Liderlik Enstitüsü'nde sosyal sorumluluk çerçevesinde "Çocukları Anlama Sanatı" konulu söyleşi ile okul öncesi çocuklarla alakalı bilgiler verildi. Yetişkinlere çocuk gelişimi, çocuklarla iletişim ve çocuk eğitimi hakkında bilgiler verilirken aynı zamanda sohbet de gerçekleştirildi. 25 yıldır okul öncesinde öğretmenlik yapan ve şuan Yenimahalle İngiliz Kültür Kids Aloud Anaokulu’nda yönetici olan Ebru Turan Vural konuşmacıyken, dinleyicilere “Okul öncesi dönem hayallerin ve yaratıcılığın en üst düzeyde olduğu dönemdir. Çocuğunuzun gelişen kişiliği için en önemli dönemdir”  dedi. “OKUL ÖNCESİ DÖNEM 3-6 YAŞ ARASIDIR” Okul öncesi dönem ile ilgili hem tecrübelerini paylaşan hem de yetişkinlere bu anlamda anlamlı tüyolar veren Ebru Turan Vural öncelikle okul öncesi dönemin çocuğun 3 ile 6 yaş arasında olduğu dönemi kapsadığını belirtti. Vural, okul öncesi dönem ile ilgili şunları kaydetti: “Okul öncesinde en önemli olan şey çocukların gelişimlerinin bu dönemde çok hızlı olmasıdır. Çocuk ergenlik dönemine girdiğinde ebeveynler için ağır bir dönem olarak gelir ama okul öncesi dönem de çok hızlı geçtiğinden ergenlik döneminde yaşananlarla aynı etkileri hissettirdiğini söylemek mümkündür. Okul öncesi dönemin en önemli özelliğine gelecek olursak, okul öncesi dediğimiz çocuk günlük yaşam becerilerinin içindedir ama biz büyükler bunu pek fark edemeyiz. Genelde ebeveynler ya da öğretmenler olarak biz şunu fark ederiz ki okul öncesi çocuklar ortalığı çok dağıtırlar, neredeyse karıştırmadıkları bir yer yoktur. Esasında bu dönemdeki çocuğun tek derdi ise yaşam becerilerini geliştirmektir. Bunun için de gördüğü her şeye dokunmak ve sonrasında da onu toplamak isteyecektir.” “EVCİLİK OYUNU ÇOCUK İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR” Okul öncesi çocuklarının özelliklerini sıralamaya devam eden Vural, bir diğer özellikleri ile ilgili de çocukların hane içinden seçtikleri ebeveyni taklit etmeye başladıklarını söyledi. Vural, konuyla ilgili konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Çocuk birini taklit etmeye başladığı zaman ya annesini seçer ya da babasını seçer. Yaptığı davranışlarda adım adım ebeveynleri taklit eder, ama ebeveynler bazen yakalamayabiliriz. Örnek vermek gerekirse çocuk oyuncaklarını dizerken çocuk dikkatle izlenirse annenin, babanın ya da evdeki diğer büyüklerin (anneanne, babaanne gibi) koyduğu şekilde aynısı yapmaya başlar. Böylelikle biz eğitimciler olarak güzel bir şey yaşanır, çünkü artık okul öncesine gelen çocuk evcilik oynamaya başlamıştır bile. Evcilik oyunu çocuğun yaratıcılığını geliştirmesi, aktivitelerini desteklemesi adına çok yararlı bir oyundur. Evcilik oyunu onlar için esasında bir araçtır. Çünkü okul öncesi çocuk evciliği kreşte kurar, oynar, akşam annesi ya da babası gelir okulundan onu alır ve ertesi sabah çocuk kaldığı yerden oyununu oynamaya devam eder. Böylelikle orada çocuk taklit ederek