Salih Bozok, Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'teki çocukluk yıllarından itibaren en yakın arkadaşıdır. Atatürk’ün nikâh şahitliğini yapmış, annesi Zübeyde Hanım'ı mezara kendi elleriyle indirmiştir. Onun ölene kadar yaveri kalmıştır. Hatta Atatürk vefat ettiği gün, “Onun var olmadığı bir dünyada yaşamanın hiçbir anlamı yoktur” diyerek tabancasını kalbinin üzerine dayayıp tetiğe basmıştır. Yayın dünyasının emekle çağlarındaki yayınevi Alaca Yayınları kurulduğu günden beri çok güzel işlere imza atıyor. Bunlardan biri de Nisan 2019’da yayımlanan, “Atatürk’ün Yaveri Salih Bozok Anlatıyor” isimli kitap. Salih Bozok, uzun yıllar yanında ve yakınında bulunduğu Atatürk’ün resmî ve hususi hayatına ait bildiklerini, gördüklerini ve aralarında geçen bazı hadiseleri kendi tarafından hiçbir fikir ve mütalaada bulunmadan, olduğu gibi kaydederek tarihe karşı bir hizmet ifa etmek için bu anıları yazmıştı. Bu anıların 1 Nisan 1926 tarihli “Sunuş”u şöyle başlıyordu: “Küçük yaştan beri Mustafa Kemal Paşa ile beraber bulunduğumu bilen arkadaşlarım, Paşa’ya ve onun özel hayatına ait bildiklerimi kaydedip etmediğimi bana sordular. Ve şayet şimdiye kadar bunu yapmamış isem tarihe bir hizmet etmiş olmak için hatıratımı yazmak hususunda beni çok teşvik ettiler. Ben de düşündüm arkadaşlarımın söylediklerini haklı buldum ve tekmil hatıratımı yazmaya karar verdim. Çünkü Paşa’yla ilgili bazı bilgilerim vardır ki bunları ben yazmazsam tarihin yazması imkânı yoktur. İşte bu düşünceye dayanarak çocukluk yaşımdan sonraki bütün anılarımı yazmaya karar verdim.” Bu anılarda Mustafa Kemal’in Bingazi’de fasulye ayıklama sahnesi de var, Cabub’da "çarşaf üzerinden bile dişi görmeden" geçirdikleri üç ayın öyküsü de... Kitapta annesinin mezarı başında ulusal egemenlik yemini eden bir Mustafa Kemal bulacaksınız. Tabiî Latife Hanım’la evlenmelerinin ve boşanmalarının öyküsünü, İnönü’yle küskünlüklerinin iç yüzünü, sofrada kopan kimi kavgaların ilginç ayrıntılarını ve Atatürk’ün hastalığının perde arkasını da... Bu kitabı henüz okumamış olanların bir an önce okumasını tavsiye ederim. Salih Bozok’un da dediği gibi, “Türk inkılabının tarihini yazmak gelecek nesle düşen bir görevdir. Ancak bugünkü neslin de önemli bir görevi, esaslı bir yükümlülüğü vardır. Her vatandaş inkılap tarihini ilgilendiren bütün bilgisini tarafsızca bir hisle tespit etmeli, tarihî belgeleri, gelecek neslin çocuklarına bırakmalıdır.”    

Editör: TE Bilisim