Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Havagazı Fabrikası alanına ilişkin yaptığı iki ihale sürecinde, fabrikada 350 ton asbest tespit edildiğinin ortaya çıktığını bildiren Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu konuda önlem almayan başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilgili kurumlara “Kendi halkını kanserle ve ölümle sınayan bir yöneticiler silsilesiyle karşı karşıyayız. Ankara’ da kanser olma riski taşıyoruz. Ankara halkı kanser soluyor. Çevresel felakete yol açabilir” diyerek tepki gösterdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Havagazı Fabrikası alanına ilişkin yaptığı iki ihale sürecinde, fabrikada 350 ton asbest tespit edildiğinin ortaya çıktığını bildirerek, bu konuda önlem almayan başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilgili kurumlara tepki gösterdi. Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yetkililere “Ankara kanser mi soluyor?” sorusunu yöneltti. Candan, “Bir taraftan tescilli kültür varlığı olan Havagazı Fabrikası rant uğruna yıkılmak isteniyor. Bir taraftan da Ankara Büyükşehir Belediyesi alana ilişkin yaptığı iki ihale sürecinde tespit edilen asbeste ilişkin hiçbir önlem alınmadan yıkım yapılmak isteniyor. Ankara ve çevresi büyük tehdit altında. Acilen önlem alınması gerekiyor” diyen Candan “tescilli kültür varlığının yıkılması sırasında ortaya çıkacak halk sağlığı tehlikesi göz önüne aldığımızda tescilli kültür varlığını yıkmak yerine korumak daha bir önem kazanmaktadır” uyarısında bulundu. 350 TON ASBEST! Candan sözlerine şöyle devam etti: “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Havagazı Fabrikası’nın bazı binalarının yıkımı için ihale yapıyor. İlki 25 Ağustos 2016 tarihinde 380 bin muhammen bedelle yapılan ‘Hurda karşılığı yıkım’ ihalesi. Hurda dediği şey Cumhuriyet’in sanayi arkeolojisi olarak nitelendirilmiş ve endüstri mirası olarak tescillenmiş ve tescili kaldırılarak açtığımız davanın devam ettiği Cumhuriyetin endüstri mirasıdır. Belediye başkanının ve belediyenin kendi başkentinin potansiyelinden ve kültürel mirastan zerre kadar bilgisi olmadan bu kenti yönetiyor olmasından zul duyuyoruz. Daha sonra Büyükşehir Belediyesi 24 Kasım 2016 tarihinde bu alanda yıkım için ikinci bir ihale yapıyor. Bu sefer alandaki yıkımla ilgili 13 bin 217 liralık muhammen bedel belirleniyor. 3 ay içerisinde aynı alanda yapılan iki ihale arasından çok önemli bir konu var. İkinci ihalede ‘Havagazı Fabrikası’nda bulunan asbestli malzemelerin ve kalıntıların geri dönüşüm malzemesi olarak sökülmesi’ işi olarak ihale ediliyor. İhale eki olan şartnamede asbest oranın 350 ton olduğu ifade ediliyor. Bu süreçte Kültür Bakanlığı Koruma Bölge Kurulu 28 Kasım ve 8 Aralık 2016 tarihinde Büyükşehir Belediyesi’ni uyarıyor. Koruma Bölge Kurulu 2 Ocak 2017 de bir yazı daha yazarak . ‘Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından Havagazı fabrikasının tescilli kültür varlığı için açtığı dava devam ederken bu yapıyı yıkamazsanız, yargı sürecini etkileyecek bir davranış içinde bulunamazsınız. Bana plan gönderme, buraya ihale yapma’ diyor üslübunca. Büyükşehir Belediyesi Koruma Kurulunu dinlemiyor.” BİNA KARANTİNAYA ALINMALI Bu iki ihale arasında asbest tespit edilmesine dikkat çeken Candan, “Asbestin ne olduğu çok açık kansorajen madde. Havagazı Fabrikası’nın hem tesisatın kendisinde hem de yapım sürecinde yalıtım malzemesi olarak asbest kullanılmış. Asbest havaya karışıp rüzgarla solunduğu andan itibaren büyük tehlike oluşturuyor. Ankara Kanser mi soluyor? Ankara’da önlem alınmadığı sürece Havagazı Fabrikası bir sağlık canavarına dönüşür. Yıkmayın koruyun. Önlem alınmadan yıkılması halk sağlığını çok ciddi etkileyecek. Önlem alınmadığı Kumrular İkamet Sitesi’nin ve Havagazı Fabrikası’nın