Yaklaşık 4 ay süren denizlerdeki av yasağı sona erdi. Her yıl 1 Eylül’de açılan balık sezonu açılışı bu yıl Kurban Bayramı’na denk gelmesi nedeniyle 5 Eylül’de açıldı. Ancak balıkların denizlerde az olması ve fiyatlarının da pahalı olmasından dolayı hem balıkçılar hem de tüketiciler umduklarını bulamadılar. “BALIK YOK, TÜKENDİ SAYILIR” Sakarya Caddesi’nde 38 yıldır balıkçılık yapan Faik B. bu yıl denizlerde balık yok, tükendi sayılır diyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Bayramdan dolayı sezon 5 Eylülde açıldı. Balık bu sene de çok az. Olanlar da verimli ve yeterli değil. Balık sektörü 15-20 yıldır böyle, ama 1-2 yıldır da iyice balıklar tükenmiş vaziyette. Bunun en önemli sebebi tabi ki avlanma hataları. Balığı avlarken fazlasıyla avlıyorlar. Mesela 100 ton hamsi avlayacakken 500 ton avlayıp hamsileri buz haneye atıyorlar. Yılbaşına kadar da tükeniyor, kalmıyor. Balıkların yuvalarını dağıtıyorlar. Balıkların kendilerine özgü mevsimleri olurdu, şimdi o da bitti. Yaz mevsiminde 2-3 ay boyunca kalkan satardık. Kalkan yaz balığı diye geçerdi. Şimdi kalkan da tükendi, olanları da çok pahalı. Kalkanın kilosu 100 lira, çok pahalı buluyorlar.” “ÖNCEDEN MÜŞTERİ KAYNARDI” Önceden sezon açılır açılmaz tezgâhın önünün müşteri kaynadığını belirten Faik B. “İnsanlara balık pahalı geliyor. Tezgaha gelip sadece fiyatlara bakıp gidiyorlar. Ankaralılar şimdi eskisi gibi balık yiyemiyor. Üç denizimizden de balık geliyor, az geliyor ve gelenler de çok pahalı. Balık denizden çok çıkarsa fiyatı da düşük olur. Az çıktığı için fiyatlar çok yüksek.” diye konuştu. “KÜLTÜR LEVREK 30, MEZGİT 35 LİRA” Ailelerin balık fiyatlarını yüksek bulduğunu belirten Faik B. balık fiyatlarıyla ilgili şunları söyledi: “Sezon açılır açılmaz kültür levrek 30-40 liradan satılmaya başladı. Hem de kültür balığının fiyatı bu şekilde. Mezgit 35-40 lira, barbun 35 lira. Bir ailenin 4 kişi olduğunu düşünürsek 4 kişilik balık neredeyse 80 lira tutuyor. Yanında salatası, ekmeği derken bir akşam yemeği 100 liraya geliyor ve insanlar haklı olarak pahalı buluyor. Balık yemek artık lüks yemekler arasına girdi bence. Zaten ekonomimizin durumu da ortada. Asgari ücretle çalışan insanlar için balık yemek çok zor.” “HAMSİ FAKİR YEMEĞİYDİ” Hamsinin son dönemde fiyatının yükseldiğini belirten Faik B.  “3 tarafımız denizlerle çevrili ama 1 kilo hamsi 20 lira. Geçen yıl hamsinin fiyatı 18 liradan düşmedi. Bu sene ise hamsi daha tezgahlara bile gelmedi. İnşallah öyle olmaz ama gelse bile kesin çok pahalı olacak. Şimdi hamsi yemek bile lüks oldu, Ankaralılar hamsiye bile hasret gidebilir bu yıl.” dedi. “YENİ NESİL İÇİN ÜZÜLÜYORUM” Biz balığı yeterince yedik ama gelecek nesil için üzülüyorum diyen Faik B. devamında şunları söyledi: “Belki de balık yiyemeden büyüyecek bir nesil olacak. Bir servet yok oluyor çünkü. 3 tarafımız denizlerle çevrili ama balık yemek için dünyanın parasını veriyoruz. Balığımız çünkü yok denecek kadar az, tükenince de Gürcistan gibi ülkelerden balık alıyoruz. Ama tadı bizim balıklar gibi olmuyor. Hem pahalı oluyor hem de yol uzun olduğu için tadı da bozuluyor. Yeni nesil bizim yerli ve leziz balıklarımızı yiyemeden büyüyecekler. Üretimin artması için yasaklar öne çekilmeli. Mayısta başlıyorsa nisanda başlamalı av yasağı. Tükenen balıkları avlarken her yıl avlanmamalı. Örneğin 1 sene kalkan avlanmasına ara verilmeli."  “TEZGAHLARI SEYREDİYORUZ” Uzun süredir Sakarya Caddesi’nde balıkçılık yapan Enver Delibaş ise şunları kaydetti: “Balık yok ve çok pahalı. Kurban bayramından çıkıldığı için insanlarda da para yok. Okullar başlayacağı için insanlar öncelikle çocuklarının okul masraflarıyla ilgileniyorlar. Şuan sadece tezgahları seyrediyoruz. Balığın olmamasının en önemli nedeni ise Türkiye’de avlanmanın bilinçsizce yapılması. Televizyon, medya balık bol diye abartıyorlar. Ama öyle bir şey yok. Balığın olmadığı fiyatlardan da anlaşılabilir. Balık bol olsa fiyatları da düşük olur. Tezgâhta 30 liradan aşağı balık yok. Balıkçılar medyanın balık bol diyerek abartması ile yüksek balık fiyatları arasında sıkışmış kalmış durumda.” Delibaş ayrıca “Bilinçsiz ve kaçak avlanmanın önüne geçmek için avcıların vicdanlarına ses vermeleri gerekiyor. Her insan kendi vicdanını polis gibi görmelidir. Kanunların da faydası olmuyor çünkü çoğu zaman. Vicdanı olmayan insan için balıkların yuvasını dağıtmasının hiçbir önemi yok.” diyerek kaçak ve bilinçsiz avlanmaya dikkat çekti. “PALAMUT MEVSİMİNDE PALAMUT YOK” Türkiye’de 50 milyon kadar insanın devlete borçlu olduğunu söyleyen Delibaş sözlerine şöyle devam etti: “Fiyatlar yüksek olduğundan müşteriler de gelip bize çatıyorlar, balık fiyatları neden yüksek diye. Ya da neden balık yok diye. Biz de alttan alıyoruz. Gelir yüzdesi düşmüş vaziyette Türkiye’de. Asgari ücretle geçinen bir aile kirasını mı ödeyecek, çocuğunun okul masraflarını mı karşılayacak yoksa gıdaya mı para ayıracak. Bundan dolayı balık yemek listede en son sırada yer alıyor. Türkiye’de üretim yok, tüketim var. Bolca tüketiyoruz. Üretimin olmadığı yerde fiyatlarda her alanda yükselir. Gıda da öyle olmuş durumda. Şuan herkes metropollerde yaşıyor. Köyler boşaltılmış durumda, üretim yok köylerde.  Şuan palamut mevsimi ama tezgahlarda yok. Tezgahlarda olsa da alan olmazdı zaten, çünkü çok fiyatı yüksek olacak.” Haber/Foto: Türkan ÇATAL