Birinci Meşrutiyet’ten 1960’lara kadar olan sürede geçenlerin anlatıldığı 4 ciltlik “Hatıralar, Vesikalar, Resimlerle Yakın Tarihimiz” isimli bir dergi vardır. Tarihle ilgilenenlerin başucu kitabıdır. Benim de öyle. Ara ara ciltleri alır, sayfalarda gezinirim. Dün de yine sayfalarda gezinirken kısa bir anı dikkatimi çekti. Eski Ankara Valisi Reşit Bey’in hatıralarından kısa bir özet. 1907’de Ankara başlıklı bu makaleyi sizlerle paylaşmak istedim: “1907 Şubatı içinde Ankara’ya vali olarak geldim. Bugün hükümet merkezi olan o şehir, o zaman etrafı siyah taşlı, yıkık mezarlıklarla çevrilmiş, büyükçe bir köydü. Ufak bir mahalleden başka her tarafı haraptı. Her şehirde güvercin, kumru, serçe gibi beledi kuşlar bulunur. Ankara’nın kuşu –üst katı yıkılmış yahut ikmal edilmeyerek camsız, çerçevesiz, sıvasız bırakılıp harabeye yüz tutmuş evlerin damlarında, bir de siyah mezar taşları üzerinde mekân tutan- baykuşlardan ibaretti. Bu haraplığın iç yüzünü araştırdım. Halk evvela sıtmadan bitap idi. Şehrin yeri yüksek, havası iyi olduğu halde etraftaki sun’i demek caiz olan bir iki bataklık, sıtma illetini bu şehre musallat etmişti. Hendekler açtırarak bu bataklıklara karşı tedbir aldım. Bu tedbirin tesirini anlamak için yazın eczanelerde bir istatistik yaptırdım. O yıl kinin sarfiyatının yüzde elli derecesinde azaldığı anlaşıldı. Şehirle istasyon arasındaki şose hem dar hem bozuktu. Bunu genişletip tamir etmeyi, Sanayi Mektebi karşısındaki mezarlık bozuntusunu, etrafına bir set duvarı inşasıyla gezinti yeri haline getirmeyi düşündüm. Bu işlerde zaten açık havaya muhtaç mahpusları ücretle çalıştırarak şoseyi de gezinti yeri yaptım. Fidanlar dikildi. Ahşap fakat temizce bir de pavyon inşa edilerek halkın rağbetine arz olundu. Gece bazı sokaklarla beraber bu bahçe de lüks lambalarıyla aydınlatıldı. Fakat halkı, medeniyetin en iptidai ihtiyaçlarıyla bağdaştırmak mümkün olmadı. Ankaralılar umran (bayındırlık) ve temeddün (medenileşmek, şehirlileşmek) behreleri (her biri) noksan olmakla beraber, diğer tanıdığım birçok memleketler halkından ahlak itibarıyla yüksektir.”  

Editör: TE Bilisim