Geleneksel savaş kıyafetlerini tasarlayan ve yapan Yılmaz Akpınar ile mesleğine ilişkin sohbet gerçekleştirdik. Gazetemize mesleği ile alakalı açıklamalarda bulunan Akpınar, aslında ayakkabı ustası olduğunu ama daha sonrasında bu işe yöneldiğini ifade etti. Dizilere, filmlere kostüm tasarlayan Akpınar özellikle yeni neslin geleneksel kıyafetlerimizi öğrenmeleri gerektiğine dikkat çekerek bu tür filmlerin, dizilerin sayısının artması gerektiğine vurgu yaptı. “35 YILDIR BU İŞLE İLGİLENİYORUM” Yılmaz Akpınar, Kayseri’de yaşıyor ve yıllardır deri işiyle ilgileniyor. Mesleğinin bilinen adıyla saraciye kapsamına girdiğini ifade eden Akpınar, deri mesleğiyle 35 yıldır ilgilendiğini ve ayakkabı ustası olduğunu aktararak, şuan ayakkabı işini bıraktığını vekostüm işleriyle ilgilendiğini belirtti. Geleneksel kostüm kıyafetlerine şu sıralarda fazlasıyla ilgi olduğunu söyleyen Akpınar konuşmasını şöyle sürdürdü: DİZİLERE, FİLMLERE KOSTÜM HAZIRLIYOR “Eski dönemleri anlatan Türk dizileri, filmleri arttıkça bize olan ilgi de artmaya başladı. Bize ulaşıp diziler, filmler için kostüm hazırlamamızı istiyorlar ve biz de kostümlerini hazırlıyoruz. Bununla birlikte eski kıyafetlere ve malzemelere ilgisi olan, bunun koleksiyonunu yapan koleksiyonerlerin de ilgi alanlarının içerisindeyiz. Onlar da bize ulaşarak kostüm siparişleri veriyorlar. Tarihe çok düşkün olduklarından benden alıp giyenler bile olabiliyor. Evinde, arabasında bu tür şeylere muhakkak yer veriyorlar. Özellikle son dönemlerde bunun çok fazla arttığını söyleyebilirim.” “ATLI-OKÇULUK SPORU BİZE OLAN İLGİYİ ARTIRDI” 15 yıl önce başlayan ilk geleneksel atlı-okçuluk sporunun 4 kişi ile kurulması ve sonrasında atlı-okçuluk sporuna ilginin artmasıyla birlikte geleneksel savaş kıyafetlerine olan ilginin de arttığını belirten Akpınar, “Geçenlerde İstanbul’da Uluslararası Etnospor etkinlikleri yapıldı. O etkinlikte neredeyse 2 binden fazla sporcu vardı. Yani ilk etapta 4 kişiyle başlanan bir spor etkinliği bugün 2 binlerde kişiye ulaşmış vaziyette. Bunu bizim geleneksel savaş kıyafetleri ile de bağdaştırmamız mümkün. Bize olan ilginin artmasının bir diğer nedeninin de bu olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu. [caption id="attachment_47757" align="alignnone" width="425"] edf[/caption] “KIYAFETLERİN ORİJİNALLİĞİNİ BOZMADAN DEĞİŞİKLİKLER YAPIYORUM” Akpınar geleneksel savaş kıyafetlerini ilk yaptığında kimsenin bu konuyla ilgili bilgisi olmadığını ve kıyafetleri kimisinin Moğol, kimisinin Kırgız kıyafetleri diye tanımladıklarına dikkat çekerek, şuan kendisine gelen kişilerin şapka yerine börk demeye başladığını belirtti. İnsanlarda bu konuda ilgi olduğu kadar bilginin de olmaya başladığını söyleyen Akpınar, “Kayı, Selçuk gibi eski Türk devletlerine ve boylarına ait kıyafetleri yapıyorum. Yaparken de kıyafetlerin özgünlüğüne zarar vermeden modernize etmeye çalışıyorum. Zaten o devletler de bugüne kadar yaşıyor olsalardı onlar da kıyafet konusunda muhakkak bir değişime uğrayacaklardı. Ona istinaden ben de şeklini, orijinalliğini, kalıbını bozmadan ufak tefek değişiklikler yapıyorum.” “ÇEKİLEK OLAN KÜRŞAT FİLMİNİN KOSTÜMLERİNİ HAZIRLADIM” Atlı-okçuluk spor kulübünün kurulmasında onların kıyafetlerini ilk tasarlayanın kendisi olduğunu söyleyen Akpınar, şuan okçuluk turnuvalarının düzenlendiğini ve alakası olan kişilerin de bu şekilde kendisine ulaştıklarını ifade etti. Bu işi yapan kişi sayısının çok az olduğuna dikkat çeken Akpınar, yurtdışında bile müşterilerinin olduğunu belirterek birçok kişiye kostüm hazırladığını anlattı. Akpınar şuan Kürşat isimli bir filmin çekim hazırlıklarının olduğunu söyleyerek, “Filmin kostümlerini şuan hazırladım. Önümüzdeki günlerde de çekimlerine başlanacak. Şuan filmin kendisi ile ilgili bilgi vermek istemiyorum. Yakın zamanda herkes bunu medyadan öğrenecek zaten. Akma şunu diyebilirim ki Kürşat filminde özellikle Türklerin kadınlara verdiği öneme değinilecek” ifadelerini kullandı. ÇOCUKLAR TARİHİ ÖĞRENİYOR… Yakın zamanda Ankara’da metro altında stant Ehl-i Hüner grubu ile birlikte stant açarak kültürel değerlerin anlatıldığı sergide yer aldıklarını söyleyen Akpınar, “Unutulmaya yüz tutan sanatlarımız tanıtıldı. Ankaralılar oldukça bizimle ilgililerdi. Standımızı da çok kişi gezdi. Özelikle çocukların ilgisi çok fazla. Standımıza geldiklerinde kendileri şapkalarımızı takıyorlar, kıyafetlerimizi deniyorlar. Böylelikle yeni nesil de bizim kültürel değerlerimizle tanışmış oluyor. Bu anlamda çok faydalı iş yaptığımızı düşünüyorum ve geleneksel kıyafetlerimizi de tanıtmaya devam edeceğim. Önümüzdeki süreçte de birçok planımız var” diye konuştu. [caption id="attachment_47758" align="alignnone" width="425"] edf[/caption] “BENİMLE ALAY EDENLERİ DİNLEMEDİM” Geleneksel kostüm işi ile ilgilenmeye başladığında etrafındaki birçok kişinin kendisiyle alay ettiğini söyleyen Akpınar, “Eşim bile ilk etapta Yılmaz senin zaten işin var, bu işi yapmana gerek yok demişti. Ben bunlardan yılmadım, usanmadım. Şuan ise bu işi Türkiye’de en iy, yapan isimlerden birisiyim ve Türkiye’de tanınıyorum. İyi yerlere geldiğimizi düşünüyorum” diyerek kimsenin inandığı şeyin peşini bırakmamasına dair öneride bulundu. “ÇOCUKLAR KÜLTÜRÜLERİNİ ÖĞRENMELİLER” Son olarak, geriye dönüp insanların tarihlerini öğrenmeleri gerektiğini ifade ederek, “Yaşananlardan tecrübe edinip, yaşananları da ona göre değerlendirip analiz etmek gerekiyor. Bu analizi yaparken ise şahsi düşünmekten ziyade ülke menfaatleri ön planda tutularak ona göre analiz edilmelidir. Bununla birlikte kültürümüze yabancı olmamayı, çocuklarımızı da kültürümüzü öğrenerek büyümelerini, büyütülmelerini diliyorum” dedi. (Türkan ÇATAL YILDIZ)      

Editör: TE Bilisim