2018'den beri Türkiye'de uygulanmakta olan arabuluculuk sistemi gündemdeki yerini koruyor. Binlerce uyuşmazlığı masa başında mahkemeye gitmeden çözen uygulamadan kimler nasıl yararlanabilir gibi soruları ve arabuluculuk kapsamı hakkındaki detayları Avukat Şeyma Kesim’e yönelttik. İşe iade talebiyle yapılacak başvuranların iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren bir ay içinde, alacak nedeniyle yapılacak başvuruların da 5 yıl içinde olması gerektiğini vurgulayan Kesim, ‘’Arabuluculukta zaman aşımına dikkat’’ ifadesini kullandı.  Öncelikle arabulucuk hizmeti nedir, nasıl alınır? Aslına bakılırsa kelimenin kendisi zaten maksadını ele veriyor. ‘Arayı bulmak, tarafları anlaşmaya yönlendirmek ve bunu tarafsız bir şekilde yapıp sonuçlandırmak üzerine bir kurum. Hukuken değerlendirdiğimizde  davayı açmamız için gerekli bir tutanağa bağlanması gereken bir usul işlemidir. Arabuluculuk, bir süreçtir. Aslına bakılırsa daha yeni bir olgu.  1 Ocak 2018’den itibaren iş mahkemesi kanununa getirilen bir değişiklikle hayatımıza girdi.  Başlangıçta çok tartışmalara sebep oldu aslında işçinin, işçilik alacaklarını elde etmesini zorlaştırıyormuş gibi bir izlenim uyandırdı fakat zamanla oturdukça aslında faydalı bir kurum olduğuna şahit olduk. Sebeplerine gelecek olursam, bir kere işçinin dava açması masraflı bir durum oysa arabuluculuk böyle bir kurum değil herhangi bir adliyeye giderek talepte bulunabiliyorsunuz. Hatta örnek vermem gerekirse, Ankara’da bu işi yapan iki adliye var. Bunlar Dışkapı Adliyesi ve İş ve Ticaret Mahkemelerinin bulunduğu Söğütözü Adliyesi. Bu adliyelere giderek taraflar talepleriyle ilgili bir form dolduruyorlar (kıdem tazminatı, fazla mesai vb.) ve bu başvuruyla birlikte işveren bilgilerini girince sistemden bir arabulucu atanıyor. Arabulucular, ortalama 1 hafta içerisinde işçiye iletişim bilgilerinden ulaşarak uygun bir zaman diliminde karşı tarafı da arayarak bir toplantı ayarlıyor. Bu toplantı gizli ve kapalı yapılmak zorundadır en büyük kurallarından biri budur. ‘’TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR DA ZORUNLU BİR ŞEKİLDE ARABULUCULUĞA TABİİ EDİLDİ’’ Arabuluculuk hizmeti hangi tür uyuşmazlıklarda geçerlidir? Hangi davalar bu hizmetin kapsamındadır? Arabuluculuk kapsamına giren davaları ikiye ayırıyoruz. Zorunlu arabuluculuk gerektirenler ve ihtiyari arabuluculuk gerektirenler olmak üzere. Zorunlu arabuluculuk az önce bahsettiğim gibi 1 Ocak 2018’den itibaren İş Mahkemeleri Kanunu’na dâhil edilen işçilik alacaklarına ilişkin zorunluluktur. Bunları, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, asgari geçim indirimi (AGİ), ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı gibi genel işçilik alacaklarına ilişkin her türlü talep arabuluculuk şartına bağlı. Bunun haricinde ticari uyuşmazlıklarda zorunlu bir şekilde arabuluculuğa tabii edildi. Örneğin, iki şirket arasındaki ticari alacak davaları, şirketlerde ortaklıktan çıkarma, hisselerin devri vb. uyuşmazlıklarda zorunlu tutuluyor. İhtiyarı arabuluculuk ise, tarafların bir arabulucuya gitme zorunluluğu olmaksızın, uyuşmazlığın çözümü için dava açmadan önce arabulucuya başvurmayı tercih etmesidir.  İhtiyari arabuluculuk, zorunlu arabuluculuk hallerinde de tarafların isteğine göre değerlendirilebilir bir seçenek. Böylece illa ki Adalet Bakanlığı’ndan atanan bir arabulucunun hakemliğine gerek kalmıyor. Taraflar kendi seçtiği bir arabulucu hakemliğinde uyuşmazlık çözmeye çalışabilir. ‘’ARABULUCULUK GÖRÜŞMESİNDE İLK İKİ SAATE KADAR OLAN SÜRENİN ÜCRETİNİ ADALET BAKANLIĞI KARŞILIYOR’’ Sıkça merak edilen sorulardan biri de bu hizmetin ücreti.. Arabulucuk hizmeti ücretli midir? Evet, bu konu bana da fazlasıyla soruluyor. Arabuluculuk hizmeti ücretsizdir fakat bunun da bir sınırı var. Her arabuluculuk toplantısı bir oturumdan oluşur, bir oturum bir saattir. İki oturum yani toplamda 2 saat arabuluculuk görüşmesi ücrete tabi değil, bu ilk iki saate kadar olan sürenin ücretini Adalet Bakanlığı karşılıyor. Bu konuşma ve anlaşma süresi iki oturumu yani iki saati aşarsa, ücret o taraftan sonra arabuluculuk talebinde bulunan iki tarafa yansımaya başlıyor. Yani, aşan sürelerin ücreti, aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit ödeniyor. ‘’ARABULUCU, KANUNEN KENDİSİNE YAPILAN BAŞVURUYU 6 HAFTA İÇERİSİNDE SONUÇLANDIRMAK ZORUNDADIR’’ Arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamazsa süreç nasıl devam ediyor?  O zaman görüşme olumsuzdur, taraflar anlaşmaya varamamıştır diye son oturum tutanağı düzenleniyor. Bu noktada görüşmeye katılan herkesin ıslak imzasının olması şart.  Bu tutanak büyük önem arz ediyor.  Davacı, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını dava dilekçesine eklemek zorundadır zira mahkemeler, bu tutanağın fotokopisi bile eklense bir dava şartı eksikliği sayarak, son tutanağın aslının dava dosyasına eklenmesi için davacı işçiye 1 haftalık kesin süre veriyor. İşçilerin bu yüzden bir avukatla çalışmalarını öneririz. Bunun haricinde her alacak için farklı zamanaşımları olabiliyordu, son kararla birlikte tüm işçilik alacakları için (2017 yılından sonra yapılan fesihler hariç, zira onlar da o fesih sonrası kıdem ve ihbar tazminatı için dava zamanaşımı 10 yıl) 5 yıl zaman aşımı getirildi. Arabuluculuk başvurusu bu zaman aşımını kesen önemli bir faktördür. Görüşme bitip son tutanak düzenlendikten itibaren yeniden işlemeye devam ediyor. Bu yüzden isterseniz arabulucuya başvurur 1 yıl sonra dava açarsınız, isterseniz 1 hafta sonra dava açarsınız. Önemli olan zamanaşımı süresini kaçırmamaktır. Zamanaşımına dikkat.  Üstüne basa basa tekrar söylüyorum bir avukatla çalışılmasını son derece önemli görüyorum.  Gözlemlerime göre artık insanlar arabuluculuktan da korkar oldu. Aynı davalar gibi arabuluculuk hizmetinin de çok uzun bir süreç aldığını düşünenler oluyor. Hâlbuki öyle değil. Bir arabulucu, kanunen kendisine yapılan başvuruyu 6 hafta içerisinde sonuçlandırmak zorundadır.  Bunu zorunlu hallerde en fazla 2 hafta kadar uzatabilir. ‘’İKİSİ BİRBİRİNDEN FARKLIDIR’’  İnsanlar arabuluculuğu bazen uzlaştırmacılıkla karıştırabiliyor. Uzlaştırmacıyla arabulucu arasındaki fark nedir? Uzlaştırmacılık ceza hukukunun alanıdır.  Ağır olmayan suçlarda, toplumun suç ile bozulan kamu düzenini, tarafların barışması yolu ile yeniden ihdas eden, mağdurun zararını da giderilmesi suretiyle, adaleti yerine getiren, yeni bir yaptırım benzeri kurumdur.  Bunun da ötesinde kimi vakalar açısından yargılama ön şartıdır. Arabuluculuk ise tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, yani “sulh olmak suretiyle sona erdirebilecekleri hukuk uyuşmazlıkları” bağlamında uygulanma alanı bulmaktadır. ‘’YARGININ İŞ YÜKÜNÜ AZALTIYOR’’  Genel hatlarıyla toparlayacak olursak arabuluculuğun avantajları nelerdir? Eğer işveren olayı kısa yoldan sonuçlandırmaya meyilli ise; arabuluculuk çok faydalı bir kurumdur.  Bir davanın ortalama üç yıl sürdüğünü düşünürsek taraflar yargılama masraflarını ödemek zorunda olacak.  Bu anlamda dava sırasında yapılması gereken masraflar, avukatlık ücretleri ve yargılama giderleri söz konusu olmayıp, arabuluculuk makul ücretlerle tarafların çözüme ulaşmasını sağlar. Uyuşmazlıklar mahkemeye gitmeden, gittiyse de mahkemenin karar vermesine gerek kalmadan arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulabilir.  Ben hep şu örneği kullanırım,  ‘İnsanın psikolojisinin bozulup ömründen yıllar götürmesi mi, birkaç bin lira daha az almak mı?’  Bu  soru üzerinde avukatlar olarak sıkça durduk. Hem işçi hem de işveren vekilliğinde bulundum. İki tarafın da konumunu ve psikolojisini anlayabiliyorum. Bu noktada arabuluculuğun olumlu bir süreç olduğuna inanıyorum.  Bunun haricinde arabuluculuk sisteminin benimsenmesindeki avantajlarından birisi yargının iş yükünü azaltmasıdır. Arabuluculukta sürecin kontrolü tarafların elindedir. Arabuluculuk süreci tümüyle iradi bir süreçtir. Taraflar arabuluculuktan her an vazgeçebilirler. Kimse istemediği bir anlaşmayı imzalamaya ya da kabul etmeye zorlanamaz. ‘’UYUŞMAZLIKLARDA AVUKATLA ÇALIŞMAK SON DERECE ÖNEM ARZ EDİYOR’’ Son olarak gazetemiz okurlarına vermek istediğiniz veya hukuki anlamda seslenmek istediğiniz noktalar var mıdır? Tarafların, bu süreçte muhakkak bir avukat ile çalışmalarını öneriyorum.. Bunun dışında işçilere yönelik şunu dile getirebilirim. Kesinlikle korkmasınlar. Yasalarımız Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmesiyle, dünyada ki yargı kararlarıyla çok uyumlu bir şekilde ilerleyen bir sürece sahip.  Türkiye’de kanun anlamında da en avantajlı gruplar arasında işçiler.. Mobbing ve bu tarz iş yerinde yaşanan olumsuz durumları ispatlamakta ve tazminatlarına da ulaşmakta zorlanıyor olabilirler ama yasal anlamda ben eksikliklerimizin tamamlanmaya çalışıldığını görüyorum. İşçiler, gerçek anlamda haklarının peşine düştüğünde yardım alabilecekleri pek çok kurum var. Lütfen bunu göz ardı etmesinler. Kendilerini önemsesinler çünkü yasalar işçileri önemsiyor. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim