Edirne’nin geleneksel el sanatlarından mis sabunları, daha yaygın bilinen adıyla kokulu meyve sabunları Ankara Kalesi’nde görücüye çıktı. 13. Yüzyıl Osmanlı’ya ve Edirne halkına mal olmuş bir el sanatı olan Edirne Mis sabunlarını 120 yıllık bir aile geleneği olan atölyede ürettiklerini dile getiren Kaan Bayramoğlu ‘’ İleriye gitmek isteyen bir toplum için en önemli şey geçmişini iyi bilmektir. Kültürümüze mümkün olduğunca zaman ayırmaya çalışalım’’ ifadesini kullandı. Altındağ Belediyesi tarafından Ankara Kalesi'nde düzenlenen "Geleneksel Türk El Sanatları" sergisi Türkiye'nin çeşitli kentlerinden gelen ustalara ev sahipliği yaptı. Sergide Ehl i Hüner grubundan biri olarak standı bulunan Kaan Bayramoğlu, 13. Yüzyıl Osmanlı’ya ve Edirne halkına mal olmuş bir el sanatı olan Edirne Mis sabunlarını gazetemize anlattı. SARAY YA DA PADİŞAH SABUNU OLARAK DA GEÇİYOR Ankara’da gerçekleştirilen  ‘’Geleneksel El Sanatları’’ sergisine Edirne’den geldiklerini kaydeden mis sabun üreticisi Kaan Bayramoğlu,  Ailemizin 120 yıllık bir aile geleneği olan atölyemizde 13. Yüzyıl Osmanlı’ya ve Edirne halkına mal olmuş bir el sanatı olan Edirne Mis sabunlarını üretiyoruz. Mis Meyve sabunu ilk olarak, 1600- 1700’lü yıllarda Edirne'de ortaya çıkmış bir el sanatıdır. Osmanlıda misk, amber ve gül kokuları karıştırılarak hamur haline getirilen sabunun meyve şekline getirilip gerçek meyve renklerinde boyanması ile yapılır. Esans katılarak üretildikleri ve ferahlatıcı bir koku yaydığı için halk arasında “mis sabunu olarak da anılan meyve sabunlarının, tarih boyunca saraydan gelen siparişlerin öncelikli olarak karşılanması gerektiğinden dolayı “saray sabunu” padişahın gerek hijyen gerekse hediye sunmaktaki titizliğinden dolayı “padişah sabunu” olarak tanımlandığı da bilinir. Görünümüyle gerçeğine şaşırtıcı biçimde benzeyen ferahlatıcı meyve sabunlarının estetik ve zevkine fazlasıyla düşkün olduğu bilinen Osmanlı sultanlarının gözde aksesuarları arasına girmesi, meyve sabunu üreticiliğinin hızlı bir gelişim içine girmesini de beraberinde getirmiştir.’’ ‘’ O DÖNEMDE SABUNLAR TEMİZLİĞİ VE SAFLIĞI SİMGELEMİŞ’’ ‘’Mis sabunları,  Osmanlı sarayında birçok yerde kullanılmaya başlamış daha sonra dönemin sultanı tarafından Avrupa’ya giden hediye sandıklarının tamamına konulmuş.  Aynı zamanda sabunlar temizliği ve saflığı simgelediği için Edirne’deki çoğu genç kız bu sabunları çeyizinde bulundurmuş adeta koymak zorunlu hale gelmiş.’’ ‘’BİR MEYVELİ SABUN YAKLAŞIK ON AŞAMADAN GEÇİYOR’’ Şu anda sabunları üreten dört atölye bulunduğunu dile getiren Bayramoğlu,’’ Dünyanın başka hiçbir yerinde üretim yok. Atölyemizde kalabalık bir ekiple daha çok el yapımı işlere imza atıyoruz. Ürünlerimizin her biri kendi meyve kokusundandır. Şeftali sabunu aynı şeftali gibi karpuz sabunu ise aynı karpuz gibi kokmaktadır. Her meyvenin kendi kokusunda kokmasının sebebi de şudur; meyve suyu fabrikalarıyla anlaşıyoruz ve rendelendikten sonra 60 derece olan bir suyla hamur haline getiriliyor.  Hamur haline getirildikten sonra hangi meyve yapılacaksa o meyvenin aroması hamura ekleniyor ve gramajlarına göre ayrılıyorlar. Daha sonra ustaların elinden geçip şekillendikçe bir üst kademeye geçiliyor.  En son gramaj ayarlandıktan ve ana hali oturduktan sonra tel yardımıyla sabunlar asılıyor ve 25 günlük bir kuruma süreci başlıyor. 25 günlük kuruma sürecinden sonra dört aşamadan geçerek kök boyalarla boyanıyor. Boyama işleminden sonra yine aynı askıya asılarak bu sefer 40 gün bekletiliyor. Mesela, bir meyveli sabun yaklaşık on aşamadan geçiyor.  Sabunlarımızı mümkün olduğunca gerçeğe yakın yapmaya çalışıyoruz örneğin şeftali sabunlarımızın çekirdekleri tamamen orijinal kendi çekirdeğidir’’ dedi. ‘’ANKARALILARIN İLGİSİ OLDUKÇA YOĞUN’’ "Geleneksel Türk El Sanatları" sergisi kapsamında gazetemize konuşan Bayramoğlu, Ankaralıların ilgisi gayet güzel. 2006 yılından beri birçok ülkede ve birçok ilde etkinliklere katıldık.  Geçtiğimiz zamanlarda Ankara, metro altında ehl i hüner grubu olarak eserlerimizi sergilemiştik. Adından da anlaşılacağı gibi işinin ehli ustalardan oluşan bir ekibiz. Hepimiz gerçekten yaptığımız işi sanat için yapmaktayız’’ şeklinde konuştu. Bayramoğlu: ‘’Hijyen ve dekor konusunda önemli rol oynayan meyve sabunu Osmanlı sarayının vazgeçilmez aksesuarı olmuştur. Ayrıca dönemin sultanları tarafından yabancı devlet adamlarına gönderilen en önemli hediyeler arasında yerini almıştır. Ürettiğimiz ürünün kültürel olarak devam etmesi ve insanlara ulaşmasını kendimize amaç edindik. Az önce de belirttiğim gibi 2006 yılından beri Ankara’ya gelip çeşitli etkinliklere katılmaktayız.  Ankaralıların ilgisi gerçekten çok güzel. Biz ürünlerimizin tarihi ve yapılışıyla ilgili bilgi veriyoruz çünkü bu geçmişin ve geleneğin unutulmasını istemiyoruz’’ ‘’DUBAİ’DEN TUTUN HOLLANDA’YA KADAR BİRÇOK ÜLKEDE ÜRÜNÜMÜZ VAR’’ Satışlara bazen yetişemediklerini dile getiren Kaan Sabuncuoğlu, ‘’El yapımı sabunlar ürettiğimiz için bazen yetişemiyoruz. Satış olarak yurt dışında birçok ülkeye gönderiyoruz. Dubai’den tutun Hollanda’ya kadar birçok ülkede ürünümüz var’’ dedi ‘’İLERİYE GİTMEK İSTEYEN BİR TOPLUM İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY GEÇMİŞİNİ İYİ BİLMEKTİR’’ Son olarak Güçlü Anadolu Gazetesi okurlarına mesajını ileten Bayramoğlu, ‘’İleriye gitmek isteyen bir toplum için en önemli şey geçmişini iyi bilmektir. Kültürümüze mümkün olduğunca zaman ayırmaya çalışalım’’ şeklinde konuştu. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)   ​  

Editör: TE Bilisim