Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) ev sahipliğinde gerçekleştirilen 35’inci Bilişim Kurultayı Ankara’da başladı. “Bilişimle Üret, Bilişimle Kalkın!” sloganıyla iki gün sürecek olan kurultayda “Dijital Ekonomi ve Ötesi” ana teması ile bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. “Bilişimle Üret, Bilişimle Kalkın!” sloganıyla ile düzenlenen 35’inci Bilişim Kurultayı, TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe’nin ev sahipliğinde; Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç’un, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in, Microsoft Türkiye'de Kamu Sektörü ve Kamu Yatırımları Genel Müdür Yardımcısı Erdem Erkul’un açılış konuşmaları ile başladı. “BİLİŞİMDE TÜKETEN DEĞİL, ÜRETEN OLMALIYIZ” TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe açılış konuşmasında her devirde verilen çabaların en önemli motivasyonu hep ekonomi olmuştur diyerek,  “Günümüzde dünya ekonomisinin büyüme motorunu dijital uygulamalar ve teknolojiler oluşturmaktadır.  Bizim de geleceğimizi güvence altına alabilmemiz ve küresel ekonomiden büyük pay alabilmemiz için; teknoloji kullanan değil üreten hale gelmemiz ve dijital olgunluk seviyemizi durmaksızın yükselterek, dijital ekonomimizi geliştirmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı. “ÜLKEMİZİN DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜNÜ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUZ” BİLİŞİM 2018’in verimli geçmesini dileyen Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç şunları söyledi: “Cumhurbaşkanımız ülkemizin dijital dönüşüme geçmesine önem veriyor. Yeni sistemde ülkemizin dijital altyapısının güçlenmesi önem arz ediyor. Dijital Dönüşüm Ofisi de bu anlayış ile kuruldu. Ofis olarak Dijital Türkiye olarak çıktığımız bu yolculukta öncelikle kamudan olmak üzere ülkemizin dijital dönüşümünü gerçekleştirmek istiyoruz. Dünyada dijital dönüşüm ofisleri en yüksek iradeye bağlı olarak çalışıyor. Türkiye’de de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra Dijital Ofisin Cumhurbaşkanlığına bağlanması ülkemiz için bir fırsat. Kurultay’da yayınlanacak sonuç raporunun ülkemizin dijital dönüşümüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Hep birlikte Türkiye’nin dijital dönüşümünü gerçekleştirelim.” “İLK ADIMLARIN NE ZAMAN ATILACAĞI ÖNEMLİDİR” TBD’nin sürdürülebilir ve sektörün kalbinin attığı etkinliği 35 yıldır sürdürdüğünü dile getiren TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik şu ifadeleri kullandı: “Bilişim Teknolojileri sektörü 35 yıldır ülkemizin gündeminde. Sektörün temsilcileri yeni iş modelleri, verimlilik gibi konuları anlattı ve bugünlere gelmemizi sağladı. Sanayinin dönüşümü dünya gündemine yerleştikten sonra ülkemizde de bilişim sektörünün önemi ortaya çıktı. Değişime direnmemek gerekir. Bugünün yenisi yarının eskisi oluyor. Zamanı yakalamak için yenilikçi iş gücüne yatırım yapmalıyız. Küresel rekabet gücünün en belirleyici faktörü dijital dönüşümün kendisi oluşturuyor. Biz artık teknolojiye sahip olup, dünyada teknolojiyi değiştirenler tarafından olmalıyız. Hazırlık ve fırsat bir araya gelince şans doğurur. Dijital dönüşüm hızlı büyüme için fırsat. Türkiye’nin dijitalde Avrupa’nın üretim üssü olması için çaba gösteriyoruz. Bunun için nitelikli iş gücü, altyapı yatırımları ve son olarak sürdürülebilirlik gerekiyor. Uzakların ne kadar olduğu değil, ilk adımların ne zaman atılacağı önemlidir. Yorumlayan, sorgulayan gençlere daha çok ihtiyacımız var bu süreçte. Çağdaş bir eğitim ile insanlar değişir, insanlarla beraber dünya değişir.” “MİLLİ SEFERBERLİKTE NASIL KATKI SAĞLAYABİLECEĞİMİZİ TARTIŞIYORUZ” Türkiye Bilişim Derneği’nin sektörde yine liderlik yaptığını dile getiren Microsoft Türkiye'de Kamu Sektörü ve Kamu Yatırımları Genel Müdür Yardımcısı Erdem Erkul “Ekonominin tanımlarından günlük hayattaki alışkanlıklarımıza kadar her şey değişiyor. Biz ülkemizin dijital dönüşüm yolculuğunda milli seferberlikte nasıl katkı sağlayabileceğimizi tartışıyoruz ve destek olmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu coğrafyadan 5 milyar dolarlık bir bilişim şirketi çıkacağına inanıyoruz ve buna bir hayal olarak bakmıyoruz. Altın üçgen olarak tanımladığımız, STK’lar, üniversiteler ve kamu-özel sektörün bilişim profesyonelleri ile başaracağız” BİLİŞİM 2018’İN ANA TEMASI “DİJİTAL EKONOMİ VE ÖTESİ” TBD, 35’nci Ulusal Bilişim Kurultayı’nın ana temasını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Milli