaşık 70 bin öğretmen de üniversitelerden mezun olmaktadır. Ancak MEB tarafından yayınlanan resmi rakamlara göre öğretmen açığı 81 bindir. Ataması yapılmadığı için bugüne kadar 45 öğretmen intihara sürüklenmiştir. Ne yazık ki yaşamına son vererek aramızdan ayrılan İsa Erdoğan’ın geride bıraktığı not her birimizin bu sözler üzerine uzun  uzun düşünmesini zorunlu kılıyor:  “Uzun zamandır mutsuzum. Mutlu nasıl olunur, on bile bilmiyorum aslında. Hayatımın geri kalanını devam ettirmek için umudumu, ışığımı kaybettim. Bu paradoksu kıramadım. Başka bir sebep aramanıza gerek yok.” (Kadir GÜRHAN)