11 Eylül’de başlayan Muharrem ayında 12 gün boyunca oruçların tutulması ile aşureler de yapılmaya başladı. 10 Ekim’e kadar aşureler yapılmaya devam edecekken her sene Muharrem ayında oruç tutup sonrasında aşuresini yapan Menekşe Hanım ise gazetemize aşure tarifini verdi ve bu ayın önemini anlattı. Menekşe Hanım, Muharrem ayının birlik-beraberlik ayı dolduğunu ifade ederek, aşure bereketin de timsalidir dedi. Peygamber Efendimizin 'Allah’ın ayı' diye nitelediği Muharrem ayı bu yıl 11 Eylül 2018 Salı günü başladı. Aynı zamanda Hicri yılbaşı da olan Muharrem ayının birinci günü ile 1439 hicri yılından, 1440 hicri yılına girildi. Bu yıl 10 Ekim’e kadar sürecek olan Muharrem ayında aşureler kaynamaya devam edecek. Gazetemize aşure yapımı ve Muharrem ayının önemi hakkında konuşan Menekşe Hanım, aşurenin içine konulan malzemelere geçen yıla nazaran bu yıl neredeyse yüzde 100 zam geldiğini ifade etti. “YAPILAN AŞURENİN HEPSİ DAĞITILIR” Çocukluluğundan beri Muharrem ayı boyunca 13 gün oruç tuttuğunu ve oruç sonrasında da aşure yaparak hem ailesine hem de komşularına dağıttığını ifade eden Menekşe Hanım şunları söyledi: “Ben çocukluğumdan beri oruç tutarım. Ömrüm yettiğince de tutmayı düşünüyorum. Bu sene de öyle yaptım. 13 gün boyunca orucumu tuttum ve sonrasında da aşuremi yaparak herkese dağıttım. Zaten eğer ki evinde aşure kaynatıyorsan kendi evine sadece bir kap ayırırsın ve geri kalana tanıdık, tanımadık herkese dağıtırsın. Muharrem ayının anlamlarından birisi de odur. Sırf evindekiler yesin diye aşure yapılmaz. Önemli olan onu tanıdık, tanımadık herkesle paylaşmaktır.” “AŞUREYE 12 MALZEME KONULUR” Yaptığı aşurenin tarihi hakkında konuşan Menekşe Hanım, “Aşurenin içine muhakkak 12 malzeme konulmalıdır. Aşureyi aşure yapan da zaten evvela budur. 12 malzemeyi ayarladıktan sonra ilk olarak yarmayı su ile birlikte kaynatmak gerekiyor. Yarma ve su birbiriyle iyice özleştikten sonra öncesinde kaynattığımız nohutu, fasulyeyi kaynayan ve iyice özleşen yarmanın içine atıyoruz. Daha sonrasında şeker, fındık, badem, üzüm, incir, dut, karanfil ve zevke göre konulmak istenen diğer malzemeler ekleniyor. Ama ilk başta da dediğim gibi bu malzeme sayısı muhakkak 12 olmalıdır” dedi. “KAZANA GÖRE MALZEME AYARLANIR” Aşuresini her sene büyük bir kazanda yaptığını belirten Menekşe Hanım, koyulan malzemelerin ölçüsünün de aşurenin piştiği kazana göre ayarlandığını ifade etti. Menekşe Hanım sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben her sene bolca yapar dağıtırım aşuremi. Bundan dolayı da bunu yaparken büyük bir kazan kullanırım. Bu sene de öyle yaptım. Kazana göre de malzemeler kullanıyorum. Örneğin büyük kazan için konuşacak olursak kazanın tamamını suyla dolduruyorum ve beraberinde 5 kiloluk yarma kullanıyorum. 