Son dönemde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet günden güne artarken sağlık çalışanlarının hakları, çalışma koşulları ve saatleri de gündemdeki yerini koruyor. Güçlü Anadolu Gazetesi olarak sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti, çalışma koşullarını, özlük, sosyal ve ekonomik haklarını, 696 sayılı KHK ile  kadroya geçenlerin ihale şartnamesine göre yüzdelik dilimleri ve ayrıntıları Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası ( Sağlık- İş ) Genel Mali Sekreteri ve Ankara Şube Başkanı Doğan Alıç’a yönelttik. Son zamanlarda sağlık personeline uygulanan şiddet toplum olarak kanayan yaramız. Bu duruma dur demek için ne gibi önlemler alınabilir ve nasıl bir yol izlenebilir? Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası bu anlamda ne gibi çalışmalar yürütüyor? Öncelikle sağlıkta şiddete son derece karşı olduğumuzu belirtmekle işe başlayalım. Özellikle hastanelerde çalışma koşulları diğer sektörlere nazaran çok daha farklı. İnsana hizmet ettiğimizden dolayı hem psikolojimiz hem de fiziksel sağlığımız bozulma noktasına geliyor. Bazı hasta yakınları, kendi hastalarına öncelik verilmesi adına bir takım girişimlerde bulunuyor. Özellikle sağlıkta yaşanan bu şiddet acil servislerde daha çok rastlanıyor. Acil serviste mantıken herkes zamanla yarışıyor. Kişi, acil olarak geldiği için öncelik hakkı istiyor fakat doktorlarımız gerçekten günlük çalışma saati ve hasta sayısı olarak çok fazla yüke sahip oldukları için bunları belli bir sınırlamaya koymak mümkün değil. Dolayısıyla, hastalar ve hasta yakınları, doktorlara özellikle bu konuda şiddet uyguluyor sadece doktorlara değil personele de şiddet uygulanabiliyor oysa herkes nizami olarak acile girdiği zaman prosedürü ve sırayı takip etse hiçbir sorun kalmayacak. Sağlıkta yaşanan şiddetle alakalı olarak Sağlık Bakanlığı’yla da bir görüşme gerçekleştirdik.  Özellikle son zamanlarda çıkan şiddetle ilgili kanunlar gerçekten caydırıcı ama yeterli mi asla yeterli değil. Bununla ilgili olarak doktorlarımızla ve sağlık personellerimizle bir seminer gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. ‘’14 MART’TA ANKARA’DA AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ŞEHİR HASTANESİ AÇILACAK’’  Malum gündemdeki yerini her daim koruyan bir konu var Şehir Hastaneleri. Bu hastanelere çok sayıda sağlık personeli alınacağı duyumu var. Bu konu hakkındaki gelişmeler nelerdir? Okuyucularımıza neler söylemek istersiniz? Şehir hastanelerinde öncelikle açılış sistemine göre kapanan hastanelerdeki bütün personeller bu hastanelere devir oldu.  14 Mart’ta Ankara’da Avrupa’nın en büyük şehir hastanesi açılacak yine kapanan hastanelerdeki arkadaşlarımız buraya devredilecek. Şuan açılış nedeniyle sıkıntı yaşanmaması adına bütün personel arkadaşlarımız orada. Şehir hastaneleri bildiğiniz üzere Kamu- Özel ortaklığıyla kuruldu. Yeni olması sebebiyle elimizden geldiği kadar çalışan arkadaşlarımızın yanlarında olmaya çalışacağız herhangi bir mağduriyet yaşamamaları adına elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak toplu sözleşme süreci hakkında neler söyleyebilirsiniz? Öncelikle şunu belirtmekte fayda var Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası 1961’de kurulmuş Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda yetkili bir sendika. Sendikamızın Türkiye genelinde 13 tane şubesi var. Bizler yönetici olarak aynı zamanda şubelerimize bağlıyız ve şahsen Ankara Şube Başkanı olarak 16 ilden sorumluyum. Zor şartlarda, zor koşullarda işçiye hizmet etmeyi amaçlıyoruz. 