Teknoloji Güçlü Sanayi” görüşüne destek vermek, Türkiye’nin dijital ekonomi seviyesini yükseltmek ve dijital ekonominin büyümesine katkı sağlamak amacıyla “Dijital Ekonomi ve Ötesi” olarak belirledi. Yurtiçi ve yurtdışından konusunda uzman konuşmacıların davet edildiği BİLİŞİM 2018’e, kamu ve özel sektörün yöneticileri, çalışanları, sanayiciler, iş adamları, akademisyenler, girişimciler ve öğrencilerin yanı sıra teknolojiyi yoğun kullananlar da katkı sağlıyor. Uzman konuşmacıların ve seçkin katılımcıların yer alacağı BİLİŞİM 2018’de, “5G ve Ötesi Teknolojilerde Türkiye’nin Yol Haritası”, “Nitelikli İnsan Kaynağı ve Yeni Meslekler”, “Yenilikçi ve Yıkıcı Teknolojiler” ile “Yerli ve Milli Teknolojilerle Kalkınma” başlıkları masaya yatırılacak. Buna ek olarak, “Siber Güvenlikte Küresel Eğilimler”, “Dijital Ekonomi ve Fırsatlar”, “Yeni Stratejiler, Yönetişim ve Vizyon”, “Block Zinciri Uygulamaları”, “Tarımda Dijital/Sayısal Dönüşüm ve Akıllı Tarım Uygulamaları” ve “Dijital Toplum” konuları da ele alınacak. BİLİŞİM 2018’de oturumların yanı sıra akademik ve teknoloji uygulama bildirileri de sunulacak. “DÜNYA İLE YARIŞMAK, DEVLET DESTEĞİ OLMAKSIZIN SÖZ KONUSU DEĞİL” Türkiye Bilişim Derneği’nin, bilişim sektörünün dünyadaki ilk STK’sı olduğunu ve 50 yıla yakın bir süre önce yarınları düşünen bir öncü sivil toplum inisiyatifi olarak yola çıktığını dile getiren TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe şu ifadeleri kullandı: “Dijital Ekonomi ve ötesi demek, arzu ve hayallerden öteye, geleceği şekillendirmek, toplumu dönüştürmek, yenilikçi ve yıkıcı teknolojileri özümseyerek hayalleri gerçeğe dönüştürmek demektir. Bugüne kadar gerçekleştirilen her bir kurultay, ülkemizin gelişimine ve bilişim gündemine çok önemli katkılar sağlamıştır. Kurulduğu yıldan bugüne TBD’nin hedefi; Teknoloji üreten bir Türkiye, teknolojiyi, yaşam kalitesini yükseltme anlamında da kullanabilen bir toplum, nitelikli insan gücü, ve uluslararası düzeyde rekabet edebilir yerli üretim sektörünün yaratılmasıdır. Özellikle 2018 yılının, Türkiye için ‘Dijital Ekonomi Yılı’ olarak ilan edilmiş olmasını, milli kültürümüzde daima var olan işbirliği ve imece geleneğini ön plana çıkartarak bu yolda birlik içerisinde beraberce koşmaya başlamamızın başlangıcı olarak görüyoruz. Kabul etmeliyiz ki, dünya ile yarışmak, devlet desteği olmaksızın söz konusu değildir. “TEKNOPARKLARIMIZIN İHRACATI 3,6 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR” Savunma sanayiimizde yüksek nitelikli yerli teknolojinin kullanımı, bu gün yüzde yirmilerden yüzde altmışlara çıkmıştır. Teknoparklarımızın ihracatı 3,6 Milyar Dolara ulaşmıştır. Dünya standartlarında geliştirilecek olan yerli otomobile ait ilk prototipin 2019 yılında tanıtılacağı belirtilmektedir. Yerli otomobil üretimini, yerli yazılımın gelişimi ve önemi açısından büyük bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.  Yüksek teknolojili üretimi hedefleyen ‘Uçtan uca yerlileştirme programı’ sektörde büyük umut ve beklenti yaratmaktadır. İhale ve satın alma mevzuatlarımızın da yerli üretimi daha da teşvik edecek şekilde yeniden düzenleneceğini, bilişim alanında nitelikli insan gücünü arttıracak eğitim, kadro ve ücretler konusunda destek tedbirler alınacağını umut ediyoruz. “BAMBAŞKA BİR ENDÜSTRİYEL ÇAĞA GİRDİK” Yıllardır amaçladığımız Dönüşüm’ün ‘bilişim’ dünyasını yansıtan içeriği, endüstriyel devrimlerin sonuncusu olan endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 ile birlikte çok ileri seviyelere taşınmış ve toplumsal bir boyut kazanmıştır. Dönüşüm, artık; yapay zeka, makina öğretisi, derin öğrenme, otonom sistemler, nesnelerin interneti, robotlar ve diğer birçok özgün teknoloji ve uygulamaya dayalı bir otomasyon evreninde gerçekleşmektedir. Özetle, ne zaman ne şekilde değişeceği ve ne yönde gelişeceği ölçülemeyecek derecede hızla yenileşen bir sürecin içerisindeyiz. Tüm sektörleri etkileyen büyük değişimlere tanıklık edildiği, yeni iş modellerinin ortaya çıktığı, yerleşik düzenlerin yerle bir olduğu, sistemlerin yeni baştan biçimlendiği günlerden geçiyoruz. Ve en önemlisi; çalışma, bilgiye ulaşma ve iletişim kurma şekillerinin değişmekte olduğu bambaşka bir endüstriyel çağa girdik. Artık endüstriyel dönüşüm ve dolayısıyla ekonomik gelişim platformlarında, maddi sermayenin yerini dijital/sayısal teknolojileri üretebilme yeteneği, ulusal veri büyüklüğü ve veriyi işleme becerileri almaktadır.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)