yıkımı sürecinde çok iyi gördük. Her hangi bir toz çıkmaması gerekiyor. Yurtdışında asbestli binalar yıkılırken binanın iki katı boyu çevrilir ve karantinaya alınır. Yıkılacak yapının özelliğine göre her oda ayrı ayrı karantinaya alınarak yıkılır, Halk uyarılır, trafik ona göre düzenlenir, çalışma saatleri ona göre belirlenir. Atıklar kontrolsüz bir şekilde ortalığa değil, özel düzenlenmiş yerlerde bertaraf edilir" diye konuştu. KANSER SOLUMAMAK İÇİN HAYIR DİYORUZ Kentsel dönüşümle birlikte yıkılması düşünülen 18 milyon yapı stoğunun büyük bir bölümünde asbestli malzeme kullanıldığını vurgulayan Candan, “Kendi halkını kanserle ve ölümle sınayan bir yöneticiler silsilesiyle karşı karşıyayız. Ankara’ da kanser olma riski taşıyoruz. Gözümüzün içine baka baka asbestli bir yapıyla kanserojen maddesi solutuluyor. Tüm bunlara göz yuman yöneticiler Anayasa değişikliğine Evet diyor. Denetimsiz, bilimsiz, hukuksuz bu sistem devam etsin, bunları yapanlar yargılanmasın diyorlar. Biz bu nedenle kent ve halk sağlığını korunması ve Cumhuriyet değerlerinin yıkılmaması için Hayır diyoruz” dedi. Candan, kanser solumamıza neden olan ve önlem almayan başta Ankara Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek, EGO Genel Müdürü, Genel Müdürü Balamir Gündoğdu, Ankara Valisi Ercan Topaca, Çankaya Kaymakamı Kadir Çakır, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kent Estetiği Daire Başkanlığı Ömer Öksüz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ÇSGB İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Genel Müdürü İsmail Gerim, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ankara İl Sağlık Müdürü Kamil Türkmen, Kültür Ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt ve Ankara 1 Nolu Koruma Kurulu Üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını da sözlerine ekledi. GÖKÇEK VE SORUMLULAR İSTİFAYA DAVET EDİLDİ Önlem almayan ve Ankara halkının sağlığını tehlikeye atan Melih Gökçek ve diğer yetkilileri istifaya davet eden Candan, Havagazı Fabrikası alanında önlemlerin alınıp alınmadığına ve ne tür işlemler gerçekleştirildiğine ilişkin başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili kurumlara resmi yazıyla sorular da yöneltti. HAVAGAZI FABRİKASI’NA İLİŞKİN 4 DAVAMIZ BULUNUYOR “Ankara’daki simgesel ve kamusal mekanlarından birisi de Maltepe’deki Havagazı Fabrikasıdır. 1928 yılında Werner Issel tarafından tasarlanmış ve 57270 metrekarelik bir alana inşa edilmiş bir yapıdır. Ankara’nın ilk tarihi elektrik ve havagazı fabrikası olarak Alman, Türk ve İngiliz ustaları tarafından inşa edilmiştir. Tescilli kültür mirası, birinci derece arkeolojik SİT alanı olarak endüstri mirası olarak 1991 yılında tescil ediliyor. Daha sonra Bu alan kent merkezine çok yakın ve kıymetli bir alan olduğu için bir rant sürecinin parçası haline geliyor. 26 Mayıs 2006’da koruma kurulu 2863 sayılı koruma kanununda tesciline ilişkin yaklaşımı çıkartıyor. Havagazı Fabrikası’nın tescili kaldırılıyor ve gazometrelerin olduğu yapılar yıkılıyor. O gün Mimarlar odası yöneticileri ve üyeleri olarak gecenin bir vaktinde Havagazı Fabrikası binasının yıkımının hukuksuz olduğunu anlatmaya çalışmıştık ve hemen arkasından da 2006 yılında çıkan iki koruma kurulu kararına dava açmıştık. Bu davalar devam ediyor karar düzeltme aşamasına kadar taşınmış durumda. Yıkımıyla ilgili suç duyurusunda bulunduk sonra Büyükşehir Belediyesi, 2012 yılında imar planı değişikliği yapıldı, bu plan değişikliği yargıya taşındı ve iptal edildi Belli noktalarda 2,5 belli noktalarda 4 emsal olmak üzere kentsel servis alanı olarak ilan edildi. Karmaşık bir yapıyla konut ve ticaret yapılarının yapılması düşünülüyor. Havagazı Fabrikası alanına ilişkin 4 davamız devam ediyor.” GÖKÇEK’İN HURDA POLİTİKALARI ÇÖPE ATILMALI Mimarlar