1961 yılından beri Sağlık Bakanlığı’nda yetkili kadrolu işçilerle Türkiye’nin bütün il ve ilçelerindeki hastanelerde çalışan işçiler adına yaptığımız bir toplu iş sözleşmesi var. Bu sözleşmeyi her iki yılda bir yapıyoruz. İşçilerimizin çalışma hayatında yaşadıkları sıkıntıları toplu sözleşme taslağını oluşturarak Sağlık Bakanlığıyla masaya oturup  çalışanların haklarıyla ilgili mücadele veriyoruz. Son zamanlarda işçilerle ilgili birtakım çeşitlilikler meydana geldi. İlki, eski kadrolu işçilerimiz. Bir de 2 Nisan 2018’ de 696 sayılı kanun hükmündeki kararnameyle kadroya geçirilen 4/D’ li işçilerimiz var.  Bu işçilerimiz için yeni adıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı özel bir sözleşme yürürlüğe koydu. Bu sözleşmeler 31.10.2020 ‘de bitiyor. Biz bununla ilgili olarak doğru olmadığını 6356 sayılı Sendikalar yasasında da ‘bir kurumda veya bir iş yerinde bir sözleşme varsa ikincisi yapılamaz ‘ yoluna giderek bu arkadaşlarımızın mevcut kadroluların yani bizlerin yararlanmış oldukları sözleşmeden yararlanmasıyla ilgili görüşümüzü bildirerek dava açtık. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak onların sosyal ekonomik ve özlük haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 696 sayılı KHK ile  kadroya geçenlerin ihale şartnamesine göre yüzdelik dilimleri nedir? Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak, taşeron uygulamasından 4/ D kadrosuna geçenleri zarara uğratan yüzdelik dilimler için hukuki süreç başlattık. Bu arkadaşlarımızın ihale şartnamelerinde az öncede belirtmiş olduğum işçilerin kendi arasında da çeşitlilik olduğu gibi maaşlarında da çok farklılık var. Neden farklılık var diye soracak olursanız sebebi şu; İhale şartnamelerinde A iş yeri kişiye asgari ücretin %10-20-30 yüzde 300’üne kadar veren iş yerleri var kamu ihale kanununa göre fakat kadroya geçtikten sonra bu yüzdelik dilimler tamamen iptal oldu. 2 Nisan’da almış oldukları brüt çıplak ücretlerini yüzdelik dilimleri eklenerek yapılan asgari ücret komisyonuyla ilgili yapılan rakamsal değerin altında kaldığı için bu rakamların hepsi şu anda ödenmeme durumuna geldi. Yine sendikamız, Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Kolundaki işçiler adına haksızlık olduğunu düşünerek 696 sayılı KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımız ihale şartnamesine, mesleğine, diplomasına göre veya risk birimine göre farklı farklı ücret alıyorlardı. Bunlar tamamen iptal olarak iş barışı bozuldu hem de yıllarca okuyup hizmet eden ülkemizin belirli seviyelerine gelen, gerçekten kaliteli personellerimizin aldıkları yüzdelik dilim asgari ücretin altında kaldığı için bu ücretlerden mahrum kaldılar. Dolayısıyla sendika olarak bu konuyu da yakından takip ediyoruz. ‘’112 AMBULANS ŞOFÖRLERİYLE İLGİLİ BİR İŞ BARIŞININ DENGELENMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ’’ 112 Acil servisin çalışma süreleri bildiğimiz gibi 24 ila 72 saat arasında değişiyor. Bu anlamda neler yapılabilir? Sağlık alanında özellikle hastanelerde birden çok sendika bulunmakta bu anlamda işkollarıyla alakalı olarak neler söyleyebilirsiniz? Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili bir sendika olduğumuz için 112’deki çalışma sistemi, 657’ye tabii devlet memurlarının çalışma koşulları farklı, işçiler farklı, şu anki KHK yani 696’yla kadroya geçenlerin çalışma koşulları ayrı. Bu arkadaşlarımız aynı koltukta, aynı direksiyonda çalışmalarına rağmen ücretleri ve sosyal hakları farklı. Biz bunun yanlış olduğunu her defasında dile getiriyoruz. Özellikle 112 ambulans şoförleriyle ilgili bir iş barışının dengelenmediğini düşünüyoruz. Memur arkadaşlarımız kendi yasalarında çalışma usulleri olmadığı için 24/72 çalışabiliyorlar ama 696 sayılı KHK ile geçen işçi arkadaşlarımız çalışma koşulları iş kanununda belirttiği gibi günlük 11 saatten fazla çalıştırılamaz ibaresinden dolayı bir mağduriyet yaşıyor. Biz ,aynı şekilde memur neyse işçinin de aynı şekilde çalışmasını istiyoruz. 24/72 olması bizim temennimizdir. Bununla ilgili olarak hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla hem de Sağlık Bakanlığı’yla gerekli yazışmaları ve görüşmeleri yaptık. Tabii ki kanunun değişmesi gerekiyor. Kanunla ilgili olarak TÜRK-İŞ konfederasyonumuz bu girişimleri yaptı inşallah elimizden geldiği kadar mücadelemizi devam ettireceğiz.  Diğer konuya gelecek olursak biz 1999 yılında Türkiye’de ilk defa taşerondaki arkadaşlarımıza toplu iş sözleşmesi yapan bir sendikayız. O dönemlerde ihale şartnamelerinden dolayı alt işveren dediğimiz şirket üzerinden bu ücretleri alıyorduk gerçekten toplu sözleşme yaparak ciddi rakamlar elde ettik ve bu hakları mahkeme yoluyla alıyorduk fakat eskiden hastanelerde çalışan güvenliğinden tutun baş hekimlik sekreterine kadar sağlık çalışanıydı. 2015 yılından sonra işkollarıyla ilgili sorunlar yaşamaya başladık. Hastaneye girdiğiniz zaman sizi güvenlik karşılıyor, daha sonra hasta kabul ve yönlendirme var, temizlik personeli var, servise çıkan personellerimiz var. Hastanın kayıtlarını girmekle yükümlü sekreterlerimiz var. Bunların tamamının işkolu çok farklı. Hiç biri sağlık çalışanı değil. Yani hepsinin kadrosu sağlık çalışanı olarak geçmiyor. Örneğin tıbbi sekreterin kadrosu büro iş kolunda görülüyor. Kadrolu tıbbi sekreterin yararlandığı hiçbir haktan yararlanamıyor. En büyük hastane dahi, bütün çalışanların sağlık çalışanı olması gerekirken, ne yazık ki hiçbirinde sağlık çalışanı yok. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na 152 bin arkadaşımız kadroya geçirildi. Bu 152 bin kişinin içerisinde sadece 19 bini sağlık çalışanı oysa hepsi hastanede çalışıyor hepsi hastaya hizmet ediyor. Bu durumun yayınlanan KHK ‘ya göre en son 31.10.2020 gibi düzeleceği yönünde bilgiler var. Tüm bu sorunların bu zaman diliminde düzeleceğini umut ediyoruz. ‘’ÜYE OLDUĞUNUZ SENDİKANIZI İYİ TANIYIN’’ Son olarak okuyucularımıza vermek istediğiniz bir mesaj veya eklemek istedikleriniz var mıdır? Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak amacımız, anayasamızın bize verdiği haklar çerçevesinde 17 Nolu Sağlık ve Sosyal Hizmetler iş kolunda çalışan arkadaşlarımızın özlük, sosyal ve ekonomik haklarının geliştirilmesi, refah seviyelerinin artırılması için mücadele ediyoruz. Ben iş kolumuzdaki arkadaşlarımızdan özellikle şunu istirham ediyorum. Üye olduğunuz sendikanızı iyi tanıyın. Sizin için kim daha iyi hizmet eder onu iyi düşünün. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası 1961 yılından beri sizler için mücadele etmiş,  birtakım hakların bu noktaya gelmesi için yaklaşık 60 yıldır mücadele etmiş bir sendikadır. Her koşulda ve her türlü fırtınalı havada dahi işçinin yanında olan Türk-İş ve Sağlık-İş bundan sonrada aynı çizgi doğrultusunda sizlerin yanında olmaya devam edecektir. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim