Şeker-İş Medya Buluşması Ödül Töreninde konuşan Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 3,5 milyon emeklinin askeri ücret altında maaş aldığını belirtti. İşçiler, işsizler ve emekçilerin kapılarda dilendiğini belirten Atalay, “Bu dilenmenin ve beklemenin sorumlusu bizleriz. Emekçiler, işçiler ve işsizler ciddi derecede örgütlenirse kapılarda dilenmeyi sonlandırırız” dedi. Ayrıca Atalay, cumhurbaşkanlığı adaylığı için 100 bin imzadan bahsedildiğini ifade ederek, “Biz bu 100 bin imzayı iki saatte toplarız, çünkü 2 milyon üyemiz var” diye konuştu. İlki 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gerçekleştirilen Şeker-İş  Medya Buluşması’nın 3’üncüsü Antalya Grand Şeker Otel’de gerçekleştirildi. Gerçekleşen törene Türk İş Başkanı Ergün Atalay, Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök, Şeker İş Sendikası yöneticileri ve medya çalışanları katıldı. Medya çalışanları kendilerine verilen ödülleri Atalay ve Gök’ün elinden aldılar. “TAKSİM TAKINTIMIZ YOK” ‘Bizim Taksim takıntımız yok’ diyen Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Biz, her yıl Anadolu’nun değişik şehirlerinde, meydanlarında derdimizi anlatıyoruz. Bu yıl alanlarda ne anlattık; Taşeron var, vergi var, özelleştirmeler var, bunların hepsini anlattık. Seçimle birlikte artık özelleştirmeleri, şekeri konuşamaz hale geldik. Mesela kadroya girmeyen KİT’ler var. KİT’lere girmeyenleri alın diyoruz. 3,5 milyon emekli askeri ücretin altında maaş alıyor. Biz, alanlarda bunun askeri ücretin altında olmaması gerektiğini anlattık” dedi. “İŞÇİLER, İŞSİZLER VE EMEKÇİLER KAPILARDA DİLENİYOR” İşçilerin, işsizlerin ve emekçilerin seçimin neresinde olduğunu soran Atalay, “Biz bu seçimin hiçbir yerinde değiliz ki. Her parti kendine göre oda, sendika ve gazete belirliyor. İşçiler, işsizler ve emekçiler ise durmadan kapılarda dileniyor. Bu dilenmenin ve beklemenin sorumlusu bizleriz. Emekçiler, işçiler ve işsizler ciddi derecede örgütlenirse kapılarda dilenmeyi sonlandırırız. 100 bin imzadan bahsediliyor. Biz bu 100 bin imzayı iki saatte toplarız. 2 milyon üye var” şeklinde konuştu. “İYİ ÖRGÜTLENİRSEK BU İŞİ KESİNLİKLE BAŞARIRIZ” Önceliklerinin her zaman ki gibi Türkiye Cumhuriyetinin çıkarı ve özü olduğunu kaydeden Atalay, “Biz sendikalar, birlik ve beraberlik içinde pazarlıklarımızı sürdürmeliyiz. Diğer türlü sendikayı kimse dikkate almıyor. Biz işçiye, işsize ve emekçiye derdimizi anlatıp örgütlenirsek, bu işi kesinlikle başarırız. Herkes, bir şeyleri bir yerlere çekmeyi bırakmalıdır. Bizim temel görevimiz hep adaleti savunmak olmalıdır. İnadına adalet demeliyiz” ifadelerini kullandı. “1977’DEKİ SENARYOYU KİM YAZDIYSA 15 TEMMUZ’U DA ONLAR YAZMIŞTIR” En son sendikalar olarak 7 yıl önce 1 Mayıs’ı birlikte kutladıklarını hatırlatan Atalay, “O zaman 1 Mayıs’ta yan yana geldik. İzmir’de, Antalya’da, Zonguldak’ta bir araya geldik. Fakat bir yerlerde patlıyor bazen bir araya gelemiyoruz. Çünkü Lazca konuşulacak deniliyor. Diğeri de kalkıp Kürtçe konuşulacak diyecek. Bu ülkenin bir resmi dili var. Bunlar olmaz. İşçiler, emekçiler ve işsizler bir araya gelip bu sorunları aşmalıdırlar. 1 Mayıs derdimizi, sıkıntımızı anlattığımız gündür. 1 Mayıs 1977’deki senaryoyu kim yazdıysa 15 Temmuz’u da onlar yazmıştır. O zaman ki senaryo yıllar sonra 15 Temmuz’da da devreye girmiştir” diye konuştu. “CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL, ENDİŞELİYİZ” Özelleştirmelerin ülkenin pancar şekeri sanayinin geleceğini belirsizleştireceğini ve yakın gelecekte hem şeker pancarı hem de şeker üretiminde bir kaosa neden olacağı endişesini yaşadıklarına dikkat çeken Atalay, “Pancar üreticilerin temsilcileri olarak bizleri endişeye sevk eden en önemli hususu ise; ihale şartnamesinde yer alan hüküm gereği özelleştirilecek 14 fabrikada şeker üretimin beş yıl süre ile devam ettirilmesi zorunlu tutulmuş. Olsa da öngörülen cezanın caydırıcı olmaması nedeniyle üretimin sürdürülüp sürdürülemeyeceği tümüyle bu fabrikaları alan kişilerin inisiyatifine bırakılmış olmasıdır. Bu anlamda şeker fabrikalarının özelleştirilmesini düzenleyen şartnamen hem şeker hem de pancar üretiminin sürdürülebilirliğini güvenceye almaktan yoksundur” dedi. “TOPRAK VE YERALTI KAYNAKLARI HIZLA TÜKENECEK” Atalay: “İhale şartnamesinde yer alan ve şirketlerin şeker fabrikalarının bölgesi dışından da pancar teminini mümkün kılan hüküm, pancar çiftçisinin bölgesel Pazar güvencesini ortadan kaldırarak hem üreticiyi hem de pancar üretimini olumsuz etkileyecektir. Çünkü şirketler bu hükme dayanarak ucuz hammadde temini için başka bölgelerin üretim desenini ve münavebe disiplinini bozacaktır. Bu durumda toprak ve yeraltı kaynakları hızla tükenecek. Pancar üretiminde hastalık ve zararlılar baş gösterecek ve bu bölgelerde orta ve uzun vadede pancar tarımı yapılamaz hale gelecektir.” “HALKIN YANINDA OLDUNUZ” Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'ın ödül dağıtımından sonra konuşan Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök gazetecilere, “Bu büyük ve haklı mücadelemizde sesimiz oldunuz, halkın yanında oldunuz. Ne kadar teşekkür etsek azdır” dedi (Kadir GÜRHAN)