5 kiloluk yarmaya ise 8 kiloluk şeker ekliyorum. Diğer malzemeleri de ona göre ekliyorum.” “MUHARREM AYI BİRLİK, BERABERLİK AYIDIR” Bu sene aşure malzemelerinin fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 100 arttığına dikkat çeken Menekşe Hanım, “Cevizin kilosu 90 lira olmuş, fındığınki ise 70 liraydı. Diğerlerinin de hemen hemen fiyatları yüksek derecede artmış. Ama ben bunu Muharrem ayının geldiğini ve insanların aşure yapacaklarını düşünen fırsatçılara bağlıyorum. Ve bunu da açıkçası doğru bulmuyorum. Aşure neticede ibadet için yapılan bir yiyecek. İbadeti dahi fırsat olarak görmemek lazım. Muharrem ayı öncesinde de kuruyemiş alıyorduk ama fiyatlar bu derece değildi. Dediğim gibi Muharrem ayını fırsat bilerek fiyatları yükseltmişler ve ben bunu doğru bulmuyorum” diyerek aşurelik malzemelerde meydana gelen fiyat artışları hakkında eleştirilerde bulundu. Muharrem ayında insanların aşure yaparak ve tanıdıkları/tanımadıkları herkese aşure dağıtarak birliği ve beraberliği güçlendirdiğini belirterek şunları söyledi: “Aşure kazanlarının kaynadığı Muharrem ayı birlik ve beraberliğin de temsilcisidir esasında. Çünkü birbirlerinin kapısını çalmayan insanlar aşure vesilesiyle birbirlerini kapısını çalarak birbirlerine aşure ikram ediyorlar. Oturduğu apartmandaki çoğu kişiyi tanımayanlar bu vesile apartmanında kimlerin oturduğunu öğrenmeye başlıyorlar. Ayrıca aşure bereketin de timsalidir. Aşure kaynayan evde bolluk bereket de artar. Tabi bunun yanı sıra Aleviler için de ayrıca bir önem taşıyor. Kimi Aleviler 15 gün, kimi Aleviler de 12 gün oruç tutarak hem Kerbela’yı anıyorlar hem de nefislerini terbiye ediyorlar. Bu açıdan da önemli bir ay olarak görüyorum. Bizim için önemli olan bu tür ayların kıymetini bilmek gerekiyor ve unutulmasını de engellemek gerekiyor.” ALEVİLİK’TE MUHARREM AYI’NIN YERİ Muharrem ayı özellikle Aleviler için önem taşıyor. Muharrem ayında Aleviler tüm peygamberlerin ve Hz. Muhammed’in de tuttuğu Muharrem Orucu’nu tutarlar. Bu oruca Kerbela Olayı nedeniyle iki gün daha ilave edilerek 12 gün olarak tutulur. Buna matem, yas orucu da denir. Ayrıca bazıları bu orucu 3 günde Masumu Pakları (Masumlar) yani savaşlarda öldürülen çocuk yaştaki suçsuz, masum temiz çocuk şehitler için tutulan orucu da ilave ederek tutulduğu da olur. Alevi inancında bu tutulan 3 günlük ek oruca; “Masum-u Paklar Orucu” denilmektedir. Böylece 10 Muharrem orucu 15 gün olabilir. Oruç sonunda ise; 12 çeşit kuru meyve ve tahıl çeşidinden oluşan Aşure yemeği pişirilir ve herkese lokma olarak dağıtılır. Bu orucu 12 yıl tutanlar 12 kazan aşure pişirerek törenle Aşureleri dağıtırlar. Yine inanca göre 12 günlük oruç boyunca; eğlence yoktur. Kavga, gönül kırmak, yalan söylemek, insanları üzmek vs. yoktur. Hatta zevk ve sefa kapsamına girdiği için sakal kesilmez. Kerbela olayı anısına su içilmez et yenmez. Kesici aletler ele alınmaz. Herhangi bir müzik aleti çalınmaz. Nefes söylemek için bile bağlama ele alınmaz. Aletsiz nefesler, mersiyeler okunur. AŞURE GÜNÜNDE NELER YAŞANDI? – Hüseyin bin Ali ve beraberindeki 72 kişi hicri 61′de Muharrem’in onuncu gününde (10 Ekim, 680) Kerbelâ’da Yezid’in ordusunca katledilmiştir, – Hz. Âdem’in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi, – Hz. İdris’in diri olarak göğe yükseltilmesi, – Hz. Nuh’un gemisinin tufandan kurtulması, – Hz. İbrahim’in ateşte yanmaması, – Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması, – Hz. Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi, – Hz. Musa’nın Kızıldeniz’den geçip İsrailoğulları’nı firavun’dan kurtarması, – Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması, – Hz. İsa’nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim