“1922 Ağustos başından Eylül sonuna kadar Ankara Türkiyesi’ndeydik. Savaştan önce hatta 1917’ye kadar Küçük Asya’nın ortasındaki Ankara’ya, Almanya’dan demiryoluyla İstanbul üzerinden birkaç günde gidilebilirken, yolculuğumuzu yaptığımız sırada bu yol ancak daha külfetli taşıt araçlarıyla alınabiliyordu. Savaş durumu dolayısıyla hiçbir yerde düzenli deniz ulaşımı yapılamıyordu; biz de bir sürü limanda yarım ya da tam bir hafta çakılıp kalmaya alıştık. Anadolu bozkırlarındaki tufan öncesinden kalma yollarda, Türk köylülerinin ve Ankara keçilerinin şaşkın bakışları arasında, sayısız arızalarla günlerce süren kamyon yolculukları, bizim için özellikle en zevklisiydi.” Bu satırlar, iki Komintern gözlemcisi Leonid ve Friedrich’in Kaynak Yayınları’ndan “Ankara 1922” ismiyle yayımlanan raporlarından. Raporu yazanlarla ilgili bilgi bulunmuyor ama birinin Alman olduğu kesin. Bu iki delege 1922 yılının yaz aylarında Anadolu’ya doğru yola çıkıyor. Amaçları, 20. yüzyılın başında hasta ve yorgun düşmüş bir ulusun bağımsızlık için yeniden ayağa kalkışını izlemek. Bunun için de Karadeniz kıyılarında başlayan yolculukları Ankara’da sona eriyor. Leonid ve Friedrich’in anıları, bir gözlemden çok bir tahlil özelliği taşıyor. O tarihte ortada, Kemalist Devrim’in hangi yöne gideceği sorusu duruyor. Onlar da Kemalist yöneticilerle tartışarak bu soruya yanıt arıyorlar. İki yazarın özellikle o gününün Orta Doğusu ile ilgili değerlendirmeleri ve tahlilleri oldukça aydınlatıcı. Henüz dünyaya açılımın başında olan bir ABD, dünya hâkimiyeti sarsılmaya başlayan İngiltere ve dişleri sökülen Fransa, kitapta tek tek ve somut olaylara dayanılarak inceleniyor. Çağlığın yıkılıp Lenin önderliğinde Sovyetler Birliği’nde sosyalizmi kurma yolundaki adımlar ve bölge üzerindeki önemi ayrıca değerlendiriliyor. Ayrıca bölgedeki Arapların Milli Kurtuluş Savaşı’yla olan bağlantıları ve Kemalist Devrim’in bölgedeki etkileri ele alınıyor. Kitabın “Türkiye’de Proleter Devrimi” başlıklı bölümünde sosyalistlerin Kurtuluş Savaşı’ndaki tutumları incelenirken işçi sınıfının Kemalist Devrim’deki önemi vurgulanıyor. Bu bölümde özellikle 1922 yılında yapılan TKP Kongresi’nden söz ediliyor. Eylül ayında yapılan bu kongrenin Türkiye Halk İştirâkiyûn Fırkası Kongresi olduğu anlaşılıyor. Bu kongre, yabancı gözlemcilerin katılması sebebiyle yasaklanıyor ve yarı gizli bir şekilde yapılıyor. Okurlarımıza anımsatalım, bu kongreden sonra örgütün yönetici ve üyeleri tutuklanmış ve faaliyetleri de yasaklanmıştı. Ankara 1922 kitabı, Kurtuluş Savaşı üzerine özlü bir gözlem ve değerlendirme. ABD ile ilgili o yıllarda yapılan tespitlerin ne kadar yerinde olduğu bugün daha net anlaşılıyor. Özellikle o dönemin Orta Doğusu’nu incelemek isteyenler için çok faydalı bir kitap. Kitapta, Suriye, Mısır ve Musul konusunda da önemli bilgiler bulmak mümkün.  

Editör: TE Bilisim