Türk oyası diye de bilinen unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biri olan iğne oyasını, ustası Mesude Seyyah ile konuştuk. 30 yıldır iğne oyası yapan Seyyah, iğne oyası işinin mutlaka ipek iplikle yapılması gerektiğini belirtti. “El emeği göz nuru” tanımına en fazla uyan el işlerinden biri olan iğne oyaları, Anadolu’da birçok ev kadını tarafından yoğun şekilde üretiliyor. Kadınlar, iğne oylarını  hem ev ekonomisine katkı yapmak için hem de vakit geçirmek için yapıyor. Bu işi 30 yıldır icra eden Mesude hanımda başta aile ekonomisine katkı sağlamak için yaptığını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti; “ İğne oyasını öğrenmek için, giden gelen çok oluyor.  Dükkanımızda topluca oturup kadınlarla iğne oyası yapıyoruz.  İlk olarak aileye katkı için başladım. Bu işi annelerimizden, nenelerimizden öğrendik o zamandan bu zamana ve aynı şekilde çalışmaya özen gösteriyorum” ifadelerini kullandı. BU İŞ SÜRSÜN, ÖLMESİN İğne oyasını aynı zamanda öğrettiğini söyleyen Seyyah, “Bir kursumuz var topluca oturup arkadaşlarla yapıyoruz. Öğrenmek isteyenler için ayrıca işlemeyi öğretiyorum da. Daha önce çalıştığım modelleri öğretiyorum.  Bu işle ilgilenenlerin çoğu orta yaş grubundaki kadınlar. Bu işi biz sürdürmek istiyoruz. Keşke gençlerde ilgi gösterse ama gençlerin dikkatini pek çekmiyor. Zaten gençlerin bir çoğu okuyor pek vakitleri de olmuyor. Elimizden geldiği kadar çocuklar ve gençlere de öğretmek istiyoruz. Bu iş sürsün, ölmesin istiyorum. Bazı gençler hevesleniyor ve meraktan öğrenmek istiyor ama genelde geçici bir heves oluyor. Bir kızım var. O da hevesleniyor, ufak şeyler işliyor. Kızım okuduğu için tatil günlerinde küçük işler veriyorum. Güzel işleri görünce gençler hevesleniyorlar. Ben de işleyeyim diyorlar” şeklinde konuştu. İğne oyasıyla yaptığı işleri sırlayan Seyyah, “Her sene farklı bir iş çıkartmaya çalışıyorum. İğne oyası denilince aklınıza yapılacak bir sürü model gelebilir. Ben mesela masa,  sehpa, fiskos örtüleri, yatak örtüleri, yatak kenarları ve tülbent yapıyorum. Belki bir kısmını hatırlayamamış olabilir.  Elimizden gelen her şeyi yapıp, seneden seneye farklı işler ortaya çıkartmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin her yerine satışlarımız mevcut. Her yere sipariş gönderiyorum. Gönderdiğim işler beğeniliyor” diye konuştu. İĞNESİ ÖZEL, SİVRİ BAŞI OLMAYACAK Seyyah, oyaları işlerken daha çok ince iğneleri kullandığını vurguladı. “İnce iğneleri kullanıyoruz. İğnesi özel, sivri başı olmayacak.  Daha öncede söylediğim gibi bu işin ölmemesi için ayrıca öğretiyorum da. İplik seçimi, iğne seçimi ve nasıl işlediğini öğretiyorum. Örnekleri kendim çıkartıyorum. Her sene farklı çeşitler olmasına özen gösteriyorum. Bana kalırsa, herkesin çeyizinde bu işlerden bulunması lazım. Sandık çeyizine koyulması lazım. Çünkü bu tarihi bir iş.  Çok zor bir iş. El emeği, göz nuru derler ya tam olarak bu” dedi. BAZEN AYLAR SÜRÜYOR Yapma süresinin oldukça uzun olduğunu ve ciddi bir emek gerektirdiğini belirten Seyyah, “ Ufak bir ürünü dört gün ile bir haftada çıkarıyorum. Büyük işler genelde 2 ile 4 ay sürebiliyor. Çok iş olursa yani içi dolu olan oya işleri olursa o vakit daha da uzun sürüyor aylarımızı alıyor. Şimdi yeni işler çıktı; çarkıfelek deniliyor. Hepsinin içi dolu onun emeği daha çok. 2 ayda biteceğine içi dolu olduğu için 3 ayda bitiyor.  Elimden geldiği kadar model çıkartmak istiyorum. Çalıştığımız dükkan babamızdan, annemizden kalan bir dükkan. İsmi, Dervişhan İpekçililik yıllardır aynı şekilde, aynı yerde sürdürmeye çalışıyoruz. İpekçilik dükkanı” diye konuştu. (Zeynep NAMLI)

Editör: TE Bilisim