Ankara Next Level’da bulunan Art Galeri’de birbirinden güzel sergiler sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. 7’nci kişisel sergisini gözler önüne seren ressam Kıyasi Aybak, 10 Haziran’a kadar sanatseverlerle buluşmayı bekliyor. ‘’Doğaya ve insana olan sevgimi renklerle tuvalime yansıtarak özgün eserler üretme çabası içindeyim’’ diyen Aybak sanatseverlerin yoğun ilgisinden dolayı oldukça mutlu. Ressam Kıyasi Aybak’ın farklı teknikler kullanarak yaptığı tablolardan oluşan insan ve doğa temalı resim  sergisi  Next Level, Art Galeri’de düzenlenen bir kokteylle açıldı. 30 Haziran’a kadar sürecek olan sergide birbirinden güzel tablolar sergilenmeye devam edecek. Davetlilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Kıyasi Aybak, kendisi ve sanatıyla ilgili açıklamalarda bulundu. 1959 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde doğduğunu dile getiren Aybak sözlerine şöyle devam etti: ‘’İlk öğrenimimi Divriği’de orta ve yüksek öğrenimimi Ankara’da tamamladım. 1984 yılında bir kamu kuruluşunda çalışırken, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sınavını kazandım. Memuriyet ve ailevi nedenlerden ötürü çok sevdiğim resim sanatına başlayamadım. Buna rağmen, resme olan tutkumdan bir an olsun vazgeçmedim ve sürekli kendimi geliştirme çabası içinde oldum. Bu zamana kadar da çalışmalarımı sürdürdüm. Halen de kendi atölyemde çalışmalarıma devam etmekteyim.’’ Resme olan tutkusunun uzun yıllara dayandığını söyleyen Aybak,’’Resim yapmaya ilk kez ortaokul’da başladım. Resim öğretmenim, diğer öğrencilere göre benim resimlerimin daha iyi olduğunu tespit etti ve beni bu konuda cesaretlendirdi. Okul koridorlarında da bütün resimlerim sergilenince bu işi bırakmamam gerektiğini anladım ve yıllarca devam ettim. 1984 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin sınavına girdim ve başarılı oldum fakat birtakım sebeplerden dolayı devam edemedim. Çok istediğim Güzel Sanatları okuyamıyor olmak beni resimden uzaklaştırmak yerine tam tersine daha da yakınlaştırdı. Beni kamçılayan şeylerden biri de bu oldu. 2009 yılında Petersbourg Güzel Sanatlar mezunu olan Hızır Tepe hocayla tanıştım. Kafkas-Balkan Türkleri’nden olan hocamız Ankara’ya yerleşmişti ve onun atölyesi’nde hafta sonları çalışmaya başladık. Orada çalışırken Empresyonizmin (izlenimcilik akımı) bazı inceliklerini öğrendim ve 2010 yılından itibaren kişisel sergilerimi açmaya başladım. Bu kişisel olarak açtığım 7’nci sergimdir’’ diye konuştu. ‘’RENKLERİM, DOĞADA OLDUĞUNDAN DAHA CANLI VE DİNAMİKTİR’’ Tablolarında karamsar ve iç karartıcı duygulara yer vermediğinin altını çizen Aybak, ‘’Resim yaparken, iş hayatının koşuşturmasından ve sorunlarından uzaklaştığımı hissediyorum. Memuriyetin verdiği stresten uzaklaşabilmek ve daha pozitif bir yaşam tarzını sürdürebilmek için doğaya olan tutkumu tuvallerime aktarmaya çalışıyorum. Asıl amacım, kendime birtakım güzel duygular yaşatırken yaptığım eserlerle de pozitif enerji vermeye çalışmaktır. Renklerim, doğada olduğundan daha canlı ve dinamiktir. Karamsar duygular benim tablolarım arasında hiçbir zaman yer almaz. Doğal güzellikler, yaşanmış sokaklar, eski avlulu evler ve bütün bunlar benim geçmişimde haz alarak yaşadığım mekanlardır. Bunları tuvallerime aktararak, sanatseverlere buluşturma çabası ve gayreti içerisindeyim. Gezip gördüğüm birtakım doğal güzellikleri kendi bilgi birikimimle birleştirerek insanların beğenebileceği bir atmosfere sunuyorum. ‘’ dedi. ‘’BELLİ BİR DİNAMİZMİ VE BELLİ BİR ENERJİYİ İNSANLARA İLETMEK İSTİYORUM’’ Tablolarında gezip gördüğü yerlerin de büyük bir yeri olduğunu söyleyen ressam, ‘’Ülkemizin her yerini gezip görmeye çalıştım. Gezip gördüklerim arasında etkilendiğim yerler oluyor ve bunları birleştiriyorum tabir i caizse harmonileştiriyorum. Örneğin, bir Karadeniz gezisinde Uzun Gölü resmetmek beni çok mutlu etti. Orada gördüğüm, yaşadığım o güzellikleri, gidip göremeyen insanlara ulaştırmış oldum o açıdan da bu işten çok keyif alıyorum. Belli bir dinamizmi ve belli bir enerjiyi insanlara iletmek istiyorum. Geri dönüşlerde de bu konuda başarılı olduğuma inanıyorum’’ dedi. Tablolarının tekniği ve yapılışı hakkında da bilgiler veren ressam, ‘’Empresyonist (İzlenimci) akım gerçekçi ve real bir akıma sahiptir. Genel anlamda bir resim beş kattan oluşuyor ama on on beş kat olan resimler de var. Buna ‘’katkat’’ tekniği adını veriyoruz. Dolayısıyla bu teknikten ötürü resim, uzun bir zaman dilimini alıyor. Bir sene de biten tabloda var, altı ayda biten tabloda var ama en erken üç ayda bitiyor’’ diye konuştu. Aynı zamanda fotoğraf ve heykel olmak üzere sanatın pek çok alanıyla ilgilen ressam bu ilgisinin resim yaparken de çok işime yaradığını söyleyerek ‘’ Çektiğim fotoğraflardan zaman zaman esinleniyorum. Hiçbir fotoğraf tamamıyla bir resim konusu oluşturmadığı için, fotoğrafları birebir resimlerime yansıtmıyorum. Fotoğraftan sadece ışık ve gölgeden esinlenerek kompozisyonu biraz daha genişletip zenginleştirerek tabloları meydana getirmeye çalışıyorum’’ dedi. AYBAK: ‘’KAYBOLMAYA YÜZ TUTAN MESLEKLERİ KONU EDİNMEK İSTİYORUM.’’ Yeni bir tarz olarak kendime ilke edindiğim bir anlayış var diyen Aybak, ‘’Resimlerimde özellikle, çalışan insanları, çalışan çocukları, çalışan kadınları kısaca emekçileri konu etmeye çalışıyorum. Bu çalışma tarzına yeni başladım. İlk olarak, kalaycı ustası ve bakırcıyı resmettiğim eserlerim var. İleriki zamanlarda meslek grupları da resimlerime dahil olacak bu anlamda bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Çünkü bu tarz meslekler kaybolmaya yüz tutan mesleklerdir. Bir süre sonra bu mesleklerden bahsedildiğinde insanlarımız ne olduğunu bile anlayamayacak. Bu meslekleri yaşatmak ve ayakta tutmak için kendime böyle bir yöntem bir yöntem benimsedim’’ diye konuştu. Sanatı ve sanatçıyı kendi bakış açısıyla ele alan Kıyasi Aybak konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Sanatı, güzelliklerin bir bütünü olarak tanımlıyorum. Sanatçıyı ise, estetik güzellikleri ve pozitif enerjiyi harmanlaştırmış kendine tüm bunları ilke edinmiş ve yaşam tarzı haline getirmiş kişi olarak tanımlıyorum. Akademik anlamda eğitim almış bazı sanatçılar, resimle ilgili bir eleştiri yapıldığında ‘ben bunu böyle yaptım, böyle görüyorum diye kısaca geçiştirir oysa ben resmi hangi duygu ve düşüncüyle yaptım, hangi aşamalardan geçtim bunu herkesle en ince ayrıntısına kadar paylaşmakta hiçbir sakınca görmem. Sergime amatör anlamda resimle uğraşanlar geliyor ve birtakım bilgiler edinmek istiyorlar. Verdiğim bilgiler karşısında da şaşırıyorlar siz bunları nasıl paylaşıyorsunuz birçok insan paylaşmaz kendine saklar diyorlar. Oysa ben sanatsal güzelliklerin paylaştıkça daha da zenginleşeceğini düşünüyorum.’’ AYBAK: ‘’EŞİM BENİ BU YOLDA ÇOK YÜREKLENDİRDİ.’’ Sanatında babaannesinin ve eşinin özel bir yeri olduğunu ifade eden Kıyasi Aybak,’’ Çok eski yıllarda, şimdilerde hayatta olmayan babaannemin resmini yapmayı denemiştim. Uzun zamanımı alan bu resimde, babaannem yaptığım o çalışmadan çok memnun olduğunu ve kendisine çok benzediğini dile getirmişti. Kısaca, babaannemin ve çevredekilerin güzel yorumu benim dönüm noktam oldu. Resim alanında hiç eğitim almamış biri olarak bu konuda bir şeyler yapabileceğime inandım. Eşim öğretmen olması ve resim sanatına da ilgi duyuyor olması nedeniyle hemen hemen her konuyu eşimle paylaşırım. Kendisi de beni bu yolda çok yüreklendirdi’’ dedi. ''KISA ZAMANDA ELDE EDİLECEK BAŞARILAR KISA SOLUKLU VE SÖNÜK OLUR’’ Son olarak okuyucularımıza ve gençlere mesaj veren Aybak, ‘’Genç okuyucularımıza önerim, araştırmayı kendilerine bir ilke haline getirsinler ve bol bol kitap okusunlar. Kısa zamanda elde edilecek başarılar çok sönük ve kısa soluklu olur. Çalışmaktan, incelemekten asla bıkmasınlar, yorulmasınlar. Her zaman için sabırlı, girişken ve paylaşımcı olsunlar. Gençler, sanata ve sanatçıya gösterilecek olan değerin mimarlarıdır. Gençlere bir resmin yapılışının tam 1 yılımı aldığını söylediğimde çoğu şaşırıyor. Ben hayatta bir sene uğraşamam diyor. İnsan, bir şeye inanıp başardığını gördüğünde kendine olan inancı da artıyor. Başarının meyvalarını teker teker topluyor ve o bir yılın az bile olduğunu görüyor’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim