Toplum olarak asabiyiz. Öyle ki Ankara’da yoldan geçerken birbirine gülümseyen veya selam veren insan sayısı yok denecek kadar az. Öyle bile olsa karşıdaki kişinin kendisini taciz ettiğini söyleyecek insan sayısı da çok. Çünkü insanlar iletişim nedir bilmiyorlar. Öyle bir hale geldik ki gülümsemeden bile rahatsız olur olduk. İnsanların birbirlerini tanımasalar bile selam verdiklerini kıyı şehirlerimizde gördüğümde çok şaşırmıştım. İnsana gerçekten motive kaynağı olan bu durum keşke Ankara’mızda da olsa. Ancak olmaz; Ankara nazlıdır, Ankara Asabidir, Ankara’da herkes streslidir. Günlük koşuşturmacanın arasında kaybolduğumuz bu şehirde… diye sözümü devam ettirmek isterdim ancak Ankara’da kaybolmak o kadar da kolay değil. Her sokak mutlaka bir merkeze çıkar, dolayısıyla Ankara’da kaybolmak isteseniz bile kaybolamazsınız. Her günü başka bir stres altında olan bu gri şehirde stresimizi azaltmak için ne yapmalıyız? Herkes stresi farklı şekillerde hisseder ve ona farklı şekillerde tepki verir. Ne kadar stres yaşadığınız ve buna nasıl tepki gösterdiğiniz sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden stresle nasıl başa çıkacağınız önemlidir. Aşırı stres, yüksek tansiyona, astıma, ülserlere ve barsak sendromuna neden olabilir. Stresin kalp hastalığını tetiklediğiyle ilgili de iddialar var. Sigara, fiziksel hareketsizlik ve aşırı yeme de rahatsızlıkları artıran bir başka neden… Vücudunuzun strese verdiği tepki baş ağrısı, sırt gerginliği veya mide ağrıları olabilir. Stres aynı zamanda enerjinizi ve uykunuzu olumsuz yönde etkileyebilir. Egzersiz yapmak, olumlama yapmak (Polyanacılık değil) sigara içmemek, çok fazla kahve içmemek, sağlıklı bir diyet yapmak ve sağlıklı kilonuzu korumak, stresle başa çıkmanın iyi bir yoludur. İlaçlar birçok şey için faydalıdır, ancak stresin ilacı yoktur. Hayat kalitenizi artırmak için öncelikle kendinize değer vermeniz gerek. Türk insanının üç ortak özelliğini sayarsak bunlardan biri, “başkaları için yaşamak” olsa gerek! Bu şartlar altında stresi azaltmak zor görünse de kendinize verdiğiniz değeri sürekli hale getirirseniz stresten bir nebze de olsa kurtulabilirsiniz. Önümüz bahar. Baharda çiçekler açar ve çimenler gibi umutlar da yeşerir. Bir “şey”lerin stresini yaşamadığınız, rahat ve mutlu günlerin hepimizi beklemesini dilerim. Nazım Hikmet’in dediği gibi; Çocuklar inanın, inanın çocuklar Güzel günler göreceğiz, güneşli günler