yaratmayı ve oynamayı öğrenir. Bundan dolayı biz eğitimciler için seçtiği büyüğünü taklit etmesi çok önemlidir.” “36 AYLIK ÇOCUK ARKADAŞ İSTEMEYE BAŞLAR” Çocuğu 36 aylık olan annelerin genelde ‘çocuğum 36 aylık oldu ve ben artık ona yetemiyorum’ diye serzenişleri olduğunun altını çizen Vural bunun nedenleri ile ilgili şunları söyledi: “Bu noktada annelerin çocuklarına yetememesinin en önemli nedeni çocuğun artık ‘arkadaş’ isteme vaktinin gelmesinden dolayıdır. Kendi yaşıtlarıyla, kendi boyutundaki çocuklarla bir arada oyun oynamak ister. Evdeki büyüklerden bir kişi çocuğuyla oyun oynarken sürekli çocuğunun kazanmasına izin veriyorsa, sürekli çocuğun koyduğu kurallara göre oynuyorsa 3 yaş itibariyle çocuk bunu reddetmeye başlayacaktır. Çünkü çocuk artık sürekli kendi söylediğinin olmasından mutlu değildir. Problem çözme becerisine ihtiyacı vardır. Birileri çocuğu reddetmelidir, birileri ona hayır ya da oyunu kaybettin demelidir. Bu nedenle çocuk sürekli yön değiştirir. Eğer ki sürekli anne ona kazandırıyorsa anneyi erteler babaya döner.” “ÇOCUĞUN DİKKAT SÜRESİ UZUN DEĞİLDİR” Vural, okul öncesi çocuğun dikkatini kendi istediği yönlere yönlendirdiğini ifade ederek, “Düşünüldüğü gibi okul öncesi çocuğun dikkat süresi o kadar da uzun bir süre değildir. 3 yaşı ele aldığımızda 3 yaş çocuğundan beklediğimiz dikkat süresi 3 dakikadır. Eğer ki çocukla ilgilenen ebeveyn çocuğu dikkatle dinliyorsa ve elinde bütün materyaller varsa bu şartlarla 3 dakika boyunca çocuğun dikkati toplanabilir. Dikkat süresinin belirttiğim sürenin üzerine çıkarmak için ekstra yapılandırmalara ihtiyaç vardır ve bu şekilde ortaya çıkar. Ana sınıfındaki bir çocuğun bile anasınıfına başladığı dönemde yani eylül-ekim-kasım gibi dönemlerde dikkat süresi 12 dakikayı geçemez. Bu çocuğun genel gelişim özelliğinin bir parçasıdır. Ebeveynler çocuğun okul öncesinde aldığı eğitimle ileride çocuğu 40 dakika boyunca sırada oturmasını sağlayacak düzeye getirirler. Bu nedenle okul öncesi çocuktan en çok ilgisini çeken noktada ve oyuncakta bile uzun süreli olarak dikkatini toparlamasını beklemeyin. Bu beklendiği zaman çocukla çatışmaya girilir” dedi. “İNATLAŞMAYI ANNE-BABA ÖĞRETİR” Ebeveyn olarak öğrenilmesi gereken en önemli şeyin okul öncesi çocuklarda korku gibi inatlaşmanın da içgüdüsel olmadığını, esasında çocuğa öğretildiğini vurgulayan Vural, “Kurumumuza gelen anne babalar genelde bana ‘hocam biz kurumu çok beğendik, ama bizim çocuğumuz çok inatçı’ ifadeleriyle gelirler. Ben de bu noktada anne, babaya ‘çocuğa inadı hanginiz öğretti’ diye cevap veriyorum. Anne babalar bunun farkında olmadan çocuklarına inadı ve inatlaşmayı öğretirler. Eğer okul öncesi çocuğunuzla inatlaşırsanız gerek bir saat gerekse bir gün ya da 1 ay sonra bakmışsınız ki hep çocuğunuz kazanıyor. Çünkü çocuklar o kadar güçlü karakterlere sahiptirler ki dediklerini/istediklerini yaptırmaya başlarlar” şeklinde konuştu. Ayrıca