İçinde yaşamayanların asla anlayamayacağı, kalplere dokunan şiirlerin yazıldığı şehirdir Ankara. Kanasa da belli etmez, ertesi gün kalkar işine gider Ankara. Erken uyanır, erken uyur. Yazın hafta sonları yeşilliğin olduğu yerlere, kışınsa AVM’lerin içine kaçar. *** Soğuğu çok soğuktur, ayazı dondurur, sıcağı kavurur. Ortası yoktur bu şehrin. Ya hepsindir ya da hiç. 23.00’ten sonra otobüs, metro bulamazsın. Bulsan da dik bakışlardan kurtulamazsın, yolları hep tadilatta, insanları hep soğuk mesafeli. *** Havalıdır Ankara. Bozkırın ortasında bir köyken başkent oluşunun gururunu taşır. Lozan Antlaşması’ndan sonra düşmanın yurdumuzu boşaltması sonrası alınan bir karardır. Ülkemizin kalbidir, yüz akıdır. *** Türlü uygarlıklara tanıklık etmiş, tarihin ta kendisi olan bu kentte Bağlantı13 Ekim 1913’ten sonra eski semtler, boş yerler yeni yapılarla dolarken yeni semtler kuruldu. Bataklıklar kurutuldu, barajlar yapıldı. Cadde kenarları, parklar ağaçlandırıldı. Göç almaya başladı, büyüdü. Eski bağların yerine yeni yerleşim yerleri yapıldı. Ankara nazlandı. Şairin de dediği gibi; …kimse keman çalmaz belki ama çok keman çalınsın balolarında diye yapılmış gri sisli binalar... alnının ortasında ciddi bir devlet asabiyeti...

Editör: TE Bilisim