Yerel seçimler öncesi gazetemize açıklamalarda bulunan Çankaya İlçesi Korkutreis Mahallesi Muhtarı Hülya Altun, muhtarlığın siyasetin yapı taşı olduğunu ifade ederek, “Siyasette var olan erkek egemenliğinden dolayı siyasi partilerde aktif olamadığımdan mahallemde muhtar olmaya karar verdim” dedi. Altun aynı zamanda kadınlara seslenerek “Kadın muhtarların sayısı artmalıdır” dedi. 31 Mart Yerel seçimler öncesi başlatmış olduğumuz ‘Muhtarın Gözünden’ haber serisinin altıncı durağı Çankaya İlçesi Korkutreis Mahallesi Muhtarlığı oldu. Mahalle Muhtarı Hülya Altun iki dönemdir mahallesinde muhtar olduğunu ifade ederek mahallesinde yaşanan sorunlara değindi. Kadınların siyasette aktif olmaları gerektiğine vurgu yapan Hülya Altun, kadınların bunun için işe öncelikle muhtarlıktan başlamaları gerektiğini belirtti. Hülya Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Korkutreis Mahallesi Muhtarı Hülya Altun. İki dönemden beri Korkutreis Mahallesi’nde muhtarlık yapıyorum. 31 Mart 2019’da yapılacak seçimlerde yine adayım, seçim çalışmalarıma da kısa sürede mahallemde başlayacağım. Muhtarlık yapmak aklınıza nereden geldi? Öncelikle şunu demeliyim ki ben muhtarlığı severek yapıyorum. Muhtarlığa nasıl başladığımdan bahsedecek olursam, ben siyasi parti içerisinde kadın kollarında yer aldım. Fakat partilerde genelde erkek egemenliği olduğundan kendinizi dilediğiniz gibi ifade edemiyorsunuz. Kadınlar çoğu zaman siyasi partiler içerisinde vitrin gibi kullanılıyorlar. Buna kadınların da izin vermemeleri gerektiğini düşünüyorum ve ben bundan hoşlanmıyorum. Siyasi partilerde birçok görevde yer aldım ve bir süre sonra partilerde bir şey yapamayacağımı, daha aktif olduğum bir kanaldan devam etmem gerektiğini düşündüm. Siyasette var olan erkek egemenliğinden dolayı aktif olamadığımdan ve bana fırsat verilmediğinden dolayı mahallemde muhtar olmaya karar verdim. Çünkü muhtarlık siyasetin temel taşı ve bağımsız oluyorsun. Bir parti liderinin ve bayrağının altında olmayacağımı tamamen özgür irademle orada var olacağımı düşündüm. Benden önceki muhtar yaşlı ve 30 yıllık bir muhtardı ve mahallede çok seviliyordu. İlk aday olduğumda kazanamadım ve eski muhtarımız seçimi kazandı. Ben sonrasında bu işi bırakmadım. Çalıştım, bütün evleri gezdim, sıkmadığım el bırakmadım netice itibariyle. Seçmen aday yanına geldiğinde kendini daha önemsenmiş hissediyor ve seçmenin hoşuna gidiyor. Kadınlardan destek istedim özellikle, kadın kadına dayanışarak muhtarlığı biz kadınlar yönetelim dedim. Çalışmalarımın sonucunu güzel bir şekilde aldım ve bir sonraki yerel seçimde muhtarlığı kazandım. Azaların da yarısı kadın, yarısı erkek. “GÜLER YÜZ, TATLI DİL İLE AÇILMAYACAK HİÇBİR KAPI YOKTUR” İki dönemden beri Korkutreis Mahallesi’nde muhtarsınız. İki döneminiz nasıl geçti? Öncelikle ben mahallemde çok mutluyum. Derler ya ne ekersen onu biçersin, ben de mahallem de aynısı yaşıyorum. Güler yüz, tatlı dil ile açılmayacak hiçbir kapı yoktur. Ben de bunu kendime ilke edindim. Çok sert insan gelse de güler yüz karşısında muhakkak yumuşuyorlar. Ben ilk zamanlarda kadın olduğumdan dolayı aşağılandığımı hissediyordum. ‘Kadın bu işi yapar mı’ algısı vardı insanlarda, ama yavaş yavaş onu da yıktığımızı düşünüyorum. Mahallemde