Doğa yürüyüşleri son dönemin en çok tercih edilen aktivitelerinden birisi haline geldi. Artı Yaşam Doğa Organizasyonları kurucusu Ercan Aslan ile doğa yürüyüşleri ve aktivite programları hakkında konuştuk. Aslan, ‘’Doğadan uzaklaştığımız anda eksiğiz demektir’’ dedi. Şehirden uzaklaşmak isteyenlerin bu tip aktivitelere zaman ayırmaları gerektiğine değinen Ercan Aslan, ‘’Yaklaşık olarak 14-15 yıldır bu işi yapıyorum. Bizim öncelikle Ankara yakınlarında doğal ve çok özel alanlar olması dolayısıyla doğa yürüyüşleri düzenliyoruz. Bizim için doğa çok önemli. Bu yüzden de doğa aktivitelerine ağırlık vermeye çalıştık. Ben yıllarca Dağcılık Federasyonu’nda eğitimler aldım. Dolayısıyla hep doğayla iç içe oldum. Tabi bir de genetiğimizde doğa var. Çoğumuz köylerden gelmeyiz. Sonra şehirli olduk. Şehirli olunca da doğaya kaçış ihtiyacı hissettik. Şehrin içerisinde dışarıya baktığımızda bazen bir toprak parçası bulmak bizim için çok zor olabiliyor. Biz de Ankara’da olmanın avantajını kullanıyoruz’’ dedi. ANKARA’NIN AVANTAJLARINI KULLANIYORUZ Ankara’nın çevre ilçelerinde yürüyüş ve doğa aktiviteleri yapmaya uygun birçok alan olduğunu söyleyen Aslan, ‘’Herkesin bildiğinin aksine, Ankara’nın çevresinde 1,5-2 saatlik mesafe uzaklıkta inanılmaz güzel yerler var. Laleler, dereler, kanyonlar her şey var. Dolayısıyla biz bunları değerlendirmek istiyoruz ve değerlendiriyoruz. Neler yapıyoruz? Öncelikle günü birlik kapsamında doğa yürüyüşleri düzenliyoruz. Kızılcahamam, Gerede, Kazan ilçesinin olduğu yerde, Kazan’dan Çubuk ilçesine giden yolda çok güzel yerler var. Işık Dağı’nın eteğinde bulunan şelale, kanyon var. Güdül tarafı, Beypazarı tarafına gittiğimizde inanılmaz güzel yerler çıkıyor ortaya. Onları değerlendiriyoruz. Yani biz yaklaşık olarak sabah saat 8 gibi yola çıktığımızda, 1,5-2 saatlik yolun ardından 10 gibi biz yürüyüşe başlıyoruz. Doğa yürüyüşümüz akşam 5’e kadar sürüyor’’ şeklinde konuştu. DOĞA DİSİPLİN İSTİYOR Doğa yürüyüşlerinde, disiplinli olmanın önemli olduğunu belirten Aslan, ‘’Doğa yürüyüşlerinde tabi en başta disiplinli olmaya çalışıyoruz. Çünkü doğaya çıkmanın belli kuralları var. Ancak sonrasında arkadaşlardan bazı tepkiler verdi. İnsanlar, ‘’Biz biraz şehirden kaçmak istiyoruz, yani burada da çok fazla disiplin istemiyoruz’’ dediler. Biz de o yüzden biraz daha doğanın tadını çıkarmaya odaklandık. Ama tabi ki yine de bazı disiplin kuralları koyduk. Çünkü doğaya çıktığımızda, yürüyüş yasasının en önemli kuralı, vücuda zarar vermemek. Bizim kas yapılarımız uzun süreli yürüyüşlere, şehirde yaşamaktan kaynaklı çok fazla alışık değil. Ayak burkması yaşanabilir, kaslar zorlanabilir, bunun yanında kıyafetlerin yürüyüş yapmaya uygun terletmeyen ve rahat olan çeşitlerinden seçilmesi gerekiyor’’ dedi. DOĞANIN KEYFİNİ ÇIKARIYORUZ ‘Keyfi Doğa’ isimli program ile birlikte amacın doğada vakit geçirmek olduğuna değinen Aslan, ‘’Bu yüzden biz de ilk defa katılan arkadaşları bilgilendiriyoruz. Yani alışık değillerse çok fazla tavsiye etmiyoruz. Doğa yürüyüşlerinde, son dönemde, böyle haldurhuldur bir yürüyüş yapmaktan ziyade, insanları doğaya çıkarmaya çalışıyoruz. Oradan yola çıkarak da ‘keyfi doğa’ isimli bir yürüyüş programı hazırladık. Yani biz 80 yaşındaki teyzemizi, 3 yaşındaki çocuğumuzu doğaya çıkarmak istiyoruz. Temel çıkış noktamız bu. Dolayısıyla, doğa yürüyüşlerinde yemek organizasyonu yapmıyorken, ‘keyfi doğa’da biraz daha keyfe odaklandık. Doğa yürüyüşlerinde, 8-12-14-16 km’lik yürüyüşler yapıyorken, keyfi doğada bunu 6-7-8 km’ye düşürdük. Bununda amacı yürüyüşü bitirmeye odaklanmadan boş vakitler bırakabilmek. Örneğin çocuk toprakta koşsun, dereye girsin, yaşlı bir teyze hiçbir şey yapmasa bile o toprakta otursun, havayı solusun, insanlara baksın. Çünkü hepimiz artık kapalı yerlerde vakit geçiriyoruz, oralara kapanıyoruz. Ağacı pencereden görüyoruz’’ yorumunu yaptı. 