Gazi Paşa– Batı Trakya hakkındaki maddeyi Misak-ı Milliye içine alanlar hiçbir şey düşünmemişlerdir. Bunu koyan ben değilim. Bu madde sonradan koyulmuştur. Denilmiştir ki genel oylamaya müracaat edilirse Batı Trakya’nın bize iltihakı temin edilmiş olacaktır. Batı Trakya’nın bize geçmesi kuvvet midir? Zaaf mıdır? Bunu düşünmek icap eder. Benim görüşüme göre zaaftır. Batı Trakya’nın kuzeyinde Bulgaristan, güneyinde deniz, batısında Yunanistan vardır. Bu arazi bu suretle iki düşman arazisine doğru uzanmıştır. Orasını elde tutmak için sarf olunacak kuvvet, oradan elde edilecek istifadeye tekabül etmez. Anavatanın selameti açısından Batı Trakya’dan vazgeçmek lazımdır. Batı Trakya hakkında özerklik vesair suretle ortaya atılan teoriler, geçici niteliktedir. Meselenin hakiki olarak çözüm yolu burasını Yunanistan’a bırakmaktır. Aynı zamanda Bulgaristan’la Yunanlar arasında daimi bir kavga zemini olacaktır. Yakın zamanlarda Bulgaristan’dan iki zat benim yanıma geldi. Bunlar, dostluk tesisiyle beraber iki şey istiyorlardı. Biri mahreç,  diğeri Doğu Trakya’daki Bulgarları yerinden oynatmayalım! Onlara biraz izin verelim. Bu izin azınlıklara verilen ayrıcalıklar gibidir. Ben buna şu cevabı verdim: Bulgaristan, Türkiye ile hakikaten dost olmak ister mi? İsterse Türkiye ile Bulgaristan arasındaki çıkarları tetkik edelim ve tahlil edelim ve nihayete kadar bu menfaatlerin gerektirdiği yolu takip edelim. O kadar ki aradaki hudut gerçekte olmayan bir hattan ibaret olmalıdır. Yoksa Doğu Trakya Bulgarlarına izin vermek ve gidenlerin gelmesine müsaade etmek hususu bir görüş ifade eder. Bulgarlar, denize indikleri takdirde tabii Türk-Yunan dostluğu söz konusu olur. Musul meselesine gelince biz, Musul vilayetini eski vilayet hududu ile milli hududumuz içine almıştık. Bu meselede İsmet Paşa, Curzon’la karşı karşıya geldi. Curzon diyor ki: “Musul, Irak’ı tamamlayan, ayrılmaz bir parçasıdır. Musul, Irak için çok gereklidir. Bunu veremeyeceğiz. İsterseniz sizi petrollere iştirak ettirelim.” Hâlbuki Musul vilayeti bizim için petrol değil, memleket meselesidir. En son safha budur ve Musul meselesinin Boğazlarla, Adalar meselesi görüşüleceği zaman halledileceği söylenerek, görüşmeler bu noktada kaldı. (devamı yarınki makalemizde)