Odası Ankara Şubesi Sekreteri Namık Kemal Kaya ise, tepkisini şöyle dile getirdi: “Havagazı Fabrikası tescilli bir yapı. Bölgede yoğunlukla iş yerleri, Lise, Gazi Üniversitesi, Adliye sarayı ve Ankara Garı bulunuyor. Her gün binlerce insan bu bölgeden geçiş yaptığı gibi, iş hayatını burada geçiriyor. Bütün hukukçular gün boyu mesai yaptığı gibi, eğitim alan gencecik insanlarımız yine bu bölgede eğitim hayatlarına devam ediyor. Bunun dışında her gün binlerce insan gara giriş çıkış yapıyor. Yani sadece bu havayı sadece Ankaralılar solumuyor. Demir yolu üzerinden Türkiye nin her diğer illerinden gelen bütün insanlar bu havayı soluyor. Bu alanda önlem alınmadan, hiçbir açıklama yapmadan bilinçsiz bir şekilde ihale yapılıyor. Ve insanların hayatı tehlikeye atılıyor. Bu nasıl bir anlayıştır. Hukuk süreci devam ederken Tescilli bir yapı hurda adı altında nasıl ihale edilebilir. Tescilli kültürel bir miras asla hurda olamaz. Hurda olan Gökçek’in politikalarıdır. Gökçek in politikalarını hurda olarak çöpe atmak lazım. Ankara halkı artık bu politikaları çöpe atmalıdır. Bu politika aslında hem yerel anlamda hem de Türkiye genelinde birbirini destekleyen AKP politikalardır. AKP belediyeleri, hedef olarak mutlak rant uğruna, kentlerde hukuku çiğneyerek, insan sağlığını tehdit eden, önlem almadan ölüme sebep veren projeler üretmeye devam ediyor. Hükümet olarak tek adam anlayışını egemen kılmak için, ülke içinde kaos yaratan, komşularıyla karşı karşıya getiren politikaları ile ülkeyi savaşa sürükleyen, insan hayatını ve sağlığını hiçe sayan aynı politikaları üretmektedir. Bu anlayışa dur demeliyiz. Dolayısıyla Referandumda bu anlayışa her zaman olduğu gibi Hayır diyeceğiz” ÇEVRESEL FELAKET OLABİLİR Ankara Tabip Odası adına basın toplantısına katılan İşyeri Hekimliği ve İşçi Sağlığı Komisyon Başkanı Dr. Ercan Yavuz, asbestin kanserojen bir madde olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “En bilinenleri daha çok geminin söküm ve yapım işleminde kullanılan ve daha çok izolasyon malzemesi olarak kullanılıyor. Bu madde akciğer zarında yaptığı mezotelyoma kanserine neden oluyor. Gemi tersanelerinde çalışan işçilerin hekime başvurduğunda herkesten fazla olduğu tespit ediliyor. 100 yıldır asbest konusunda tıp camiasında büyük tartışmalar var. Ne kadar maruz kalırsanız sigara gibi o kadar çok etkileniyorsunuz. Hastalık bir anda ortaya çıkmıyor bugün aldığınız asbest maddesinin kanserojen etkisi 30 yıl kadar sürebiliyor. Ülkemizde her yıl 1000 kişiye asbeste bağlı kanser tanısı konuyor. Kanser gibi ölümcül bir hastalığa yol açıyor. 30 yıl sonra bu hastalık ortaya çıkabilir. Havagazı Fabrikası’nda tespit edilen asbest çevresel bir felakete yol açabilir. Bu sistem bizi hasta ediyor. Hekimler de bu yüzden Hayır diyor Acilen önlem alınmalı.” CEVAP BEKLEYEN SORULAR Basın toplantısının sonunda çalışmanın Ankara Tabip Odası ve TMMOB’a bağlı diğer odalarla birlikte derinleştireceğini ifade eden Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Büyükşehir Belediye Başkanı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ankara Valiliği ve kaymakamlığı göreve davet ederek, aşağıdaki soruların acilen cevaplanmasını istedi. Cevap bekleyen sorular şöyle: 1- Hurda karşılığı yıkım ihalesini yaptığınız endüstri mirası havagazı fabrikasının 2016 yılkı Ağustos ayında yapmış olduğunuz ihalenin iptalin gerekçesi nedir? Söz konusu ihalenin gerçekleşmesi için belediye kaynaklarından ne kadar masraf yapılmış, ihaleye istekli özel sektörden kaç dosya alımı olmuş, ihaleye giren firmalara yaptıkları masraflardan oluşmuş mağduriyetleri nedir? 2- Havagazı Fabrikasında 2006 yılında kurul kararı olmaksızın yapmış olduğunuz geceyarısı operasyonlu yıkım esnasında söz konusu yapılarda asbest olduğunu biliyor muydunuz?3- Bilmiyorsanız bir kent yöneticisi olarak kendinizi yetersiz, biliyorsanız da halk sağlığına yönelik yaptığınız bu ciddi hatanın bir suç olduğunu biliyor musunuz? 