15 Temmuz 2016 kalkışmasının 3.yıldönümü. Ülkenin başına gelen en büyük belâydı. Millet büyük bir direniş gösterdi. Akşam 20 sularında başlayan darbe; ertesi gün Genelkurmay başkanı Hulusi AKAR paşanın helikopterle Çankaya köşküne inişiyle sona erdi. Aradan tam üç yıl geçti. Askeri ve sivil bürokraside fetö ile iltisaklı birçok memur KHK ile görevden alındı. Soruşturmalar başladı. Başta deniz kuvvetlerinde fetömetre ve ankesörlü telefon ile kripto elemanlar ortaya çıkarıldı. HSK darbenin ertesi günü çalışmaya başladı ve örgütle ilişkisi olan bütün yargı mensuparını (mübaşirler dahil) derhal meslekten men etti. Devletin tüm kurumlarında 17 Temmuz Pazartesi tarihinden itibaren listeler hazırlandı. Üniversiteler içerinde örgütle irtibatlı isimler tespit edildi.  KHK ile birçok ihraç yapıldı. Az sayıda olsada göreve iadeler yapıldı. İtiraz sürecinin hukuki yönden işlemesi sağlandı. Ayrıca davalar da beraat edip haklarına kavuşanlar da oldu. Yasal sürecin tamamlanmasını bekleyenler de var. Devletimiz başına gelen hadiseyi milletin desteğiyle atlatmayı başardıktan sonra; günlük işlemesinde aksaklık meydana getirmeden ayağa kalktı. Elbette yanlış adlı işlemler ve polis soruşturmaları olmuş olabilir. Birbirine iftira atan isimler de mevcuttu. Bütün duruşmalar aydınlığa karıştırılmaya çalışılıyor. Bazı insanların kayrıldığı, tanıdıkları vasıtasıyla listelerden sildirildiği ya da ihraca rağmen göz altına alınmadığı biliniyor. Ancak her şey henüz bitmedi. 12 Eylül dönemi gözaltına alınan solcu gençler Askeri Mevki hastanesine muayene getirilir. CHP genel sekreter yardımcısı Hasan Esat IŞIK beyin oğlu bir jeep ile alınıp evine götürülür. Diğerleri Mamak zindanlarını boylar. Bir partinin dava için vuruşan, tutuklanan ve de ölen gençleri liderlerinin bir oğlu olduğunu bilmiyorlardı. Daha öncede olduğu gibi, fetöcülerden de yurt dışına çıkan ve kaçmayı başaranlar oldu. İçlerinde yurt dışında ehli keyf yaşayanlar var. Hapishanede ise hala kutsal amaca hizmet ettiğini sanan kişiler var. Kitap fuarlarında sadece kendi kitaplarını alan, yalnız yönlendirilen filmleri seyreden, sohbet adı altında beyinleri yıkanan, ta öğrencilik yıllarından beri tek tip yetiştirilen bireyler tam da kendinden bekleneni yapıyorlar. Bir hakimimizin dediği gibi ana gövdeden kopan parçalar misali cansız ve düşünme yetenekleri yok. Muazzam bir hipnoz ve illüzyon ötesi özel yaratıklar haline getirilmişler. Muhakeme ve mantık sistemleri yok. Fetö onlar için Rab ötesi. Önce psikiyatri tedavisi görmeleri gerekiyor. Ancak ailelerine özen gösterilmeli. Anne ve babaları, örgütten olmayan eşleri, en başta çocukları rehabilite edilmeli. Onları topluma kazandırmak ve suçun bireyselliği ilkesinden hareket edilmeli. İsmet İNÖNÜ vatan haini ilan edilen ve linç edilen Ali Kemal beyin oğlu Zeki KUNERALP beyi dış işlerine almıştır. Daha sonra büyük elçi olmuş ve asala terör örgütünün saldırılarına uğramıştır. MİT yurt dışına kaçanlardan bir kısım adamları yakalayıp getiriyor. Ama esas elebaşı ve popüler isimleri yakalarsa ses getirecek. İçeridekilerin dirençleri kırılacak. Bazı ünlü futbolcuların bazı takımlara gelmesi onları sevindiriyor. Onlarla ilişkiye girmiş isimlerin çok ortada görünmemesi iyi olur. Aslında memur ve bürokrat kavramı yeniden ele alınmalı. Asker ve sivil tüm devlet memurları politikaya girmemeli ve de oy vermemeli. Doktor ve öğretmen memur değil, devlet adına çalışkandır. Devlet kadroları sil baştan oluşturulmalı. TRT ya kapatılmalı ya da küçültülmeli.  Özerk bir yapıya kavuşturulmalı. Atılan askerlere rağmen Irak ve Suriye' de başarılı operasyonlar yapılıyorsa, ihraç edilen memur ve hakimlere karşı işler yürüyorsa; devlet küçültülmeli. Müşavir ve denetleyen rolü ön plana çıkarılmalı. TSK yeni kanunla profesyonel bir duruma getirildi. Daha da iyisi olsun. Bu başarı diğer kurumlara da yansımalı. Üniversiteler daha sınırlı kontenjana düşürülmeli ve ilim yuvası haline getirilmeli. Tekke ve zaviye kanunu yeniden ele alınmalı. Derviş tanımı getirilmeli. Asla bir devlet çalışanı cemaatlerle iltisaklı olmamalı. Tarikatlar şeffaf ve denetlenebilir olmalı. NOT Ben FETÖ’yü biliyordum diye ahkam kesen küçük kitaplar yerine; uzmanlardan oluşan bir heyet ile her yönü incelenmeli. Ansiklopedi çapında ayrıntılı bir eser hazırlanmalı. Sonuçlanan tüm davalarda ayrıntılarıyla yayın haline getirilmeli.

Editör: TE Bilisim