İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener TBMM’de partisinin grup toplantısında partililerine seslendi.  Akşener, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “McKinsey ile çalışmaya karar verdik” açıklamasına yönelik, “Bu anlaşmayı imzalayanları, uygulayanları affetmeyeceğiz. Günü geldiğinde kesinlikle yargılayacağız” ifadelerini kullandı. “BÖYLE BİR ANLAŞMAYA NEDEN GEREK DUYULDU?” Partisinin grup toplantısında konuşan Meral Akşener, Türkiye’nin ekonomisini Amerika’ya emanet edenleri affetmeyeceğiz diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Günü geldiğinde bunları yargılayacağız. Sayıştay denetleyemeyecek ama Amerikalı McKinsey denetleyecek. Sayın Erdoğan neden böyle bir anlaşmaya gerek duydun? Neden Amerikalardan adam çağırdın? 34 Türk bir araya geldiğinde devlet kuruyor. Bir ofisi yönetecek bir tane Türk evladı bulamadın mı? McKinsey anlaşmasını imzalayanları, uygulayanları affetmeyeceğiz. Günü geldiğinde kesinlikle yargılayacağız.” "KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ GERÇEK EKONOMİK ÇÖKÜŞTÜR"  Hazırladıkları yeni ekonomik programda vatandaş yok, işsizlikle mücadele yok diyen Akşener konuşmasına şöyle devam etti: “Yapısal dönüşüm yok, şeffaflık, hesap verme yok. Fakat Türkiye’nin ekonomi kurumlarının ABD’ye emanet edilmesine izin veriliyor. Saray ve damadının ekonomiyi yönetemediğinin kanıtı bir programdır. Yüzleri kızarmadan yerli ve milli olanlar da bunlar. Karşı karşıya olduğumuz gerçek ekonomik çöküştür. Hükümet bankaları büyük bir risk altına sokuyor. Yandaşlar zarar etmesin diye sistem çökertiliyor. Son verilere göre ekonomi güven endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre 30 puandan fazla geriledi. Saray ve damat yaklaşan krizin faturasını vatandaşa kesmeye hazırlanıyor. Bu konuda yaptığımız uyarılar ve çağrıların saray ve damat tarafından duyulmazdan gelindiğini görüyoruz. Bütün Meclis ne gerekiyor el birliği ile oturup konuşalım. İYİ Parti bu konuda elinden ne geliyorsa yerine getirecektir. Türk milletinin üretebilmesi, emeğinin karşılığını alabilmesi birinci önceliğimizdir. Bu neden ekonomi daima gündem maddelerimizden olacaktır. AKP iktidarının tüm kadroları daha teşhiste yanılıyor. Her gün onlarca iş yeri kapanıyor ama kriz mriz yok. Kriz hanedana ve tosuncuklarına yok ama millete var. Sayın Erdoğan çık Sarayın’dan halkın arasına karış bak bakalım kriz var mı? Yaptığın doğalgaz zammı ile vatandaşın evi buz kesiyor. Karşı karşıya olduğumuz gerçek ekonomik çöküştür. Damat Berat'ın açıkladığı program IMF'siz IMF programıdır. Adını telafuz etmiyor ama işi Amerikan firmasına devrederek bunu yapıyor. Hepimiz aynı gemideyiz, gemi hızla su alıyor. Meclis'teki tüm partilere çağrımızdır, krizin sorumlusu biz değiliz ama gelin sorunu birlikte çözelim. "TÜRKİYE’NİN ÜZERİNDE BİR YÜKSÜN" “ABD’li geleneğinin işe hızlı başladığını görüyoruz. Kamu bankalarını kullanarak kendine borazan bir medya kurdun. Millete korku salarak herkesi susturacağını sandın, işte cesurlar burada. İyi Parti burada. McKinsey’e devrettiğin kadroları devralacaklar burada. Buradan yüzüne karşı haykırıyoruz: Türkiye’nin üzerinde bir yüksün. Sayın Erdoğan, bu nasıl bir lüks ve şatafat