okul öncesi dönemdeki çocukla konuşurken anne-babanın çocuklarıyla net konuşmaları gerektiğini dile getiren Vural, “Çok net, kısa ve doğru olmalısınız” ifadelerini kullandı. TEMEL ALIŞKANLIKLAR Çocukların okul öncesinde temel alışkanlıklarını edinmeye başladığını söyleyen Vural, “Tuvalet, uyku ve yemek temel alışkanlıklarını oluşturur. Özellikle tuvalet konusunda her ebeveyn muhakkak bir araştırma yapıyor. Çünkü tuvalet alışkanlığı anne-babanın korkulu rüyasıdır. Çocuğun bezi bırakmayacağına dair sürekli tedirginlikleri vardır. Ebeveynler tedirginlikleri bir kenara bırakıp tıbba kulak vermelidirler. Tıbba göre çocuğun doğal kaslarının gelişimi 2,5 yaştır ve tuvalet alışkanlığı için uygun olduğu dönemdir. Zaten bu dönemde çocuk anne-babaya sinyaller verir. Örneğin gece bezleri kuru kalmaya başlamıştır. Ya da gün içerisinde ıslattığı bez sayısı azalır. Bir müddet sonra 36 aylık döneme geldiğimizde dil gelişimiyle birlikte artık tuvalet alışkanlığı kazanmak istediğini anlatmaya başlar” dedi. TUVALET ALIŞKANLIĞI Çocuk tuvalet alışkanlığına hazırdır fakat bu kez de ebeveynler hazır olmadıklarını ifade etmeye başlarlar diyen Vural, açıklamasına şu şekilde devam etti: “Evin kirleneceği ya da kış mevsiminde alışkanlık kazanıyorsa eğer altına kaçırıp çocuğun hasta olabileceğini iddia eden ebeveynler vardır. Fakat altını ıslattığından dolayı hasta olan çocuğa ben henüz rastlayamadım. Çocuk anne-babaya zaten tuvalet alışkanlığı kazanmak istediğine dair sinyallerini vermeye başlamıştır. Biz yetişkinler için güzel bir örnek olmasa da şu örneği vermek isterim, nasıl ki biz yetişkinler sigarayı bırakmak istediğimizde bunu azaltarak bırakamıyorsak tuvalet alışkanlığı da yavaş yavaş olacak iş değildir. Gündüz bez bağlamayalım ama gece bağlayalım denilerek tuvalet alışkanlığı çözülemez. Bir şeye hep birlikte karar verilerek, hep beraber bu sürece hazırlanılmalıdır. Böylelikle bütün bezler evden çıkartılarak başlanabilir. Geceleri ise çocuğun uyku saati tayin edilerek belirli aralıklarla çocuk tuvalete kaldırılmalıdır. Eğer ki gece üzerini ıslatırsa üzeri hemen değiştirilmelidir. Okul öncesinde ise tuvalet eğitimi üzerinde şundan dolayı çok duruyoruz, çocuğa hata yapıldığında çocuğun yaralanacağı dönemdir. Küçük tuvalet gayet kolay alışkanlık haline getirilir ama büyük tuvalet o kadar da kolay değildir. Büyük tuvalette ise çocuğun sıkıntı yaşamasının en büyük nedeni çocuk kendine ait bir parçanın vücudundan ayrıldığını düşündüğü için korkar ve bırakmak istemez. Bu anlamlandırabildiği bir şey değildir. Bunun için adım adım bu çocuğa anlatılmalıdır. Bunun için de önce lazımlıkla başlayıp sonra klozete geçmek düşünülmemelidir. Bir şeye geçilecekse anne-baba net olmalıdır. Eğer net olmazsanız çocuğunuzun kafası iyice karışır. Okul öncesi çocuk için kavram kargaşası yaratılan her şey çocuk için darbedir.” (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim