İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.  Boğaziçi Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikleri ele alan Akşener, "Dünyanın incisi boğaziçinin sahibi millettir’’ ifadesini kullandı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Boğaziçi Kanunu'nda değişiklik yapılarak bakanlığa devredilmek istenmesini eleştiren Akşener, ‘’Buradan uyarıyorum, sonu hayırlı değil, Boğaz'ın incisi milletindir’’ şeklinde konuştu. Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, Boğaziçi Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklikleri eleştirerek, " Dünyanın incisi boğaziçinin sahibi millettir. Buradan uyarıyorum; Boğaz'ın incisi milletindir. Milletle inatlaşma. Sana bütün kapıları açan milletin iradesine saygı duymayı öğren" ifadelerini kullandı. Akşener’in konuşmasının satır başlarını şunlar oluşturdu: ‘’Geçtiğimiz hafta Cumhuriyetimizin 96’ıncı yaşını kutladık. Uzun zamandır görülmemiş bir coşku, sokaklarımızı, meydanlarımızı doldurdu. Cumhuriyet ortak değerimiz. Böyle bir coşkuyla buluşmayalı epey zaman olmuştu. Hepimize çok iyi geldi.’’ ‘’YENİDEN “BİZ” OLABİLMENİN YOLU, ORTAK DEĞERLERİMİZDE BULUŞABİLMEKTİR’’ ‘’Siyasi gerginlik stratejisiyle milleti kutuplaştıran anlayış, artık işe yaramıyor. Tüm siyasi aktörlerin bu hatadan dönmesi gerekiyor.  Milletimizin beklentisi ve mesajı budur. Yalnız; herkes şunu bilmelidir ki; manevi değerlerimize saldırmak Cumhuriyetçilik değildir. Cumhuriyete saldırmak da maneviyatçılık olamaz. Manevi değerlerimiz de, Cumhuriyetimiz de, bizi biz yapan ortak değerlerimizdir. Yeniden “biz” olabilmenin yolu, ortak değerlerimizde buluşabilmek, farklılıklarımıza da saygı göstermektir. İyi Parti’nin ilk gününden bu yana, sözünü ettiğim yeni dil, işte tam da budur. Milletimizin Barış Pınarı’ndaki duruşu,  Cumhuriyet’in yerelden merkeze, devletiyle, milletiyle birlikte kutlanması;  Şahsi menfaatlere değil, milletin menfaatlerine hizmet eden bir dil ve siyaset tarzının, ülkemizin en önemli ihtiyacı haline geldiğinin göstergesi.’’ ‘’BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ KAPIMIZA DAYANDI’’ Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz ifadesini kullanan Akşener "Güvenli Bölgeyi oluşturmak için başlayan harekat, yeni bir vizyonsuzluk kazandı. 480 kilometrelik hedefin sadece 120 kilometresinde varız. Rusya önümüze dikildi, Şam yönetimi bölgenin büyük bölümünde kontrolü ele geçirdi. Esad kazandı, Putin kazandı, İran kazandı, Trump kara geçti; kaybedense Recep Tayyip Erdoğan" ifadelerini kullandı. "GÜÇLÜ OLAMAZSAK, ELİN ADAMI KALKIP TARİHİMİZE ÇAMURU YAPIŞTIRIVERİR" ‘’Değerli milletvekilleri; Güçlü olamazsak, elin adamı kalkıp tarihimize çamuru yapıştırıverir. Oysa biz, Hazreti Türkistan nesliyiz. Bizden eziyet çıkmaz, zulüm peydah olmaz, biz de kıyım bulunmaz. Büyük edebiyatçı Cengiz Aytmatov der ki; “Düşman yakana yapışınca, çakal da ayağından asılır.” Düşman yakamıza yapıştı. Çakallaşanlar da ayağımızdan asılıyor. Acı elbette yaşanmıştır.  Ve bu acı, ortak acımızdır. Allah-u Ekber Dağları’nda donan asker bizim acımızdır. Taşnak çetelerinin kıydığı kadın, erkek, çoluk, çocuk bizim acımızdır. Tehcirde ölen Ermeni vatandaşlarımız da bizim acımızdır. Ne düşman yakamıza yapışsın, ne de çakallar ayağımızdan asılsın. Güçlü olmak işte bunu sağlamanın yoludur. Biz güçlü olduğumuzda, ne düşman dost olur, ne de çakal tavşan olur. Ama gücümüze saygı duyarlar.’’ ‘’BİZ, DEVLETİN TEMELİNİ ADALET SAYAN ATALARIN, BÜYÜKLERİN ÇOCUKLARIYIZ’’ ‘’Türk Milleti’ni kıyım yapmakla itham edenlere karşı, “Sen de şunu yaptın, sen de bunu yaptın” gibi cahilce laflarla vakit kaybedilmez. Milletlerin bir ahlakı vardır. Biz, devletin temelini adalet sayan ataların, büyüklerin çocuklarıyız. Orhun Abideleri, bunu anlatır. 622 Medine Sözleşmesi bunun için vardır. 628 Hudeybiye Anlaşması yol göstericimizdir. Türk milleti, masumların hayatına kastetmez, onları bağrına basar.’’ ‘’KUVVETLER AYRILIĞINI TESİS EDECEĞİZ’’ Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerini de sıralayarak şunları söyledi: "2002-2007 arasındaki büyüme oranını sürdürebilseydik, kişi başı milli gelirimiz 16 bin dolar olacaktı. Demek ki AK Parti'nin görece başarılı olduğu yıllarda Türkiye parlamenter sistemle yönetiliyormuş. Demek ki parlamenter sistemle Türkiye ekonomisi büyüyebiliyormuş. Daha fazla güç için sistem değiştirmeye kalktılar. Devlet geleneğimizi deneme tahtasına çevirdiler. Türkiye'de son 17 yılda yaşananlar bir geriye gidiştir. Bu tersine gidişin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. Hızla 19'uncu yüzyıla gerileyen Türkiye'nin yönünü 21'nci yüzyıla biz çevireceğiz. Kuvvetler ayrılığını tesis edeceğiz. Yasama, yürütme, yargı ve medyayı bağımsız kılacağız ve bu yoldan asla geri dönmeyeceğiz." (Eren GÜVENDİK)  

Editör: TE Bilisim