düşkünlüğüdür. Sen nasıl imam hatiplisin? Peygamber efendimizin vücudunda izi kalan kuru hasırda uyuduğunu ne çabuk unuttun. Dicle kenarındaki kuzuyu geçtim, çocuğuna pantolon alamayınca canına kıyan İsmail'lerle ilgilen. Kaza deyip geçtiğin tren katliamıyla ilgilen. Aş yerine taş kaynatan milletle ilgilen. İş bulamadığın gençlerle ilgilen.” “UNUTMA SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR” “Ekonomik kriz yanında yaşanan bir sorunumuz da devlet krizidir. Binlerce yıldır süre gelen geleneklerimiz. Kutlu devletimizin tarihten süzülerek gelen kurumları tek adam düzeni kurmak üzere yerle bir edildi. Ama aziz milletimiz bilsin ki tek bir kişi ve çevresindeki hanedanla hakimiyet altına alınmaya çalışan ülkeyi onun gerçek sahiplerine yani Türk milletine iade edeceğiz. Sayın Erdoğan bak sana Hz. Ömer’i hatırlatayım. O ücretini beytülmalden değil kendi cebinden birini tutarak ‘Bana her gün ölümü hatırlat’ demişti. Ben sana buradan hatırlatıyorum Sayın Erdoğan ölüm var ölüm. Hepimiz için ölüm var bir mizan var. Dürüst ol, işi ehline ver ve unutma senden büyük Allah var.” “SARAY’A ‘KÜLLİYE’ DİYORSUNUZ İSRAF YOK OLUYOR” “Aşure ayındayız, her bir tanesi ithal artık aşuremizin bile. Siz yerli ve milli değilsiniz. Siz GDO’sunuz, siz şarbonsunuz, siz bu milletin ağzının tadını bozansınız. Selam olsun Hz. Hüseyin’e. Bir de yezitler var bunların saraylarda ağırladığı ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyenler. Gemiye ‘gemicik’ diyorsunuz takaya dönüyor, Saray’a ‘Külliye’ diyorsunuz israf yok oluyor. Zamma ‘güncelleme’ diyorsunuz kimse zarar görmüyor. Bunların memleket diye bir meseleleri yok. Tek dertleri kendilerini yerel seçimlere atabilmek. Bir Cumhurbaşkanı dünyada ilk defa kendi kendini Varlık Fonu’nun başkanı atıyor.” “İMAR RANTI UĞRUNA KATLETTİKLERİ ŞEHİRLERİMİZİ KURTARACAĞIZ” "Doğu Türkistan’da milyonlarca Türk kamplarda toplanıyor. Saray’dan da küçük ortağından da tık yok. Senin yüzünden bir de Suriyeli sorunumuz var. Bu iş Ensar muhacir muhabbetiyle geçirilemez. Muhacirler keyif yapıp Ensar’ı savaşa göndermiyordu. Onları artık evlerine uğurlama vakti gelmiştir. Türkiye’de 4 milyon Suriyeli var. Ekonomiyi düzelteceğim diye yaptığınız tasarrufu bunlara harcadınız. 2040’da Adana, Mersin, Hatay, Gaziantep’te nüfusun çoğunluğunu oluşturacaklar. Biz İYİ Parti olarak onlara geri dönebilecekleri bir vatan vermek istiyoruz. Borazan medyada da çatlaklar geliyor bu konuda demek ki birilerinde az da olsa vicdan var hala. ABD ve Almanya ziyaretleri başarısızlıkla sona ermiştir. Görünen o ki borç batağından kurtulmak için alacaklı ülkelere yapılan ‘Ben batarsam sen de batarsın’ politikası kar etmemiştir. Yerel seçimlerde üzerimize düşeni yapacağız. Belediyelerle geldiği gibi belediyelerle gidecek. İmar rantı uğruna katlettikleri şehirlerimizi kurtaracağız. Türkiye’yi akıllı kent modeli ile tanıştıracağız. Sonra da muhteremin emeklilik işlemlerini başlatacağız. İYİ Parti güçlü ve yenilenmiş kadrolarıyla işin başına geçiyor. İyilik Kervanı yollar çıktı biliyorsunuz. Her şehrin meseleleri yerinde tespit ediliyor. Çözüm meseleleri dış akıllarla değil, ortak akılla oluşturuluyor.” (Eren GÜVENDİK)

Editör: TE Bilisim