80 YAŞINDAKİ TEYZEDEN 3 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARA Doğada vakit geçirmenin 7’den 70’e herkese bir faydasının dokunduğunu söyleyen Aslan, ‘’Dolayısıyla, insan olarak, doğamız gereği eksiğiz. Ne kadar doğaya çıkmazsak aslında o kadar eksik oluyoruz. Ama bunu biz hissediyoruz ve bunu hissetmeyen de çok fazla kişi var. Şehre alışan ve ondan uzaklaştığında rahatsızlık duyan, korkan çok fazla insan var. Gitseler bile işte, yine gidip şehir dokusu içinde yaşıyorlar. Kime sorarsanız sorun, ben doğayı çok seviyorum der ama bir şey yapıyor musunuz diye sorduğunuz da yapmıyorum der. Bizim öncelikle çocuklarımıza ve büyüklerimize borcumuz var. Yani onları biz buraya hapsetmek zorunda değiliz. Şehir sınırlarının dışına çıkarmadığımız için onları şehre hapsetmiş oluyoruz. Ama 1 saat, 1,5 saat uzaklıktaki bir yere götürdüğümüzde o kadar çok fark ediyor ki. Emin olun çocuklar koşturuyorlar, düşüyorlar, kalkıyorlar ve sonucunda inanılmaz keyif alıyorlar. Biz bir doğa şenliği yaptığımızda yaşlı bir teyze vardı ve akşama kadar oturdu. Gidiyoruz yanına, ‘teyze bir şey yapalım, yürüyelim, gezelim’ diyoruz teyze kalkmıyor, ‘ben iyiyim evladım’ diyor. Akşama doğru tekrar yanına gittik ve ‘teyze niye böyle yaptın seninle hiçbir şey yapamadık’ dedik. Teyze bize, ‘yavrum sen ne diyorsun, burası insan dolu, çocuklar koşturuyor, dere var bunlar benim için harika, siz keyfinize bakın’ dedi. Bunun gibi şeyleri yaşamak bizim için çok önemli. Biz de bu tip şeylerden yola çıkarak ağırlığımızı bu tarafa vermek istedik. Yani insanlara, doğada keyifli vakit geçirmelerini sağlamaya. Yani Anadolu sadece kültürel açıdan değil, doğal açıdan da oldukça zengin bir bölge. Çok rahatlıklar dünyanın en zengin bölgelerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle doğa aktivitelerini çok daha fazla arttırmak gerekiyor’’ diye konuştu. GRUP LİDERLERİ PROFESYONEL OLMALI Son dönemde, yeşile olan ilginin ve vakit geçirme isteğinin arttığına dikkat çeken Aslan, ‘’Doğal aktiviteler son dönemde biraz daha artmaya başladı. Yasal olan şirketler bunu yapmaya başladı. Çünkü doğaya çıktığınız zaman, yürüyüş liderlerinin bu alanda yeterli olmaları gerekiyor. Bilgili olması, ilk yardım eğitimini tamamlamış olması en önemli koşullardan birisi. Haliyle son dönemde, 8-10 kişilik gruplar kendi başlarına yürüyüşlere çıkmaya başladılar. Yapsınlar çok iyi ama bunu biraz daha bilinçli ve profesyonel kişilerle yapmalarını öneriyoruz. Dolayısıyla bu konuda bir hassasiyetimiz var. Bu işin yasalarla belirlenmesi ve yasal bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Grup liderlerinin biraz daha profesyonel olması gerekiyor. Yürüyüş esnasında teknikler vardır ve o tekniklere uyulması gerekir. Yani çok basitdediğiniz bir şey de bile kırılma yaşayabilirsiniz’’ dedi. DOĞANIN YAŞI YOK Doğa yürüyüşleri basit görünse de belli bir eğitim ve disiplin gerektirdiğine değinen Aslan, ‘’Dolaysıyla bu işin bilinçli yapılmasında fayda var. Ailelerde çocuklarıyla çok rahat doğaya çıkabilirler. Bunu şehir içinde de yapabilirsiniz. Yani Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı birçok park var. Ama bizim amacımız o kalabalıktan uzaklaşmak zaten. Ankara’nın biraz çevresinde çok özel ve güzel yerler var. Bu nedenle vaktimiz varken bunları yapmamız gerekiyor. Doğanın yaşı yok çünkü. Temel olarak bizim doğaya çıkmamız lazım. Bizim için farklı bir şeyler yapmamız gerekiyor. Bunun içinde biraz çaba göstermek gerekiyor. Biraz bunu hissetmek ve çevremize hissettirmemiz gerekiyor. Bu da biraz bilinçle alakalı’’ yorumunu yaptı. HEDEFİMİZ DOĞAYA ODAKLANMAK Türkiye’nin birçok bölgesinde doğa aktivitelerinin popüler hale geldiğinin altını çizen Aslan, ‘’ Son dönemde ilgi artmaya başladı. Doğaya çıkışlar arttı. Bilinçli ya da bilinçli olmayan gruplar oluşmaya başladı. Bu organizasyonları yapan firmalar var. Biraz zaman gerekiyor. Dolayısıyla sadece Ankara için konuşmuyorum. Şu an Türkiye’nin her tarafında dağcılık ve doğa kulüpleri kuruldu. Her şey var doğada. Ama dediğimiz gibi tecrübe isteyen bir konu. Doğa aktiviteleri dediğimiz alan çok zengin. Etkinlikleri yapmaya devam ediyoruz. Temel amacımız hedefimiz tamamen doğaya odaklanmak. Buna ne katabiliriz bunu keşfetmek’’ diyerek doğa aktivitelerinin artması gerektiğini söyledi. (Rozita Merve HAMİDİ)

Editör: TE Bilisim