Çağdaş Sanatlar Merkezi, ‘Beyaz Melekler’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Açılışı bu akşam yapılacak olan sergide ressam Nursel Sökmen Bayram’ın, albinizm farkındalığını arttırmak amacıyla hazırladığı resimler yer alacak. Sergi, 3-16 Ekim tarihleri arasında ziyaretçilere kapılarını açık tutacak. ‘Beyaz Melekler’ sergisi, Çağdaş Sanatlar Merkezi, Abidin Dino Sergi Salonu’nda ziyaret edilebilecek. ‘‘ALBİNO BİREYLER İÇİN DİSNEY MUCİZESİ’’ Sergisinin tanıtım bülteninde, ‘’Amerikalı animasyon yapımcısı Walt Disney, 1941 yılında yaptığı animasyon klasiklerinin 4. filmi olan Dumbo’ da küçük bir filin hikâyesini anlatır. Bir sirk fili olan Bayan Jumbo’nun heyecanla doğumunu beklediği yavrusu Jumbo Jr. dünyaya geldiğinde diğer filler tarafından sevgiyle kucaklanır ta ki hapşırıncaya kadar… Küçük fil hapşırınca kocaman kulakları ortaya çıkar ve bunu gören diğer filler korkuyla geri çekilirler. Topluluğun kendinden “farklı” olana karşı geliştirdiği tepkiyi verirler. Küçük fil ve annesini dışlarlar. Küçük fil ile dalga geçer ve aralarına almazlar. Ona “aptal, salak, gerizekalı” anlamına gelen Dumbo ismini takarlar. Sirkte diğer fillerle gösterilere çıkarılmaz. Çünkü insanlar da onu görünce gülerler. Bunun üzerine sirk sahibi onu palyaçolarla birlikte gösteriye çıkarmaya başlar. Küçük fil ise kendisine karşı neden böyle davranıldığını anlayamamaktadır ve çok mutsuzdur. Onu sevip kollayan annesinden başka hiç kimsesi yoktur. Sonunda Disney mucizesi gerçekleşir; küçük bir fare ile tanışan Dumbo’nun hayatı değişir. Diğer fillerin aksine farelerden korkmayan Dumbo, fare dostu sayesinde kargalardan uçmayı öğrenir. Dışlanıp alay edilmesine sebep olan kocaman kulakları artık onun için bir avantaj olmuştur ve kulaklarıyla uçan ilk fil olarak gösteri dünyasında kendisine çok büyük bir yer edinir… Bu güzel Disney hikâyesinde de anlatıldığı üzere insan ya da hayvan olsun topluluklar farklı olana hep şüpheyle bakmış; dışlamış, aşağılamış, kimi zaman da lanetlemiştir. Farklı olana sanki bir yabancı, bir suçlu gibi davranılır ve farklı, “öteki”leştirilir. Çünkü ötekileştirip dışarıda bırakmak topluluğun bir nevi kendini koruma biçimidir. Başkalarından farklı olmak, sıradan akışa aykırılık yaratır ve bu ürkütücüdür. Çünkü topluluk, farklılık karşısında nasıl bir davranış geliştireceğini bilemez ve bunun üzerinde düşünmek istemez. Farklı olan zaten azınlıktır ve azınlığı yok saymak, görmezden gelmek ya da dışlayıp aşağılamak kolay yoldur. Bizler, vücuttaki renk pigmentlerinin eksikliğine bağlı olarak gelişen genetik bir durum olan “Albinizm” üzerine bir farkındalık yaratmak üzere yola çıktık. Albinolar, ciltleri porselen beyazlığında ve hassaslığında; beyaz tenli ve beyaz renklilerdir. Dünyanın her yerinde bu doğa mucizesiyle yaşayan binlerce canlı bulunmaktadır. Evet, aslında, albinizm doğanın bir mucizesidir. Belki de bu yüzden tüm mucizeler gibi anlaşılamaz ve “öteki”leştirilir. Albinolar tüm beyazlıklarıyla, belki de kirlenmiş ve çirkinleşmiş dünyamızı yüzümüze vurmaktadırlar. Belki de bu yüzdendir kara Afrika’da elleri ve ayakları kesilip kafa derileri yüzülerek katledilip büyücülere satılmaları. Doğanın mucizesini doğaya karşı kullanmaya çalışarak kim bilir belki de insanoğlu kendini aklamaya çalışıyordur... Renkleri ve biçimleri kullanmanın sanatı olan resimde, rengi tek renk beyaza çekerek aslında albinoların doğaya karşı mucizesini biz de resim sanatına karşı gerçekleştiriyor gibiyiz. Bu yolla tek rengin, “beyaz”ın güzelliğinin altını çiziyor; izleyenlere “bakın ne kadar da güzel” demeye çalışıyoruz. Murat ettiğimiz etkiyi yaratabilmek, albinizm farkındalığını artırarak albino bireyler için bir “Disney mucizesi” yaratabilmek, onların küçük fil Dumbo’nun yaşadıklarını yaşamalarını engelleyebilmek umuduyla…’’ ifadelerine yer verildi. (Onur Bingöl)

Editör: TE Bilisim