Melih Gökçek'in istifa etmesinin ardından Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 1994 ile 2017 yılları arasını kapsayan önemli bir kaynağa imza attı. ‘Ankara Rapor’ isimli, Ankara’nın 23,5 yıllık hasar tespitlerinin yapıldığı kaynağın tanıtım toplatısında konuşan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, ‘’Biz bu yayınla Melih Gökçek’in yargı önüne çıkarılmasını istiyoruz’’ şeklinde konuştu. Tezcan Karakuş Candan, kitabın ve raporların hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. Candan, hazırlanan kitabın birçok yüksek lisans ve doktora tezine de kaynak oluşturabileceğini söyledi. ‘’81 İLİN İNSANLARINA KARŞI SUÇ İŞLENMİŞTİR’’ Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından hazırlanan, Ankara’nın, 1994-2017 yılları arasında, kent estetiği, kent ekonomisi, kent altyapısı gibi konularda aldığı hasarların raporlarla anlatıldığı Ankara Rapor kitabının tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda, kitabın hazırlanma sürecinden bahseden, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, ‘’Bu hasar tespitinin hikâyesini anlatmak istiyoruz. Bu 28 Ekim 2017’de istifa ettirildikten sonra unutulacak bir durum değil. Bu kitabın her bir satırını yazarken hepimiz hislendik. Bazen gözyaşlarımızı tutamadığımız oldu. Melih Gökçek’in yargı önüne çıkarılması için bir start veriyoruz ve kampanya sürecine başlayacağız. Bu yayını bütün sivil toplum örgütlerine elden götüreceğiz. Muhalefet partilerinin genel başkanlarına ve Mustafa Tuna’ya elden vermeyi düşünüyoruz. Çünkü değişiklikler, dinozorla, laleyi kaldırarak olmuyor. Bütün bunları yapanların yargılanmasına kadar onun da sorumluluğu var ve tarihe not düşülmesi gerekiyor. İsmi bizim de tartıştığımız bir rapor oldu. Her türlü noktaya çekilecek bu tespitin kara rapor olarak not düşülmesini istiyoruz. Cumhuriyet döneminin neredeyse 4’te birine tekabül eden bir sürece işaret ediyor. Gittiği günün hemen arkasında başkente karşı suç işlediği için suç duyurusunda bulunduk. Cumhuriyet döneminden bize hatıra olarak bırakılan bir alana yürüttüğü tahribatlar yüzünden başkent e karşı suç işlemiştir. 81 ilin insanlarına karşı yapılan bir tahribat söz konusudur. Başkent Ankara’nın değişmesi teklif edilemez maddesi vardır kentin değiştirilemeyeceği ortadayken o kenti alt üst edilmiştir. Bu kitap 3 bölümden oluşuyor. 1994’ten 2017 yılına kadar yöneticilik yapmış arkadaşlarımızın değerlendirmesi var. 2.bölümde kent izleme merkezinde bize bilimsel olarak yol göstermiş hocalarımızın yazısı var. 3.bölümde hasar tespiti yapıldı. Planlama süreçleri bir başlık altında tartışılıyor, alt yapı çalışmaları, ulaşım politikaları, kent kimliği ve kentsel yaşam, yeşil alanlar, kent ekonomisi ve hukuksal süreç başlık altında ele alınıyor. Bu kitap yüksek lisans doktora tezlerine kaynaklık edecek bir kitap oldu. 3 bin gazete kupürü taradık. Bunun dışında bir timeline yaptık. Bu bizim için çok değerli. Bir kent ve Türkiye gündemi üzerinden bir timeline yapıldı’’ ifadelerini kullandı. ‘’KENTLE KAVGA ETTİ, DEĞERLERİNİ YOK ETTİ’’ Hazırladıkları, timeline panosunu katılımcılar ile paylaşan Candan, Türkiye’nin 23 yıllık tarihine de üst açıdan bakmayı sağladığı için bu timeline üzerinde uzun bir süre çalıştıklarını kaydetti ve sözlerine şöyle devam etti, ‘Aslında siyasi bir kriz sürecinde melih gökçek yönetime geliyor. Aslında bu timeline bize üst ölçekten bakmayı ve okumayı gösterdi. Biz hasar tespitinde bütüncül bakmaya çalıştık. Bir kriz döneminde geldi ve gelir gelmez ilk yaptığı şey sanatın içine tükürmek oldu. Bizim kentsel yaşamamıza müdahale edeceğinin ilk ipucunu burada verdi. Sonra personelle ilgili çok ciddi sürgünler başladı. Siyasal İslam bakış açısı geldiğinde hemen emek insanlarını işten attı. İlk yaptığı şey Güvenpark a cami önerisi oldu. Meslek odaları ile birden kavgalı bir duruma düşüyor ve sonrasında Hitit güneşi üzerinden taşınması için bir gündem oluşturdu. Bugün hep gündem haline gelen konuların temelini 1994 yılında attı. Bugün sıhhiye alanı sadece köprü olarak algılanıyor. Biz oradan oraya yürürken 10 tane nesneye takılıyoruz ve o köprü Kızılay ve Ulus’u böldü. Bütün alanlarımız ile ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Sonrasında 1996, 1997, 1998 ve 1999’da cumhuriyet döneminin bize bıraktığı modern yapıları atıldı. Biliyorsunuz bulvar palası yıkmaya çalıştılar. 4,5 yılda 450 tane sokak ismi değiştirildi. Bu kent kimliği ile kavga ediyorum ve onu kaldıracağım demek. 1999 yerel seçimlerinde 3 aday öne çıkıyor melih gökçe 33.79 oy alıyor. 1999 seçimleri aslında bir kırılma noktası. Yine iktidara geldiği günden bugüne kadar temiz su sorunu yaşıyoruz, Kızılırmak suyu tartışmaları hala devam ediyor. Ankara’nın bütün alt yapısı tek sistemde toplanıyor bu nedenle kentin altyapısı bir yağmurla çöküyor. Şehir hastanelerinin kullanımı kentin ileriki zamanlarda kanalizasyon basacağını gösteriyor. Bu süre içerisinde 2002’de kent gündeminde önemli şeyler oluyor. 2002’ye kadar melih gökçek hakkında hukuksal bir süreç işletilebiliyor. 2002den sonra herhangi bir hukuksal süreçle karşılaşamıyoruz. Sonrasında bütün vadiler, ormanlar, Mamak, Dikmen, Altındağ belli bir noktaya kadar müdahale edilebilen alanlar haline geliyor ve kentin sistematiğini bozuyor. Bugün geldiğimiz noktada 28 Ekim de istifa etmiş durumda. Mustafa Tuna şu an belediye başkanı ve her gün bir şey anlatmaya çalışıyor. Personelin maaşını bile ödeyemedik dedi. Bu açıklama bile bir itiraf aslında. Biz bu yayınla birlikte Melih Gökçek’in yargı önüne çıkarılmasını istiyoruz. Hepimizin gençliğini, ömrünü aldı ve artık tarihe geçsin unutulmasın istiyoruz.’’ (Eren GÜVENDİK)  

Editör: TE Bilisim