4-Bir kent yöneticisi olarak asli sorumluluğunuz olan halkın can ve mal güvenliğinin korunması ve sağlıklı kent yaşamı oluşturulması görevinizde, eski bina yıkımlarında asbest ve kanserojen kimyasalların olması ve bunların düzenli olarak ölçümlerinin yapılması gereklerine bu güne kadar uydunuz mu?2006 yılından itibaren Ankara kenti içinde ölçümler yaptınız mı? Sonuçlarını kamuoyu ile paylaşır mısınız? 5-2. İhaleyi 24.11.2016 tarihinde imalat pozları değiştirilmiş, asbesti yeni fark etmiş gibi davranarak çıkarıyorsunuz. Sözleşmeyi imzalayan firmanın asbest sökümü ile ilgili yeterliliği, teknik ve fiziksel yeterliliği olup olmadığı araştırılarak mı verilmiştir? Bu konuda belge talep edilmiş midir? Eğer böyle ise 2. İhalenin yüklenicisi ilk iş olarak yıkımını gerçekleştirdiği ek binanın önlemlerini nasıl almıştır.? Bu konuda alınan halk sağlığı önlemlerinin ayrıntılı bir biçimde kamuoyu önünde paylaşılması işlemini gerçekleştirebilir misiniz? 6-Büyükşehir Belediyesi bünyesinde asbest söküm, yıkım, bakım, uzaklaştırma çalışmalarında asbest tozuna maruziyetlerin ve bu maruziyetlerden doğacak sağlık risklerinden korunma, sınır değerlerinin ölçümü ve diğer özel önlemlerinin alınması konularında ihtisas sahibi personeliniz bulunmakta mıdır ? Bu güne kadar kaç kentsel dönüşüm ve yıkım işleri ihalesi yapılmıştır? Bu yıkım ihalelerinde asbest tozuna maruziyetleri ile ilgili önlem alınmış mıdır? Alınmışsa nelerdir? Yıkım ihalelerinin teknik şartnamelerini tarafımıza gönderilmesi? 7--24.11.2016 tarihinde belediyenizce yapılmış asbest söküm ve nakli yıkım ihalesinde çıkan hafriyatın kontrolü ile ilgili önlemler nelerdir? Nereye dökülmektedir ve nasıl bertaraf edilmektedir.Bu konuda hangi kamu kurum ve kuruluşları ile bağlantı kurulduğu ve koordinasyon olup olmadığını açıklar mısınız.? 8-Koruma kurulu Mimarlar Odası Ankara Şubesinin alanla ilgili açtığı dava var, yıkımı yapma diye sizi uyarırken, neden kurumun uyarılarını dikkate almayarak kamuyu zarara uğratıyorsunuz? 9--Asbest ile ilgili Işık hava ölçümlerinin yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise analiz yapılacağı akredite laboratuarın olup olmadığı, Ankara Büyükşehir Belediyesinin ihale aşamasında bu sonuçları da takip edip etmediği, sorumluluğun yüklenicide olup olmadığının tarafımıza bildirilmesi? 10-Bu tip bir laboratuvarın Ankara’da olup olmadığı, bu Laboratuvar “sem” mikroskopuna sahip olup olmadığı ? Laboratuarın Akreditasyonun Turkak onaylı olup olmadığı ? Her gün ölçüm alabilecek kapasitede bir teknolojik donanımın olup olmadığı ? Bu ölçümler bu güne kadar yapılmış mıdır? Kamuoyuyla paylaştınız mı? 11-Çıkacak metal hurdaların kontamine (İz, etki, kalıntı, bulaşık,bulaşmış olan.) olup olmadığının raporunu yazacak akredite laboratuvar kimdir, açık isim verilebilir mi? 12-Metal hurdalar için raporlama nasıl olacak. Her kamyon için kaç numune alınmış ya da 350 ton asbest için kaç numune alınacaktır? 13-Asbest tozunun uçuşmaması için alınmış olan önlem nedir? Su kullanılması sıkılması durumunda bina tabanına toplanacak suyun kontamine olacağı kesindir. Bu su nasıl filtre edilerek deşarj edilecektir. ? 14. 2006 yılından itibaren Ankara da yaygın bir şekilde Büyükşehir Belediye başkanlığı tarafından kentsel dönüşüm, yenileme, ada parsel bazımda lokal yıkımlar gerçekleşmekte olduğu ve bu durum karşısında Ankara kenti düzenli olarak halk sağlığının korunması Asbest sınır değer kontrollerinin yapılıp yapılmadığı, asbestoz ve mezotelyama vakaları ile ilgili kayıt tutulmuş mudur bu sayıların tarafımıza verilmesi, kamuoyunun bilgilendirilmesi? Haber Merkezi  

Editör: TE Bilisim