Hacettepe Üniversitesi, 50.Yıl Etkinlikleri kapsamında uluslararası savaş muhabiri Çoşkun Aral’ı konuk etti. Meraklı İnsanın Ayak İzleri konferansında öğrenciler ve hocalarla buluşan Çoşkun Aral, savaş deneyimlerini fotoğraf ve videolarla anlattı. 1 Mayıs 1977 olaylarında çektiği fotoğraflar dünyaya açıldığını söyleyen Aral, savaş muhabirliği yaptığı dönemde insan olmaktan utandığı dönemlerin olduğunu ifade etti. Aral’ın konuşmasından satır başları: “HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI 1 MAYIS 1977 TARİHİDİR” “Doktor olmak istiyordum ne yazık ki gazeteci oldum. Futbol muhabiri oldum. Futbol muhabirliğim üç gün sürdü. Çünkü sahada uyumuşum. Sahalar uykumu getirdi. Hayatımın dönüm noktalarından biri kanlı 1 Mayıs olarak tanımlanan o meşhur ne olduğu meşhur ellerin on binlerce insana ateş açmasıydı. O gün benim için hem doğum günümdü hem de korkunç bir gündü. Çektiğim fotoğraflar ile ilk defa dünya basını ile ilişki kurduğum gündü. Dünyanın en önemli dergilerinde fotoğraflarımın yayınlandığı gündü. Daha sonra savaş muhabiri oldum ve birçok savaşa tanık oldum.” “UÇAK KORSANLARI İLE İLK RÖPORTAJ YAPAN GAZETECİYİM” “Ustalarım bana arşivlerin ne kadar önemli olduğunu söylemişti. Nitekim o arşiv, yani bilgi ve belgenin birikimi birçok şeyi aydınlattı. Uçak kaçırmaların çok ünlü olduğu dönemde, korsanlarla röportaj yaptım. Bütün dünya bu fotoğraf ve röportajı yayınladı. Çünkü bugüne kadar kaçırılan uçaklarda gazeteciler vardı fakat hiçbiri benim kadar deli cesareti gösterip korsanlardan röportaj istemedi. O korsanlar on yıllık bir cezanın ardından serbest kaldılar. Benim nesil uçak kaçırma olaylarını çok yakından tanıdı. Bu olay hayatımda var olan dönüm noktalarından biridir. Dünyanın yakın yerlerinde savaş çılgınlığı beni bunları çeken ve belgeleyen bir gazeteciye dönüştürdü. Sayısız yolculuklar yaptım. Ruanda Katliamı başta olmak üzere dünyada birçok insanlık dramına tanıklık ettim. “ “DEJAVULARIM ÇOK FAZLADIR” “Çok farklı anlara tanıklık ettim. Vekalet savaşlarının çok farklı olanlarına tanık oldum. Dejavularım çok fazladır. İnsan olmaktan utandığım zamanlar oldu. Örneğin kesilen kafalar, yenilen insan bedenleri, uydurma haberlerle yapılan manipulatif operasyonlar, inanç uğruna insanların çılgınlıkları ve katliamlar. Bunlar beni açıkçası bezdirmedi. Defalarca yaralandım, komalara girdim. Tecrübelerimin en çok olduğu yer Lübnan oldu. Çünkü Arapça konuşmayı biliyordum. Sevgili ustam Cengiz Çandar ile berber 1979’da gitmiştim. Ama en korkuncu İsrail’in 1982’de Lübnan’ı işgal ettiği operasyondu. Burada çektiğim fotoğraflar Time dergisine bile kapak oldu. Bu coğrafyadaki kaosları tüm dünyaya fotoğraf ve videolarla belgeledim. “ “DÜNYADAN HABERİMİZ YOK, VARSA YOKSA TELEVOLE” “Dünyada neler olduğundan haberimiz olmuyor. Çünkü medyamız bunu bize göstermiyor. Dünyada ne oluyor bizi ilgilendirmez. Varsa yoksa Televole. Dün olduğu gibi bugün de bu durum devam ediyor. Savaşlar hep gündemde olacak. Üniversitelerimiz son dönemde diploma veren ve sadece anne ve babaları mutlu eden birer araştırma mekanı olmaktan öteye geçemiyor. Bugün dünyadaki en büyük buluşları üniversiteleri yapıyor. Sizinde bunu yaptığından eminim. Ama bütün bu öğrenci profili için, özgüvenli, sorgulayıcı öğrenci profiline kavuşmamız gerekir. Taliban ile dünyada ilk görüşenlerden biriyim. Bu bölgede istila harekelerini gördüm. Savaşlarda olan insanların davranışlarının çoğu homojen değil. “ “HER ALANDA SÖZÜ OLAN İNSANLARI DİNLEMEK GEREKİR” Ben sizi burada yanlış bilgilendirebilirim ama arık hiçbir şey eskisi gibi değil. Elinizde bilgiye direk ulaşabilecek imkanlar çok fazla. Doğru bilgiye ulaşabilirsiniz. Mürekkebin bir damlası bir bardak sütü içilmez hale getirir. Fakat bir bardak mürekkebin içine bir damla süt koyarsanız değişen hiçbir şey olmaz. Toplumları aşağıya çekmek kolaydır; hamasetle, bağırmayla ve etkileyici sözler ile. Bilim ve her alanda söyleyecek sözü olan insanları dinlemek gerekir. Akademi olayı çok önemlidir. Ve umarım ki sizleri dinliyorlardır. Kadir Gürhan

Editör: TE Bilisim