alıştılar artık kadın muhtar olabileceğine. İlk defa kadın muhtar gördüm diyenler bile vardı. Şimdi daha güzel dönüşler alıyorum. Muhtarlığı artık kadınların yapması gerektiğini düşünüyorlar hatta. Kadının bir işe eli değdiği zaman düzen, tertip geldiğine inanıyorlar. Kadınların programlı ve disiplinli çalıştığını düşünüyorlar, haklılar da. Mahallemizde 10 tane sokak var. Ben mahalleme muhtar olduğumda, her birinin tebligatları bir çuvala konuluyordu, vatandaş gelip çuvalın içinde evrakını arıyordu. Gelir gelmez işim bunları düzene koymak oldu. 10 tane sokağım var, 10 tane kutu yaptım, her kutunun üstüne de sokak isimlerini yazdım. 8 tane postacı çalışıyor bizim mahallede. Onlar belgeleri getirdiklerinde her sokağın kutusu olduğundan evrak hangi sokağınsa onun içine koyarlar. Vatandaş ya da avukat da gelir kendi sokağından evrakını alır ve gider. Bundan örneğin son derece memnunlar. Bunu bizden gören muhtarlar da yapmaya başladılar. Bu şekilde programlı ve disiplinli çalışıldığı zaman muhtarların kadın olmasını da istiyorlar haliyle. “MAHALLEMİZDE ALTYAPI SORUNU VAR” Biraz da mahallenizin sorunları üzerine konuşalım. Mahallenizde ne gibi sorunlar var? Bizim mahallemiz eski bir mahalle. Daha önceden çok daha düzgün bir mahalleydi. Sirkülasyon olduğundan mahallemiz de değişime uğradı. Mahallemizin en önemli sorunu altyapı sorunu. Azıcık yağmur yağsa bile mahalle göl oluyor neredeyse. Çünkü mahalle eski olduğundan yağmur gideri yok. Altyapı genelde kablolarla dolu. Lagara da verilmiyor. Çünkü bu daha çok sıkıntı yaşatacaktır. Bu şekilde bile binaların alt katlarını su basıyor. Bunun için Büyükşehir Belediyesi ile görüştüm, dilekçeler verdim, CİMER’e yazdım ve her defasında yeniden Büyükşehir’e yönlendirildim. Ama henüz buna bir çare bulunulmuş değil. Bunun haricinde de asfalt ve kaldırım sorunlarım var. Asfaltlarımız adeta yamalı bohça gibi maalesef. 10 sokağın 6’sı Çankaya Belediyesi’nin, diğer 4 sokak ise Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Mahallemizin her yeri temiz bir asfalt istiyor, şu anki halinden dolayı yağmur sularından da etkileniyor. Çankaya Belediyesi mümkün mertebe ilgileniyor mahallemizle, sokakların asfaltını atıyor. Çankaya ilçesi 124 mahalleden oluşan büyük bir ilçe. Bundan dolayı Çankaya Belediyesi de yetişemeyebiliyor. Elinden geldiğince de mahallemizle ilgileniyor. Çankaya Belediyesi’nden hizmet alıyorum, almıyorum diyemem. Onlar da ellerinden personelleri yettiğince bize yardımcı olmaya çalışıyorlar, çünkü Çankaya büyük bir ilçe. “ERKEKLER EŞLERİNİ CESARETLENDİRMELİLER” 31 Mart’ta yerel seçimler var ve kadın muhtar adaylar da sahaya çıkmaya başladılar. Onlara ne gibi önerileriniz olur? Biz ataerkil bir toplum olduğumuzdan kadınların çeşitli korkuları da siyasete girmek için var. Kocam ne der, eşim acaba kızar mı gibi sorular eminim ki akıllarından geçiyor. Kadınlar eşleri izin verdiği sürece siyasete giriyorlar. Hadi girdiler diyelim, bu kez de yine birçok sorunla karşılaşacaklar. Kadınlara değil de öncelikle erkeklere tavsiyem olacak, lütfen eşlerinize destek olun, onları cesaretlendirin. Hatta eşleri ile birlikte alana çıksınlar. Eğer eşleri destek olursa kadınlar işin yüzde 50’sini geçmiş olacaklar. Muhtarlık yapabilecek kapasitede çok kadının olduğuna inanıyorum, muhtar olurlarsa da işi layıkıyla yapacaklarına inanıyorum. Geçenler de muhtarlığıma 2 kadın geldi ve muhtar adayı olduklarını ifade ederek benden tavsiye istediler. Onlara tavsiyelerde bulundum, tecrübelerimi aktardım. Gelip bir kadın muhtardan tavsiyeleri almaları da çok hoşuma gitti açıkçası. Çünkü biz kadınlar birbirimize destek olduğumuz sürece kadınların siyasette aktif olmaları da daha mümkün olacaktır. Kadınlar inanarak yaparlarsa işlerini o işte en iyisini bile olabilirler. Çünkü ben mahallemi iki dönemde nereden nereye getirdim. Muhtarlığa ilk geldiğimde muhtarlık binası bile baraka gibi bir yerdi. Küçük bir bina yapılmasını sağladım. Kadın yaptığı işi düzenli ve tertipli yapıyor. Bundan dolayı diyorum ki kadın muhtar sayısı artmalı. Kadınların siyasetteki sayıları artmalıdır. Belediyeler, meclis aklınıza neresi geliyorsa. Medeni Kanun’da bu hak biz kadınlar için sunulmuş, biz neden bu hakkımız kullanmayalım ki? Meclisi düşünelim bir, kaç tane kadın milletvekili var ki? Listelerine koydukları adaylar da liste doldurmak için konulmuş isimler ve seçilmeyecek yerlerden koyuyorlar. Son olarak şunu demeliyim ki kadınlar siyasete girmek istiyorlarsa bunun için muhtarlıktan başlayabilirler. “KADINLARDAN ADAYLIK ÜCRETİ ALINMAMALI” Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Kadınların siyasette aktif olmasından bahsettik ama bu işin maddi boyutuna değinmedik. Ben buna da değinmek istiyorum. Kadının ekonomik gücü yoksa siyasete atılamıyor. Bir milletvekili ya da belediye meclis üyesi olmak için kadınları aşan rakamlar isteniyor. Fakat bu bazen kadınlar için büyük bir meblağ olabiliyor. Muhtarlıkta bile aday olunca fazlasıyla para harcanabiliyor ve biz bu paraları cebimizden harcıyoruz. Kadının parası yoksa siyasete nasıl atılabilir ki? Benim istediğim siyasi partiler kadınlardan adaylık sürecinde ücret almasınlar. Hatta ekonomik gücü olmayan ya da ödeyemeyecek durumda olan özel kesimden de ücret talep edilmesin. Örneğin engelli adaylar. Ya da şöyle bir şart da konulabilir, kişi seçildikten sonra da adaylık için ödeyeceği ücreti ödeyebilir. Özetle siyasette partiler, belediye meclis üyeleri, (muhtarlık bağımsız olduğu için muhtarlığı bunun dışında tutuyorum) gibi kısımlarda adaylık sırasında kadınlardan adaylık ücreti alınmamasını talep ediyorum. Kişi kazandıktan sonra da bu ücreti ödeyebilir ve bunun önünün açılmasını talep ediyorum. Çünkü kadınlar eşlerinden izin almanın yanında ekonomik sorunlardan dolayı da siyasete giremiyorlar. Kadınların kamusal alanda var olmaları isteniyorsa, evlerinden çıkmaları isteniyorsa bu ancak bu şekilde sağlanabilir. Kadınlar teşvik edilmelidir. Bunu sadece siyasette düşünmeyip iş hayatı için de düşünebiliriz. Kadın teşvik edilmeli ki kamusal alanın içerisinde yer alsın. Kadın sadece ev hayatına hapsedilirse yemek yapar, temizlik yapar, yani evin bilumum işleri ile ilgilenir. Bunun yanında da insan yetiştirir. Tabi insan yetiştirmesi de güzel bir şey ama bunu evin içinden çıkarak da yapabilir, kamusal hayata katılarak da yapabilir. Zaten toplumun yarısı kadınlardan oluşuyor ve onların kıymetlerini bilmek lazım. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim